
Atmacacılık tutkusu devam ediyor
Doğu Karadeniz'de, doğayla baş başa kalarak atmacayla bıldırcın avlama geleneği tutkuyla sürdürülüyor.
Zekeriya Sarıhan
Fındıklı Avcılar Atıcılar Kulübü Derneği Başkanı Hüseyin Uzunhasanoğlu, Doğu Karadeniz kıyı şeridinde yer alan il ve ilçelerde yoğun olarak atmacacılık yapıldığını söyledi.
Geçmişten günümüze tutku ile sürdürülen atmacacılığın, doğa ile baş başa kalmak ve yılın yorgunluğunu doğal ortamda keyifle atma arzusu ile yapıldığını dile getiren Uzunhasanoğlu, ''Ayrıca atalarımızdan bize yadigar kalan atmacacılık sporunu da yaşatmaya çalışıyoruz'' dedi.
Uzunhasanoğlu, atmaca avının birbirini takip eden, temel hazırlıklar gerektiren bir süreç olduğunu belirterek "Atmaca yakalamak için önce atmaca kuşu olarak bilinen kızıl sırtlı örümcek kuşunu yakalamak gerekir. Bu kuş ise çekirge veya danaburnu adı verilen böcek yardımı ile yakalanır. Daha sonra bu kuşu kullanarak atmacayı yakalarız'' diye konuştu.
Atmacayı yakalamak için avcının ağaç dalları vasıtasıyla doğal görünüşlü 'tente' denilen yerde saklandığını anlatan Uzunhasanoğlu, şöyle devam etti:
''Tentenin hemen yanında gerilen ağın arkasında sopaya bağlı atmaca kuşu sallanır. Uzaktan hareket eden kuşu gören atmaca, ava doğru hızlı bir şekilde uçmaya başlar. Kuşa saldırmak isteyen atmaca, ağı göremez ve burada takılıp kalır. Yakalanan atmacaların iyi türden olmayanları serbest bırakılır. İyi türdeki atmacalar eğitilmek için saklanır. Atmaca beslemek ve eğitmek çocuk bakmaktan daha zor iştir. Atmacalarımızı şefkat ve sevgiyle yetiştiriyoruz. Çocuklarımıza verdiğimiz sevgiyi atmacalarımıza veriyoruz. Vahşi bir atmacanın evcilleştirilmesi işlemi tam anlamıyla olmaz. Buradaki evcilleştirme, atmacanın sahibinden korkmamasıdır. Atmaca öylesine vahşi bir canlıdır ki, hiç bir zaman, hiç bir koşulda evcilleşmez. Avcılar, beğendikleri atmacaları bir yıl boyunca besler. Bu atmacalara 'tüylek' denir.''
Uzunhasanoğlu, sonbahar aylarında bölgeye göç eden bıldırcın kuşlarını, eğitilen atmaca vasıtası ile yakalamanın atmacacılık tutkusunun temelini oluşturduğunu ifade ederek, şunları söyledi: ''Güneye göç etmek için Karadeniz'in kuzeyinden denizi aşarak gelen bıldırcınlar yorulurlar. Özellikle yağmurlu ve gök gürültülü havalarda denizin önündeki ilk toprak parçasına bile konarlar. Yağmurun geçmesine dek kondukları yerde kalırlar ve hiç hareket etmezler. Avcılar, sabah erken saatlerde bir gün aç bıraktıkları atmacaları ile bu yerlerde dolaşırlar. Bu sırada havalanan bıldırcının arkasından atmaca da uçurulur, çoğu kez de bıldırcını yakalar. Ardından avcı bıldırcını atmacanın ayaklarından alır. Doğu Karadeniz insanının en eski meraklarından biri olan atmaca besleme ve atmaca ile bıldırcın yakalama kültürünü bir tutku halinde yaşatmaya çalışıyoruz.''
HABERE YORUM KAT