HDP’nin iplerinin İmralı’daki terörist başında olduğunu biliyorduk da…
Fiilen genel başkanlık yaptığını bilmiyorduk!..
Demek Selahattin Demirtaş’ın filan Genel Başkanlığı hikayeymiş!..
Baksanıza HDP Grup Başkanvekilleri ve sinemacı Sırrı İmralı’ya gidiyor, parti için yapılan anketleri Apo’ya götürüyorlar…
Orada oturuyorlar, genel seçimler için yapılan anketleri değerlendirip analiz ediyorlar!..
Apo, sonuçlara bakarak, Türkiye’yi nasıl böleceğini, Cezaevi’nde ne zaman çıkacağı konusunda hesaplar yapıyor.

Binlerce şehidimizin kanı ellerinden akan adam İmralı’da oturmuş, fiilen genel başkanlık yapıyor… İçerdeki yalakaları de HDP’yi ve temsilcilerini parlatmaya devam ediyor
Türkiye’yi nereden nereye getirdiler, yazıklar olsun

HDP= PKK. Başka tarıfı, izahı var mı? HDP’ye oy verecekler, önce bunları düşünsün.

Şimdi kalkıyorlar, demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından söz ediyorlar.

***

Sevgili okurlarım, herkes, bir koro halinde “HDP barajı aşacak mı, aşmayacak mı?” Aşarsa şu olur, aşamasa böyle olur” tartışması sürüp gidiyor. Daha düne kadar başka partilere yağ çekenler, takla atanlar, şimdi HDP’ ci kesilip, programlarında açık açık, bebek katilleri ve onların temsilcilerini şirin göstermeye çalışıyorlar.

Barajı aşarlarsa aşarlar, aşamazlarsa canları cehenneme..Geçmişte,CHP,MHP,ANAVATAN,DOĞRU YOL Partisi,barajı aşamadılar. Demokrasiye, seçmen iradesine saygı duydular.

PKK’nin Meclis’teki temsilcileri olan HDP’de barajı aşarsa, parlamentoya gelecekler, aşamazlarsa, daha çok çalışıp, seçmen iradesine saygı duyacaklar.

HDP, PKK’nin temsilcileridir. Ellerinde 40 milyon vatandaşımızın kanları var. Demirtaş dahil, bir çoğu Kandil’den gelip, Mecliste teröristlerin temsilciliğini  yapanlardır.. AKP ile olan kavgalarına da inanmıyorum. Seçim atmosferinde ki göstermelik kavgalarıdır.

Bizim Karadeniz’de bile”HDP’ye oy vereceğim” diyenler var. Versinler de nereye kime oy verdiklerini bir düşünsünler. Üst geçitlerimizde adları yazılı evlatlarımızı kimler şehit etti? PKK. Onların temsilcileri kim?.HDP.

Açıkça ifade ediyorum..HDP’ye oy vermek,40 bin vatandaşımızın katilleri olan PKK’ya oy vermek demektir. PKK’ya oy vermek isteyenler varsa, buyursunlar versinler. Bebek katillerin cinayetlerine ortak olsunlar.

***

Kürt sorunu ..Açılım. Süreç. Kimin sorunu dediniz?

Kürtlerin. Kürtlerin sorunu varda, bizim, başkalarının sorunu yok mu?

Sorun varsa hepimizin sorunu değil mi? Bir açılımdır gidiyoruz, Nereye açılıyoruz, niye açılıyoruz.?

Ülkemizde yaşayan Kürt kökenli Türklerin tamamının yıllardan beri süregelen, can alan, can veren olumsuzlukları da tasvip ettiklerini, onayladıklarını hiç sanmıyorum.

Çünkü bu gün ağızlarda sakız haline getirilmiş olan çarptırılmış söylemlerde olduğu gibi Kürtler hiçbir zaman bu ülkede ikinci sınıf vatandaş olarak görülmediler, muamele görmediler.

 ***

Devlet dairelerinde” sen Kürtsün “diye işleri mi aksatıldı, sumen altı mı edildi? Okumaları, tahsil görmeleri mi önlendi, engellendi?

Üniversitelere “sen Kürt’sün “diye alınmadılar mı? Ki; eğer öyleyse bu gün parlamentoda arz-ı endam eyleyen avukatlar, doktorlar, bilim adamları, yazarlar eğitimlerini hangi ülkede aldılar, nereden geldiler?

Bankalara yatırdıkları paralarını” sen Kürtsün “diye bloke mi edildi?Yurt dışına çıkmak isteyenlere ”sen Kürt’sün” diyerek yurt dışına çıkma yasağı mı getirildi?

Evlenmek isteyenlere” sen Kürtsün “diyerek evlenme izini mi verilmedi? Hatta Türklerle evlenmelerine mani mi olundu?

Cumhurbaşkanı mı olamadı? Başbakan mı olamadı? Orduda subay mı olamadı? Eczacı, doktor, sanayici mi olamadı?

Zengin olanların” sen Kürtsün “diyerek paraları gasp mı edildi? Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’deki en önemli işadamları Kürt kökenli kardeşlerimiz değil mi? Liste uzar gider…

***

Kürt” açılımı, “Ermeni” açılımı ve “Alevi” açılımı; şimdi de “Laz” açılımı...
Herkes bir açılımının peşinde… İstekler sıralanıyor, açık oturumlar düzenleniyor.
Her kafadan sesler çıkıyor. Herkes, her konuda uzman kesiliyor…
İşin kötüsü, bunların hepsini “İnsan haklar” şemsiyesi altında, bizi bölmeye çalışan AB ile sözde dostumuz ABD yaptırıyor...
Allah aşkına, bizden bunu isteyen Avrupa, kendi ülkelerinde; ‘Türkler Türkçe öğrensin’ diye Türkçe yayın yapan televizyon kuruyor mu?
Almanya, Almanca bilmeyen Türk işçilerine oturum izni bile vermiyor...
Madem benim ülkemde yaşayacaksın; benim resmi dilimi de bileceksin” diyor.
Doğru olan da bu…
Kürdü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevi ve diğerleri; Çanakkale’de, Sakarya’da hep beraber savaşmadılar mı?
Bu güne kadar, böyle gündemimiz oldu mu?
Neden şimdi? Herkes kendi dilini rahatça konuşmadı mı, konuşmuyor mu?
Türkiye’nin resmi dili Türkçedir. Herkes bu dili bilecek, bilmeyen öğrenecek...
Vatandaş olmanın gereğidir bu…
***
20 çocuk yapmasını bilen Kürtler, çocuklarına Türkçeyi öğretecek.
Eğitimini sağlayacak, okula gönderecek.
Devletin okulunu yakmayacak, öğretmeni kaçırmayacak. Şantiyeleri basmayacak, hukuk devletine bağlı kalacak.
Türk askerini arkadan vurmayacak, sokakları cehenneme çevirmeyecek
Ülkeyi bölmeye kalkmayacak…
PKK’nin Meclis’teki temsilcileri, ekmeğini yediği ülkesine ihanet etmeyecek.
Bayrağına sahip çıkacak, devletini tanıyacak. Yaktığı elektriğin, kullandığı suyun parasını ödeyecek.

O ZAMAN; SİSTEM PARTİSİ Olacaklar.

İstanbul’dan sevgiler.