AKP Devletiyle Paralel Devletin Savaşı
Devletler sosyal, siyasi, iktisadi ve kültürel tabanları olan yapılardır. Belli ortak paydalar ortaya koyamamış, millet olma noktasına tekâmül edememiş topluluklar devlet olamazlar. Devlet olabilmek için millet şarttır. Küresel oyun veya kurgularla da millet inşa edilemez. Eşkıya veya caniler topluluklarına da millet denmez. Yapay devletler tıpkı yapay milletler gibi cılız ve kalıcı olmayan kötü amaçlı yapılandırmalardır. Gerçek manada devlet olabilmek için kadım bir milletin olması şarttır. Türk milleti insanlık tarihinin en eski, en köklü ve insanlık ailesinin en kadım milletlerinin en önde gidenlerindendir. Amerika Birleşik Devletleri gibi toplama devletlerin varlığı, sosyolojik veya tarihi gerçekleri değiştirmez. Türk devlet geleneğinde ki oturmuşluk ve süreklilik milletimizin geliştirdiği ortak paydalarının sağlamlığındandır. Ortak paydaları güçsüz olan toplumların veya çözülmeye müsait milletlerin devlet hayatları da kısa ve sarsıntılıdır. Biz Türkler çok sayıda devlet kurmuş olmamızın sebebi söz konusu ortak payda kısırlığı veya zayıflığı gibi bir zaaftan kaynaklanmaz.. Bizim çok sayı da devlet kurmamızın en önemli sebebi, farklı coğrafi sahneler de rol alma misyonumuzdan, bu sebeplerle farklı renklere uyum sağlama ihtiyacımızdan kaynaklanmıştır. Tarihte üç defa alfabe değiştirmemizin en önemli sebeplerinden birisi de yine aynı coğrafi ve zamanı sebeplerdir.
Türk milletine ve Türk devletine düşman olan dış unsurlar olduğu kadar, bir o kadar da içimize sızmış devşirme türü köksüzler vardır. Devletin içine sızma hareketleri çok eskilere dayanır. Orta Asya da hayat sürerken Çin ve Moskof gavuru bu yolu birçok defa denedikleri gibi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de başta İranlılar olmak üzere Araplar, Ermeniler, Rumlar ve İngilizler devlete sızma noktasın da birçok operasyonlar yapmışlardır. Türk devleti ve milleti ayne4n geçmişte olduğu gibi bugün de çeşitli saldırılarla karşı karşıyadır. Bugün farklı ambalajlar altından Türk’e ve onun devletine saldıranlar, Çinliler veya Moskof tan ziyade ikinci kategoride yer alan saldırganlardır.
Son günlerde gündemimize oturan yeni bir kavram var. Son günlerde bazı çevreler paralel devletten bahsederlerken başka bazı çevreler de AKP yapay devletinden yakınmaktadır. Paralel devlet denen şey öyle bir yapı ki, sanki her alana sızmış, iktidarla on bir yıldan beri aynı ideleri paylaşmasına rağmen iktidar erki, bugün tehlikeyi fark edebilmiştir. Bana göre söz konusu birlikteliğe sebep olan yakınlık zorla olmamıştır. Baştan beri her iki tarafta bu ilişkiye gönüllüdürler. Şimdi ortaya çıkan paralel devleti kendi kucağına almamak için oynaşlar kavgaya tutuştular. Söz konusu bu yapay kavram, devlet içerisinde ikinci bir devlet anlamın da kullanılıyor. İktidarla cemaat arasındaki kavga söz konusu yapılanmadan kaynaklanmıştır. Millet iradesinin çoğunluğunu yanına alma kibri ve sarhoşluğu içerisinde olan AKP iktidarı aradan yıllar geçtikten sonra millet iradesini yapay bir devletle paylaştığını itiraf etmiş bulunuyor. Bu durum aynı zaman da AKP iktidarının paralel bir güç tarafından kullanıldığının da ispatıdır. Buradaki önemli başka bir ayrıntı da şu husus olsa gerek. AKP iktidarı, söz konusu iktidar ve yetki paylaşımını veya koalisyonunu bugüne kadar acaba bilerek mi yapmıştır, yoksa oyuna mı getirilmiştir? Bana göre bu işbirliği zamanında bilerek kurulmuş, şirket palazlanınca tarafların biri diğerine kazık atmak istemektedir. Henüz işin kaybedeni veya kazananı pek belli olmasa da söz konusu siyaset şirketinin iflas ettiği, ortakların kendi yorganlarını kurtarmanın derdine düştükleri açık ve seçik bir şekilde ortadadır. Dünyanın birçok stratejik coğrafyasında önü açılan, imkân tanınan, üs kurma şansı verilen cemaatin, Sayın Erdoğan’a yem edileceğine pek ihtimal vermiyorum. Bu kavga devletimizin bütün direklerinin yıkılacağı, ekonominin nefes alamaz hale geleceği, millet kimyamızın tamamen bozulacağı noktaya kadar devam ettirilecek ve en sonunda da geleceğin iktidarlarının kucağına bir ateş topu bırakılmak istenecektir. Belki de bundan sonra artık olmaz denilen olaylarla bile yeniden yüzleşeceğiz. İşte AKP iktidarının uyguladığı gayrı milli politikaların sonunda geldiğimiz tehlikeli nokta burasıdır. Ortada olan görüntülere göre AKP devletiyle paralel devlet denen çete devleti arasında amansız bir savaş yaşanıyor. Benim aradığım benim gerçek devletimin ne nane yediği veya hangi işlerle meşgul olduğudur. Aklını kaybetmiş, gözlerini hırs bürümüş iki komşu kiracı koskoca apartmanı paylaşmaya veya yakmaya karar vermişler diye apartmanın gerçek sahibi bu durum karşısında yan gelip yatamaz. Biz buradan savaşın taraflarına sesleniyoruz. Birlikteliğiniz, bugünlere gelinceye kadar birlikte kotardığınız işleriniz veya bugünkü kavganız bizi pek fazla ilgilendirmiyor. Bizim tek isteğimiz, mahallede daha fazla rezil olmayalım. Birlikte kirlettiğiniz siyaset döşeğinizi paylaşmak için koca bir devleti lütfen ateşe vermeyelim. Aklınızı başınıza alın ve kendinize gelin.
YAZIYA YORUM KAT