1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. BAŞÖRTÜLÜ ANNENİN BAŞI AÇIK KIZI!
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

BAŞÖRTÜLÜ ANNENİN BAŞI AÇIK KIZI!

A+A-

 

            Son günlerde siyasi arenada çalkalanan ve toplumun adeta gündemini değiştiren “başörtüsü” meselesine kısaca değinmek istiyorum:

            Başörtüsü, “Ben müslümanım.” diyenler için tartışılmaz bir farzdır. Müslümanların bu haklarını yaşamaları onların en doğal haklarıdır. Eskiden denildiği gibi, “ Özel hayatında takabilirsin, ama kamusal alanda başını örtemezsin!”in bir Müslüman için asla bir önemi ve değeri yoktur. Yani, “Ben özel hayatımda müslümanım, ama kamusal alanda Müslümanlığımdan soyunuyorum.” anlayışını hiçbir Müslüman kabullenemez. Müslüman için hayatın tümü, onun dinini yaşaması için gereken yerdir; çünkü hayatı HAYY olan Allah yaratmıştır ve bu emir de onundur. Allah’tan da üstün hiçbir otorite yoktur.

             Müslüman, dinini yaşayamadığı yerde kendini esir hisseder ve bu esaretten kurtulmak için çareler arar. Bütün bu anlayış ve inancı, Müslüman olmayan birisinin anlaması da pek mümkün değildir. “Ne var yani, başını açsan ne olur, kıyamet mi kopar?” modunda olan birilerinin, bu inancı anlamaları da onlardan beklenemez. “Yemek yemek ve su içmek yasaktır!” diye bir kanun çıkarılamaz! Müslüman için DİN, yemekten de sudan da daha önemlidir; çünkü yemeyen, içmeyen biri dünya hayatına veda eder; fakat Din olmadan ölürse ebediyyen cehennemlik olur! Müslüman buna asla rıza gösteremez. Bunun da ötesinde o, Rabbini incitmekten korkar ve ondan hâyâ eder.

            Kısaca bu konuya değindikten sonra, “başörtüsü”nün yasayla korunması için çabaların olması elbette takdire şayandır. Ne var ki, başörtüsü, bu konuda geçmişi hiç iyi olmayan bir siyasi partinin bu konuyu gündeme getirmesi de, bu inancın çilesini çekenler için pek inandırıcı olmamaktadır. “Anayasal güvence” isteyen Ak Parti’nin çıkışı halka daha sıcak gelmektedir; çünkü Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bu “zulmün” çilesini çekmiş birçok insan bu partinin içindedir.

            Her neyse; benim asıl anlatmak istediğim konu biraz değişik, fakat kalemin (tuşların) beni sürüklediği mecra daha farklı oldu.

            Başörtüsü için 28 Şubat sürecinde çok ağır bedeller ödeyen birçok anne ve babanın kızları, bugün başını açmış bulunuyor! İşin ilginç ve üzücü yönü çok daha vahim! O anne ve babaların, geçmişlerini ve inançlarını hiç düşünmeden, kızlarının bu hallerini sosyal medyada paylaşarak “gurur” duymaları!..

            Bu konu her kesim tarafından çok derinden araştırılmalıdır.

            Bir toplumda veya dünyada, “yükselen değer” ne ise, o toplumun büyük çoğunluğu, bu yükselen değerden yana tavır koyar. Bugün dünyada “yükselen değer” “sekülerizm”, yani dinsiz bir hayat! “Deizm, ateizm” bu “dinsiz hayatın tanrıları konumunda bulunuyor. Fıtrî bir terbiyeden geçmemiş gençlerin bu tanrılara doğru koşmaları yadırganmamalıdır. Küçülen dünyada insanın özüne hitap edecek ve onu derinden kavrayacak davranış, söz ve mesajınız yoksa, var da bu inancı diri bir şekilde yaşayıp herkese örnek olamıyorsanız, özellikle gençliğin somut görüntü ve davranışlara kayması adeta kaçınılmazdır. Şiddetli nefs çekimi içinde bulunan gencin, nefsine hitap eden her türlü şeytanlığın kurbanı olmaktan kurtulması zordur.

            Lût kavmi tarihte yaşadı, bugün artık yaşanmaz dememelidir. Bir şeyi Kur’an seslendiriyorsa o, evrenseldir. Bugün “lgbt” denilen şey, Lût kavminin çağdaş versiyonudur. Dün vardı, bugün var, yarın da olacaktır. Müslüman, bütün bunların arasından yara almadan sıyrılabilen insandır.

            Çocuklarımız; anne ve babanın ev ortamında ve çocuklarının üzerinde derinden bir etkisi yoksa, onlar genellikle sokağın sesine uyar ve yönünü sokağa göre belirler. Rol- model olamayan ebeveynlerin, çocuklarını, kendi geleneksel inançlarında tutmaları pek mümkün değildir. Anne ve babalar da, her ne kadar geçmişte “yükselen değer başörtüsü” için direnmiş ve bedeller ödemişse bile, kızının somut dünyasına o da mağlup olmuştur; çünkü inanç kökleri derinlere inemiyordu. Önce bu olguya karşı çıksa bile, zaman içinde o da alışmış ve bu durumu normal görmeye başlamıştır.

            Eğitimin “seküler” bir anlayışla hızla ilerlemesi, çocuklarımızın fıtratına ters bir seyir izlemiştir, izlemektedir. Müfredatı değiştirmekle bu işin pek olamayacağını hâlâ göremeyen üsttekiler, öğretmen yetiştirmeyi şansa bırakmışlardır! Aynı müfredatı bir öğretmen şöyle işler, bir diğeri bunun tam tersini işler ve kimsenin de gıkı çıkmaz. Öğretmen sendikalarına bakınız, yüz seksen derecelik farklılığı orada da görürsünüz.

             Ben size bir şey diyeyim mi, kırk beş yıllık eğitimci olarak? Çocuklarının hem dünyasını hem de ukbasını derinden düşünen, bu işin ızdırabını, çilesini çeken, yaşayan birçok insan, çocuğunun eğitimi için alternatif arayışlar içine girecek ve çocuğunu, ahiretini yok sayan eğitim sisteminden kurtarmaya bakacaktır. Eğitim, sadece bilgilendirmek değildir, bir yaşam tarzıdır. Müslüman için yaşam tarzı İslam’dır. Değilse, o kız çocuğu başını açmayıp da bu sosyal baskılara nasıl dayansın? Onun ne yaşı müsait buna, ne inancı ne de sosyal çevresi. Müslüman inancında olan bir anne- baba, çocuğunu diri diri nasıl ateşe atsın?

            İnancını sağlam bir şekilde yaşayan insanlar tarih içinde hep azınlıkta olmuştur. “Çoğunluk sizi saptırır.” (En’am, 116) diyor, Allah.

            Fakat; bu hengâme içinde diri bir şekilde, nefs cihadında başarılı olmuş olan gençler de Erkam’ın evinden çıkarak hayata “diriliş muştusu” üflemeye başlamışlardır. Bu gençlerin geleceğimizi aydınlatacağına inanıyorum; çünkü Allah, bu Din’in koruyucusudur ve onu korumak için nice Mus’ab’lar, meydanlara “ Allahu Ekber!” nidalarıyla dolmaktadır. Önümüzdeki günler çok hareketli, fakat çok da bereketli olacaktır, inşallah.

     D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız