![Ardeşen CHP'den Başkan Gültekin'e sert tepki](https://d.pazar53.com/news/48466.jpg)
Ardeşen CHP'den Başkan Gültekin'e sert tepki
CHP Ardeşen İlçe Başkanlığı 2. İlçe Danışma Kurulu Toplantısında Ardeşen Belediyesine sert suçlamalarda bulunuldu.
Ardeşen Park Cafe Düğün Salonu’nda düzenlenen toplantıya CHP Ardeşen İlçe Başkanı Ruaf Kemal Ural, CHP Ardeşen İl Genel Meclis Üyesi Mustafa Buçan, CHP Rize Eski İl Başkanı Saltuk Deniz, CHP Merkez İlçe Başkanı Recep Durmuş, CHP Pazar İlçe Başkanı Hasan Banko, CHP Rize Gençlik Kolları İl Başkanı Kemal Özgür Kahraman, CHP Ardeşen Eski Belediye Başkan Adayı Tahsin Ocaklı, CHP Ardeşen Kadın Kolları Başkanı Melek Ayata, belediye meclis üyeleri, partililer ve vatandaşlar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın konuşmasıyla başlanılan törenin açılış konuşmasını yapan CHP Ardeşen İlçe Başkanı Rauf Kemal Ural ülke ve bölge gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ural, daha sonra Ardeşen’de Fırtına Deresi’nin talan edildiğini öne sürerek açıklamalarda bulundu. Bu konuda Ardeşen Belediyesi Başkanı Hakan Gültekin’in yasalara aykırı hareket ettiğini öne süren Ural,CHP Ardeşen İl Genel Meclis Üyesi Mustafa Buçan ve Buçan'a ait lazikahaber adı internet sitesine yönelik baskı ve suçlamalar yapıldığını iddia etti.
Ural konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Hemen 30 Mart yerel seçimlerinin ertesinden, yani Haziran ayından itibaren partimiz ve İl Genel Meclisi Üyemiz Sayın Mustafa Buçan hakkında başlayan bir kara propaganda süreci yaşamaktayız. Ana slogan olarak CHP ve Mustafa Buçan arkadaşımız belediye hizmetlerine engel çıkartıyor ifadeleri kullanılmaktadır. Mesele şu fırtına deresinden malzeme çıkartılması konusu. Derelerden hangi yöntemle ve hangi sürelerde malzeme çıkartılacağı hususu yasalarla ve yönetmeliklerle düzenlenmiştir. 8 Aralık 2007 tarih 26724 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “kum çakıl ve benzeri maddelerin alınması, işletilmesi ve kontrolü yönetmeliğinin, 2.bölüm 5 madde (ç) bendinde ve (e) bendine yine aynı yönetmeliğin 3. Bölüm 7 maddesinin (c) bendinde bahsedilen kurallara göre fırtına vadisinden hiçbir şekilde malzeme alınamaz. Ancak yıllardır bu havza, özel şahıslara peşkeş çekilmiştir. Bu gayri yasal uygulamalar karşısında bazı duyarlı vatandaşlar ve çevreci örgütler müdahil olmuşlardır. Kimi bu yağmayı durdurabilmiş ve ilgililer cezai yaptırımlara çarptırılmıştır. Ama çoğu kez bu müdahale ve itirazlar muhatap bulamamış ve bu turizm havzası olabilecek deremiz uygunsuz malzeme alımlarına muhatap kalmıştır. Bu süreç sayın belediye başkanının il genel meclisi başkanlığı döneminde yaşanmıştır. Bu dönemde hatalı davrandıklarını da itiraf etmişlerdir. Devlet büyük kaynaklar ayırarak, dere kıyısındaki özel şahıs arazilerine zarar vermesinin ve toprak erozyonunun önüne geçmek için derenin her iki yakasını duvarlarla tahkim etmiştir. Eğer yukarıda belirtmiş olduğumuz yönetmelik maddelerine uygun davranılmazsa bu tahkimatlar bozulur ve hem harcanan kaynaklar heba edilmiş hem su taşkını riskleri artar, özel şahıs arazileri tehlikeye uğrar ve hem de erozyon riski artar. Sayın Gültekin başkan seçildikten sonra yaptığı ilk iş, dereden malzeme almak olmuştur. Yine bazı duyarlı hemşerilerimiz ve çevreci örgütlerin itirazları üzerine bazen alımlar durdurulmuş ve cezai işlem uygulanmış ama çoğu kez bu itirazlar dinlenmeden uygunsuz malzeme alımları devam etmiştir. Yasalar, denizlerde kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki bölge ve deniz sahil şeritlerinde ya da her iki kıyısı, taşkın tesisleri ile ıslah edilmiş olan mecralardan malzeme alınmasına izin verilmez. Ancak, daha bir hafta önce, belediyenin iş makineleri fırtına deresi üstündeki otoban köprüsüne denk gelen sahilden yani dere ağzından malzeme almıştır. Bu bölge otoban üzerindeki köprü güvenliğini tehlikeye sokan en hassas yerdir. Yasalar buna asla müsaade etmiyor. Haziran ayında zeni rafting bölgesindeki yıkılmış olan çeyrek köprüye bağlantı yapmak için dere doldurularak derenin serbest akışı engellenmiştir. Fırtına rafting tesislerinin hemen dibindeki bölgeden dere içinde büyük göletler oluşturacak şekilde belediye tarafından malzeme alınmıştır. Yapılan itirazlar üzerine olay mahalline gelen ilgili kurumun mühendisi “buradan hiçbir şekilde malzeme alınamaz” ifadesini kullanmıştır. Sayın başkan ise bizlerin de bulunduğu ortamda görevliye “tamam kardeşim sen tespitini yap ben yukarısı ile görüşürüm” ifadesini kullanmıştır. Bu ne demektir? Ben görevli filan tanımam, yönetmelikleri de takmam istediğimi yaparım demektir. Esasen belediyeye verilen malzeme alımı yazısında “alımların yönetmelikler doğrultusunda DSİ elemanlarının denetiminde yapılması istenmiştir. Ancak bunların hiçbirisi yerine getirilmemiştir. Bu durum karşısında sayın başkan, başta il genel meclisi üyemizi ve zımnen partimizi, muhtarlarımıza şikâyet ederek bizlerin hizmeti engellediğimiz propagandası yaptırılmıştır. Oysa biz Sayın Gültekin’e, derede yığılmış olan üst seviyedeki malzemeleri, teknik deyimle talveg üstü malzemeyi alarak belediye mıcır tesislerinde değerlendirmesini önerdik. Ancak sayın başkan tahkimat duvarlarının yıkılmasına neden olacak şekilde daha ince malzeme alabilmek uğruna dere içinde göletler oluşacak biçimde malzeme almaya devam etmiştir. Zaten bu izni 15 günlük süre için aldığından bizler bu durumu da görmezlikten geldik. Ancak başkan bu inadından vazgeçmemiş, dereden kum alımına devam etmiştir. Oysa dereden yönetmeliklerin öngördüğü şekilde malzeme alarak, mıcır tesislerinde beton mıcırı üretmesi mümkündür. Değerli dostlar derelerden hangi koşullarda malzeme alınacağı hususu ayrıca dönemin başbakanı Sayın Erdoğan’ın imzası ile yayınlanan 2006/27 sayılı başbakanlık genelgesinde de belirtilmiştir. Sözün kısası çıkartılan yönetmelik ve genelgeler AKP hükümetleri tarafından hazırlanmıştır. Eğer bu genelgeleri CHP yayınlasa idi o zaman bizi hizmete engel oluyorlar şeklinde suçlayabilirlerdi. Ama bunlar kendi yasalarına bile uymuyorlar. Derenin kullanım yetkisi il genel meclisinin uhdesindedir. Bu nedenle derenin korunup kollanması Mustafa Buçan arkadaşımız gibi her il genel meclisi üyesinin de görevidir. Eğer biz yasalar içerisinde hareket edilmesi konusunda haksız isek, belediyeye ilgili makamlarca kesilen cezalar ve durdurma kararları neyin nesidir? Bu ceza ve tutanaklar bile tek başına belediye başkanının gayri yasal bir faaliyetin içinde olduğunu ispat etmektedir. Dikkat çeken başka bir husus ise Sayın Gültekin’in meclis başkanlığı döneminde, önceki belediye yönetimine dereden malzeme alınması konusunda özel sektöre verilen tavizler neden verilmemiştir? Bunlar izaha muhtaçtır. Peki, arkadaşlar hizmet yapıyorum diyerek yılın 6 ayı belediyenin iş makineleri derede kamp mı kuracak? Buna göz yumabilir miyiz? Biz hizmete karşı değiliz usulsüzlüğe karşıyız. DSİ teşkilatının yönetmeliklerine uygun olarak alınacak malzeme ile de mahalle yollarının betonlaması mümkündür. Ancak başkan işin kolayına kaçarak yasaları ihlal etmektedir. Esasen burada en büyük suç, kontrol görevlisi tahsis etmeyen il özel idaresi ve DSİ bölge müdürlüğünündür.”
CHP Ardeşen İlçe Başkanı Rauf Kemal Ural’ın konuşmasından sonra CHP Ardeşen İl Genel Meclis Üyesi Mustafa Buçan konuştu. Buçan,konuşmasında Ardeşen Belediye Başkanı Hakan Gültekin’in kendisini ve sahibi olduğu lazikahaber sitesini engellemek, yıpratmak ve baskı kurmak için girişimlerde bulunduğunu ve Fırtına Deresi’nde yasa dışı çalışmalar yaptığını öne sürerek, şunları söyledi: "2014 yılında yapılan yerel seçimlerde partimizden İl Genel Meclisi üyesi olarak seçildim.1989 yılında Rahmetli Recep Çebi büyüğümüzden sonra partimiz adına seçilen ilk genel meclisi üyesiyim. Bunun sorumluluğu ve bilinci ile çalışmalarıma başladım ve aynı şekilde de devam ediyorum. Bilindiği gibi Ardeşen’de 3 İl Genel Meclisi üyesi var diğer iki arkadaşımız da AKP’den. Aynı şekilde Rize İl Genel Meclisinin toplam 30 üyesi var bunun da sadece 4 tanesi CHP’den. Baktığımız zaman sayısal olarak AKP’nin çok önde olduğu bir İl Genel Meclisi yapısı. Biz buna rağmen hemen hemen her toplumsal yararları önde tutan muhalefetimizi yapıyor ve doğru önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Sesimiz çok ve gür çıkıyor. Çünkü gücümüzü doğruluktan alıyoruz. Biz bunlara karşı çıktığımız için hedef tahtası oluyoruz. Önce Cumhuriyet Halk Partili olarak sonra da İl Genel Meclisi üyesi olarak bizim tavrımız her zaman doğruyu savunmak, adaleti savunmak ve kamu malının yağma edilmesini önlemektir. Parti olarak görevimiz halktan yana doğadan yana emekten yana yasaları çıkarmak İl genel Meclisi üyesi olarak da var olan yasalara göre görevimizi yerine getirmektir. Yasaların uygulanmasını savunmaktır. Göreve başladığım ilk günden beri Fırtına deresindeki talana ve tahribe yönelik uygulamalara karşı çıkıyorum. Bir İl genel meclisi üyesi olarak tüm yetkilerimi buna bir son vermek için kullanıyorum. Bir CHP’li olarak ben bunu Ardeşen’i çok seven birisi olarak, vatanını çok seven birisi olarak yapıyorum. Çünkü hepimizin görevi çevremizi korumak, doğayı korumak ve yaşam alanlarımızın tahrip edilmesini, birileri için rant kaynağı olmasına engel olmaktır. Bu tercihini CHP’den yana yapmış olan bizler için temel görevdir. Aynı zamanda insan olmanın da birinci koşuludur. Benim bu çalışmalarım; hizmet etmek dışında başka amaçları olanların işine gelmemiştir. Birçok kere söyledim şimdi burada sizlerin huzurunda da söylüyorum. Ben hizmet edilmesine karşı değilim. Zaten olamam. Çünkü ben İl genel meclisi üyesiyim. Benim işim hizmet edilmesini sağlamaktır. Hizmet edilecek ama adaletli olacak. Hizmet edilecek ama kamu kaynakları çarçur edilmeyecek. Hizmet edilecek ama yağma olmayacak, talan olmayacak. Hizmet edilecek ama doğa ve çevre tahrip edilmeyecek. Benim görevim bu. Sizler beni bunlar için seçtiniz. Belediye Başkanı muhtarları gezerek beni ve partimizi şikâyet ediyor. Benim hizmet yapmamı engelliyorlar diyor. Yasalara ve yönetmeliklere göre malzeme al, aldığın malzeme miktarını ve bunları nereye kullandığını kullanacağını açıkla demek hizmet yapılmasını engellemek midir, yoksa hizmetin daha iyi yapılmasını önermek midir? Bana göz yumun deniyor. Ben göz yummak için seçilmedim. Beni siz haksız ve yanlış uygulamalara göz yumun diye seçmediniz. Beni siz yapılacak yanlışlıklara karşı çıkmak için seçtiniz. Ben görevimi yapıyorum. Belediye başkanını da görevini yasalara uygun yapmaya davet ediyorum. Benim şahsıma dönük eleştiriler ve karalama kampanyası çok yoğun bir şekilde yapılmaktadır. Ben Fırtına deresindeki bu yanlışlıklara karşı çıkmasaydım bu kampanyalar yapılacak mıydı? Dün Köy Muhtarları Dernek başkanımız bir açıklama yapmış ve şahsıma dönük eleştirilerde bulunmuştur. Engellediğimizin hizmet yapılması değil yasalara aykırı işler olduğunu açıkladım. İl Genel Meclisi üyeleri ile ilgili gündeme getirmiş olduğum konunun muhatabı İl genel Meclisi üyeleridir. Cevap verecek olan onlardır. Onlar cevap vermiyorlarsa ya da bana soru sormuyorlarsa demek ki kabul etmişlerdir. Muhtar arkadaşımızın bu konuya girmesine gerek yoktur. Ayrıca benim de Belediyeden çakıl aldığımı söylemişler. Şahsım için hiçbir şey almadım. Onun için bu eleştiriye de cevap vermeme gerek yoktur. Bir kez daha söylüyorum. Biz belediyenin hizmet yapmasına karşı değiliz. Hiçbir zaman da Belediyenin hizmet yapmasını engellemedik. Aklımızın ucundan bu tür bir düşünce bile geçmedi. Bunu söylememiz birileri için hizmeti engellemek olarak algılanıyorsa biz de o kişilerin hizmetten neyi algıladıklarını sorgularız, kamuoyuna açıklarız. Öte yandan şahsıma yapılan saldırının yanı sıra sahibi olduğum Lazikahaber’e yönelik Ardeşen Belediye Başkanı Hakan Gültekin’in baskısını, sindirme ve korkutma politikalarını kınıyorum. Halkın haber alma özgürlüğünü engellemek isteyen sayın başkan, yaptığımız haberin hemen ardından belediye zabıta ekiplerini sitemizin haber müdürü Mustafa Özyanık ile muhatap ederek baskı uygulamaya çalıştı. Bazı kurumlara şikâyet yaparak sitemize baskı uygulayarak bizi sindirmek, bastırmak istedi. Ardeşen’de basına uygulanan bu baskıyı ilk kez görüyorum. Sayın başkanın hiç mi yanlışı yok? Bunu söylemek yasak mı? Bu yanlışları halkın bilmesini sağlamak yanlış mı?”
Konuşmaların ardından toplantı partililerin görüş ve önerileriyle sona erdi.
HABERE YORUM KAT