Demokrasiler de seçimler millet iradesinin tartıldığı terazilerdir.

Terazinin doğru tartması durumunda veya her hangi bir arıza olmadığı hallerde ortaya çıkacak her neticeye eyvallah.

 Terazi arızalı ise veya millet iradesini tartan terazinin başında ki otorite hile baz ve güvenilir değilse yazık olur millet iradesine.

Bir önceki seçimlerde, terazinin arızalı olduğu, terazi başında ki hükmedenin hilebaz olduğu bağımsız mahkemelerce tescil edildi.

Seçimler daha henüz yeni yapıldı. Ortaya çıkan tabloyu milletin çizmesine rağmen bu netice hakim aklın veya üst aklın işine gelmedi.

Söz konusu tablo üst aklın beklediği şekilde çizilmediği için seçim sabahı yeniden seçime gitme kararı verildi ve bunun zemininin hazırlanması için akıl oyunları devreye sokuldu.

Bir tarafta akıl oyunları devreye sökülürken, diğer taraftan da ülkede istikrar bozuldu şarkıları söylenerek muhtemel bir seçim de seçmen kitlelerinin koalisyonlardan uzak tek başına bir iktidarı tercih etmeye adeta mahkum edilerek toplum kıskaca alındı.

 Yaşancıktan koalisyon turları sahnelendi. Muhalefet partilerinden olan MHP erkenden net bir tavır belirleyerek olması gerekeni işaret ettiler.

Olması gereken AKP ve CHP koalisyonunun kurulmasıydı. Ülkenin de buna çokça ihtiyacı vardı. İç savaşın körüklendiği bir dönemde CHP sinin muhalefete itilmesi doğru olamazdı.

Böylesi bir durum bulanık renklere sahip olan CHP sini HDP çizgisine taşırdı ki, böylesi bir tablo bu milletin lehine olmazdı. Ne yazık ki, MHP sinin bu isteği oyun kurucuların işini zora sokmuş olsa da bu defa fiili arzu ve istekler fiili bir tabloyu ortaya çıkardı.

Ülkenin Reisi Cumhuru henüz Anayasal zemini dahi oluşmadan Başkanlığını resmen ilan ettiler. Parlamenter rejim buz dolabına konularak ortaya çıkan fiili durumun yasal zemininin oluşturulması dayatması Türk siyasetinin önüne kondu.

 Şimdi öyle görünüyor ki, ille de seçime gitmek isteyen çevreler ülkeyi yeni bir seçime taşıyacaklar. Bu iş nasıl olacak sorusunun cevabi çok bulanık olsa da karar verildi bir kere. Ülkenin birçok yerin de kara ulaşımı durmuş durumda.

Teröristler birçok bölgede özerkliklerini ilan etmiş durumda. Uçaklarımız bile alçak uçuş yapamadığı şartlarda seçim yapılacak. Bazı illerimiz de görev yapan kamu görevlileri istifa etme sırasına girmişler ve bölgeyi terk etmek için çıkış yolu arıyorlar.

Okullarımızın nasıl açılacağı bile bilinemez iken bizim üst akıl ille de seçim diyorsa durum çok vahim demektir. Bu şartlar da erken seçimi göze alanlar, AKP ve CHP koalisyonuna onay vermeyen ağalar belikli seçimlerin sonuçlarını şimdiden banko görüyorlar. İşte işin puf noktası da bu noktadır.

 Millet iradesini tartacak terazinin arızalı olma veya terazinin başında bulunacak otorite bu defa öyle kolay kolay hile yapamayacağına göre seçimlerin neticesi hiçte beklendiği şekilde çıkmayacak. Peki, o gün veya o günden sonra acaba neler olacak sorusunun cevabini bilenler var mı?

Üst aklın kurguladığı siyaset hileleri ve kurguladıkları akıl oyunları bu defa tutmayacak ve kendi sonlarını yine kendileri hazırlamış olacaklardır. O günde biz bu köşede Allah in hesabı şaşmaz diye yeni bir yazı yazacağımızdan adım gibi eminim. 2 kasım sabahı tekrar görüşmek dileğiyle hoşça ve Türkçe kalın azız okuyucular.