Kitabının her şeyden önce seranderlerle ilgili temel bir başvuru eseri olduğunu söyleyen Atalay Yılmaz, “Seranderlere ilişkin kaynak bulmak hemen hemen
imkânsız. Ben de bu konuyu gördüğüm için herkese fayda sağlayacak bir kaynak eser ortaya koyma anlamında çalışma başlattım. 7 yıl emek verdim. Ardından da kitabımı yayına verdim.” Dedi. Yılmaz, kitabında seranderleri, var olan kategorilerine göre ayırarak incelediğini belirterek, “Bol fotoğraflarla kitabın doyurucu ve temel bir başvuru kaynağı niteliğinde olması için çaba sarf ettim. 4 ildeki yüzlerce seranderlerden derlenmiş ve kitapta ayrı bir yer verilen "Serander süslemeleri" bölümü bile bu eser için ne kadar emek harcandığının açık göstergesidir. Ayrıca kitapta seranderlerin teknik çizimleri de mevcut.” Dedi. Kitabın 9 ayrı bölümden oluştuğunu ifade eden Atalay Yılmaz, “Her bir bölüm çeşitli alt açıklamalarla zenginleştirilerek ele alınmakta. Ortaya atılan her iddia, tez fotoğraflarla kanıtlanmaktadır. Serander kültürünün nasıl yaşatılacağı konusunda da önemli bir eser ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Geçmişte mısır kurutulan seranderin günümüzde insanlara mekân olmasını sağlamak gerektiğini düşünüyorum. Kimse artık mısırı kurutmak için Serander yaptırmıyor. Serander kültürünün yaşatılması için seranderin günümüz işlevine uyarlanması gerekiyor. Fakat bunu yaparken orijinal Serander mimarisine sadık kalınmalı, serandere benzeyen yapılarla bu kültür yozlaştırılmamalı.” Şeklinde konuştu.