1. olacağı yarışı yarıda bıraktı!
12 yaşında, Trabzon 24 Şubat İlköğretim Okulu öğrencisi. Yarışı değil arkadaşını düşündü...
O, Hilal Coşkuner.
12 yaşında, Trabzon 24 Şubat İlköğretim Okulu öğrencisi.
Kenan Taşkın, cuma günü Sabah'ın iç sayfasındaki haberinde, Hilal'in yaptığını ve yapmadığını duyurdu: Kros yarışına katılanlardan biriydi.
Önde koşuyordu. Son 200 metreye de önde girmiş, birinciliğe gidiyordu.
Arkasındaki "başka okuldan rakibi" çığlık atarak yere yığıldı.
Hilal, finişe koşmak yerine geri döndü. Düşen Sibel' in yanına gitti. Elini verdi. Kaldırmaya çalıştı. Rakibi baygındı. Sonra bir doktor da geldi.
Hilal "yarış"ı kaybetti. Bu sözde ortak, tuhaf, amansız hayatımız Hilal'i kazandı.
Kutlayanlar, eksik olmasınlar, eksik olmadı.
Kazanacakken düşene elini uzatıp yarıştan vazgeçebilen 12 yaşında bir çocuk ne milli geliri artırdı, ne ihracatı, ne Borsa'yı yükseltti.
AB'ye girmeyi, Avrupa'ya sesimizi duyurmayı, medyaya daha çok Alman sermayesi gelmesini, Nobel yahut Avrupa şampiyonluğu almayı da sağlamadı.
Ülke kaderini değiştirmedi; eğitimde reform, laiklikte güvence, 301'e çare, inanç özgürlüğüne kol kanat olmadı.
Bebek ölümlerinin azalmasını, kapkaçın önlenmesini, Trabzon'un liderliğini de getirmedi.
İleride belki, umarım büyük damgalar da vurur, hem de bu tevazuu ile ama şunu hatırlattı:
Sen koşarken, olur ki arkanda yere düşen biri varsa, elini uzatabilirsen, hiç kötü olmaz.
Bu, yapılabilir; evet bu da yapılabilir.
Ne iyi ki, şu amansız itiş kakış, horlama ve aşağılama silsilesi içinde, Hilaller de var.
Onlar varsa, hep ümit de var.
Ben şu hafta en çok onu sevdim bu yüzden.(Umur TALU)
HABERE YORUM KAT