1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. ADI DEMOKRASİ KENDİSİ MONARŞİ
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

ADI DEMOKRASİ KENDİSİ MONARŞİ

A+A-

Demokratik ülkelerde seçimlerle işbaşına gelenlerin veya milletin mukadderatına hükmeden siyası iktidarların milletten almış oldukları vizeyi milletin istekleri ve beklentileri istikametinde kullanmaları parlamenter demokrasinin gereklerindedir. Seçilenlere vize veren seçmen kitleleri verdikleri yetkinin takipçisi olmalıdırlar. Seçmen kitleleri seçtikleri ve memleketi idare etme yetkisiyle donattıkları siyasilerin enselerinden nefeslerini eksik etmemelidirler. Verdikleri oyların takipçisi olmayan seçmen kitleleri demokrasilerde güç olmaktan çıkarak resmen tepkisiz ve mecalsiz insan yığınlarına dönüşürler.

Bizim parlamenter demokrasimiz henüz tam olarak oturmuş değildir. Lider ağırlıklı bir demokrasi geleneğimiz vardır. Milletvekillerinden alında parti teşkilatlarının en ucundaki bir görevliyi bile genel başkanların işaret ettiği bir yerde parlamenter demokrasinin sağlıklı olduğunu hiçbir akliselim siyasetçi iddia edemez.

Bu ülkenin ve bu ülkede yaşayan her insanımızın bugün en çok ihtiyaç duyduğu konu huzur ve güven meselesidir. Her şeyden önce insanımız can ve mal güvenliğinden emin olmak istiyor. Türk insanının çok büyük bir ekseriyeti bugün bırakın lüks bir hayat yaşamayı veya talep etmeyi bir yana, sırtının serin ve karnının tok olmasından başka istediği bir şeyde yok. Türk insanı bu ülkede kargaşaların, gereksiz kardeş kavgalarının yaşanmasını istemiyor artık. Kardeşçe ve hakça bir paylaşımdan başka talep ettiği bir şeyde yok.

Kurumlar arası zıtlaşmalardan, iktidar ve muhalefet arasında ki gereksiz didişmelerden insanımız artık gına getirmiş bulunuyor. AKP şu gerçeği çok iyi idrak etmek zorundadır. Tek başına iktidar olmasını en önemli sebebi geçmiş iktidarların milletin söz konusu beklentilerine çözüm üretmede gecikmiş olmalarıdır.

AKP iktidara geldiği günden beri milletin umut ve beklentilerini ertelemeyi çok iyi becermiş olsalar da milletin vermiş olduğu açık çekin süresi bitmek üzeredir. Millet AKP iktidarının devletle, devletin geçmişiyle ve devletin kurumlarına savaş açmış olmasından çokta hoşnut değildir. Darbecilerden hesap soracağız diyerek koca bir orduyu imha etmeyi düşlemek, geçmişte birileri yanlış yaptı diye şimdi yanlış yapma sırası bizde demek hiçte doğru bir yaklaşım değildir.

Sayısal çoğunluk elbette demokrasilerde önemli bir kriter olduğu kadar elbette her şeyde değildir. Sayısal çoğunluğun sayısal azınlığı yok sayması veya karşısına alması öteleştirici ve bölücü bir yaklaşım değil de nedir. Muhalefet veya sivil toplum kuruluşlarının her hangi bir konuda iktidar
karşıtı görüş bildirmeleri alaya alınmamalıdır. Siz oturun oturduğunuz yerde, sizin dediğiniz burada sökmez, bundan sonra ancak bizim dediğimiz olur mantığı çok hoş bir mantık değildir.

Her koşunun bir sonu, her yükselişin bir düşüşü, her uçuşun bir inişi mutlaka vardır. Hiçbir uçağın sürekli olarak havada kalamayacağı gibi hiçbir iktidar da sürekli olarak zirvelerde kalamaz. Gönül ister ki, iktidarların gelip gidişleri bizden sonrası tufan mantığına mahkum düşmesin.

Millet evlatları kısır çekişmelerden, gereksiz didişmelerden bu ülkeye fayda gelmeyeceğini biliyor ve bizim insanımızın herkese akliselimin hakim olmasını temenni ediyor. İktidarıyla muhalefetiyle ortak bir akıl geliştirilmesinden yana olan insanımız kavgadan çok barış, zıtlaşmadan çok kucaklaşma, kapkaççılıktan çok hakça paylaşma, yalan dolandan daha çok gerçekleri dillendirmeden yana tavır koymuş bulunuyor.

Bu devletin kurumları arasında olması gereken eşgüdüm bu dönemde bozulduğu kadar başka hiçbir dönemde bozulmadı. Devletin aort damarları durumunda olan kurumlarımız arasında maalesef sen ben kavgası bu dönemde ayyuka çıktı. Kurumlar arası kavga bir tarafa, iktidarın bünyesinde koalisyon kurmuş olan Milli görüşçülerle diyalogcular bir birlerini kuşatmanın peşindeler.

Bu dönemde süslü püslü laflarla millet evlatları çok güzel uyutuldu. Demokratikleşiyoruz denilerek hukuk resmen siyasallaştırıldı. Çağdaşlaşıyor denilerek millet kendisinden koparak kendisine yabancılaştı. Dini hizmet veriyoruz denilerek İslam in içi boşaltıldı ve diyalog hikayeleriyle dindar kesimlerin inançları çalındı. Medeniyetler arası ittifak denilerek milli olan her neyimiz varsa tersyüz edilerek her türlü kültür saldırılarına karşı kapılar sonuna kadar açıldı. Yenidünya düzenine uyum adı altında milli çizgilerimizin hepsi tarumar edildi.

Devlete kurşun sıkanlar, devlete başkaldıran çevreler masum ilan edilirken, söz konusu isyankarlarla mücadele edenler maalesef suçlu ilan edildiler. Kürt sorunu denilerek bütün Kürtler PKK denilen terör örgütünün saflarına kovalandı. Sessiz sedasız yapılması gereken birçok operasyon davulla ve zurnayla adeta intikam alırcasına yapıldı. Yapılan gürültülü ve tantanalı operasyonlar sebebiyle özellikle Askeri çevreler gibi millet evlatları üzerinde de ciddi bir moral katliamı yapıldı.


Özelleştirme adı altında Cumhuriyetin bütün birikimleri yabancılara satıldı. Serbest piyasa ekonomisi denilerek millet çoğunluğu bankalara esir edildi. Geçmişte bu memleketin bankalarının içini boşalttılar diye yakınanlar bu dönemde milletin cebini boşaltan Bankaları görmezden geldiler.

İşin çivisi çıktı diyenler bana göre yerden göğe kadar haklıdırlar. Bin yıllık muhteşem bir geçmişi olan ve bütün dünyanın gıpta ile baktığı Türk Ordusu bu dönemde terör örgütü olarak ilan edildi. Geçmişte bu memlekette siyaset yapmış gelip geçmiş bütün iktidarlar yine bu dönemde terör örgütünün ortağı olarak görüldü.

Bütün bu tahribatlar bu dönemde yapıldı. Şimdi gelinen noktada iktidar içerisinde kavga başladı. On yıllık bir çıkar birlikteliği artık çözülme noktasına geldi. Esas gümbürtü bundan sonra kopacak. Cepleri dolanlarla cepleri boşalanlar veya bu dönemde irtifa kaybı yaşayanlarla uçuşa geçenler arasında kıyasıya bir kavgaya doğru sürüklenmek üzereyiz.

Parlamenter demokrasilerde çok seslilik söz konusudur. Lider ağırlıklı yönetimler demokrasiden daha çok monarşiyi andırılar. Tek kişinin hakimiyeti hiçbir zaman demokrasi olarak tanımlanamaz. Bizim parlamenter demokrasi serüvenimiz maalesef demokrasi ve monarşi karışımı bir durum arz eder. Demokrasimizi söz konusu ikilemden kurtarabilmek için tek başına iktidarlar esasında iyi bir şanstır. Ne yazık ki, tek başına iktidara gelenler bu şansı iyi kullanmamışlar ve düşe kalka bu günlere gelmişiz.

Şimdi AKP uçağı inişe geçmiş ve pistle temas kurmuş bulunuyor. İnşallah kazasız belasız iniş gerçekleşir. Pistin kaygan olması durumunda pas geçme şansı da bırakmamış bulunuyorlar. Çünkü uçağın çıkış kapıları açılmış durumdadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
11 Yorum
  • ISIMSIZ / 09 Mart 2012 Cuma 02:19

    Bahsettigim yazi su anda yazar Osman Kaya'nin yzisina bu YORUMCU rumuzuyla yazan arkadasin yazisidir .Yani ayni yorum su anda hem sayin yazarimiz Seyfullah Firat beyin yazisina yorum olarak yazilmis ve ayni anda diger yazar Osman Kaya'nin yazisina ,noktasina virgulune dokunulmadan aynen yazilmis.Yani YORUMCU rumuzlu arkadas o yorumda kullandigi yaziyi nerden almissa hic degismeden iki ayri yazarin iki ayri konusu icin kullanmis.Yani ben bu YORUMCU arkadasa sunu demek istemistimki lutfen kendi goruslerini yaz, baskalarindan kopya yapma, birseyler yazmis olmak icin yazma,baska bir diyecegim yok.

    Yanıtla (0) (0)
  • Monşer / 08 Mart 2012 Perşembe 20:46

    ISIMSIZ’E, Bahsettiğiniz yorumu görmedim. Çünkü Sn. Osman Kaya o kadar çok zık zak çizdi ki, artık yazılarını okuma gereğini duymuyorum o nedenle de görmedim.

    Yanıtla (0) (0)
  • ISIMSIZ / 08 Mart 2012 Perşembe 18:20

    Monser rumuzlu arkadas kucuk gorunumlu ama cok onemli bir ayrintiyi gorememissin bu yorumcu hakkinda, onuda ben anlatayim.Ben yurtdisinda oldugum icin ve bu sitede yazilan her yaziyi ve yorumu buyuk bir ilgiyle okurken bugun gozume carpti, bu yorumcu nereden caldigini veya arakladigini bilemedigim o son muthis yorumunu diger yazar sayin Osman Kara'nin yazisinada aynen kopyalayip yapistirmis.Yani ben yazdim oldu gibi ama kendi yazisi degil, girin okuyun ayni yazi birbirinden farkli iki konuda yer almis.Maksat ( BAKIN BENDE YAZABILIYORUM) diye kendini gosterebilmek.Bakalim bay yorumcu bu ayibini nasil kapatacak.Artik ben ona bu saatten sonra ne hayirli isler derim nede bol gunesler temenni ederim, belki bir ozur dilerse o zaman baska ama sanmamki ozur dilesin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Monşer / 08 Mart 2012 Perşembe 09:21

    Aşağıda vatandaş ne demişti "bu durumda bizede sana; sadece Hayirli Isler Bol Gunesler demek düşer." Biz de öyle diyoruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • YORUMCU / 07 Mart 2012 Çarşamba 19:22

    Recai Kutan Rayyip Eerdoğan doğrusunu yapmış demekki demiştir ayrılıması hayırlı oldu diyor

    Diyelimki Akpartiyı ABD getirdi diğer 3lü kualisyonu iran mi getirmişti bana numara sökmez ve kimseyide kandıramazsınız bu dine istemiyerekte dinsiz ve münafıklarda hizmet ettirtir ler sen işine bak . ABD birini getirecekse başta iran düşmanı partileri başa getirirdi .

    Ziya paşa halletmediler bulugazın sırrını hiç kimse diye beyti var bir internet gogleden bulayımm:


    “her âkile bir derd bu âlemde mukarrer
    rahat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan

    halletmediler bu lügazin sırrını kimse
    bin kafile geçti hukemâdan fuzalâdan"

    ŞİMDİ KADDAFİ KESİLENLER ÖNCEDEN ERBAKANI KÜÇÜK DÜŞÜRDUĞU İÇİN TENKİT EDİYORLARDI .
    (Vay be vay anasını be!!!!!! Golu yedikkkk!!!!!!)

    Muhalefet neden suriyenin katlıamına göz yumuyor? NEDEN SURİYE HAKKINDA SUSUYOR? BİZE KİMSE AKIL VERMESİN .HULKİ CEVİZOĞLUYU MEMNUN EDEN BİR ANLAYIŞI BEN BENİMSEMEM.

    “her âkile bir derd bu âlemde mukarrer
    rahat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan

    halletmediler bu lügazin sırrını kimse
    bin kafile geçti hukemâdan fuzalâdan"

    ŞİMDİ KADDAFİ KESİLENLER ÖNCEDEN ERBAKANI KÜÇÜK DÜŞÜRDUĞU İÇİN TENKİT EDİYORLARDI

    Türkiye öyle Amerikadan israilden İrandan akıl alacak bir devlet değil başımızdada hem Osm. devletinin kültürü Atatürkün bağımsızlık "yurtta sulh cihanda sulh” ilkesini bütünleştirerek kefenle gezen bir başbakanı var korkmayın korkmayalım biz basit bir millet değiliz :" kimdedi uysal koyunum bunuda gogleye bi gireyim:

    “ Mehmet Akif Ersoy-Kim Demiş Uysal Koyunum
    Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslâ sevemem;
    Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
    Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım…
    -Boğamazsın ki !
    -Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
    Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam
    Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
    Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
    Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle
    Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
    Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum.
    Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
    Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
    Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım.
    Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.
    Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu…
    İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?”

    Yanıtla (0) (0)