- UZUN SÜRE BİLGİSAYAR KARŞISINDA ÇALIŞAN KİŞİLERDE GÖZYAŞI SALGILANAMIYOR, BU DA GÖZ KURULUĞUNA YOL AÇIYOR
- GÖZYAŞI KURULUĞU OLAN HASTALAR, İLERİKİ AŞAMALARDA KORNEADAKİ HASARA BAĞLI OLARAK GÖZÜNÜ KAYBETME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA BULUNUYOR
- HASTALIĞIN TEDAVİSİNDE, GÖZYAŞI DAMLALARI, GÖZYAŞI DRENAJININ ENGELLENMESİNİ, DOĞAL GÖZYAŞININ TAKVİYESİNİ VE BİRİKMESİNİ SAĞLIYOR 

Bilgisayar ekranı karşısında uzun süre çalışan kişilerde göz kuruluğu tehlikesi ortaya çıkıyor. Kızarma veya kanlanma, göz yaşarması gibi belirtilerle kendisini gösteren göz kuruluğu, damla ve jel preparatlarla tedavi edilebiliyor. Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi uzmanlarından Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Yeşim Tasalı yaptığı açıklamada, günümüzde özellikle uzun süre bilgisayar karşısında iş yapan ve klimalı ortamlarda çalışan kişilerde gözyaşı salgılanamaması sonucu göz kuruluğu meydana geldiğini belirtti. Gözyaşını oluşturan bileşenlerin yeterli miktarda üretilmemesi veya bir bileşenin eksik olmasının, göz yüzeyi üzerinde kuru noktaların oluşmasına sebep olduğunu vurgulayan Opr. Dr. Tasalı, "Bu durumda da göz ile göz kapağı arasında sürekli bir sürtünme meydana gelir. Örneğin gözyaşı kuruluğu olan hastalarda, gözlerde sürekli bir yanma ve göz içine kum dolmuş hissi yaşanır. Gözler batar, kaşınır, şişer, kızarır, daha kolay enfekte olur ve hastalığın ileri aşamalarında korneadaki hasara bağlı olarak hasta gözünü kaybedebilir" dedi.
Opr. Dr. Yeşim Tasalı, 'batma, göz içinde yabancı cisim hissi, çapaklanma, akıntı, kapakların birbirine yapışması, kızarıklık, kaşınma, yanma, devamlı veya aralıklı gözyaşı akıntısı, ışığa hassasiyet, gözlerde ağrı veya hassasiyet, göz kapağı iltihabı, gözlerde yorgunluk hissi' gibi belirtileri bulunan göz kuruluğunun ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktörleri ise şöyle sıraladı:
"Ortamın etkisi: Yüksek yerler, güneşli, kuru, rüzgarlı havalar, ısıtıcı ve klimalar gözyaşının buharlaşmasını arttırır ve göz yüzeyini kurutur.
Göz kırpma: Gözyaşının göz yüzeyine yayılarak kayganlığının sağlanması göz kırpma ile sağlanır. Göz kırpma ile gözyaşı, gözyaşını boşaltan kanallara doğru itilir, burun ve boğaza gider. Göz kırpmanın azaldığı bilgisayar kullanımı, televizyon izleme, kitap okuma gibi aktivitelerde kuruluk şikayetleri artar.
Yaşlanma: Gözyaşı üretimi yaşlanma ile azalır. Hatta, 65 yaşında devamlı gözyaşı üretimi, 18 yaşına göre yüzde 60 azalır. Göz yüzeyini kaygan ve nemli tutmak için devamlı salınması gereken gözyaşı üretiminin azalması, refleks gözyaşının artmasına sebep olur ve sulanma meydana gelir.
Kontakt lens kullanımı: Gözyaşı buharlaşmasını çok arttırabilir. Bu da tahriş, enfeksiyon, kontakt lens üzerinde daha fazla protein birikimi ve ağrıya sebep olabilir. Kuru gözde kontakt lens intoleransı sık görülür.
İlaçlar: Dekonjestanlar, antihistaminler, diüretikler, kalp ve ülser ilaçları, antidepresanlar göz kuruluğuna sebep olabilirler."
'Kuru göz' sorununda çoğunlukla sebebin belli olmadığını ifade eden Opr. Dr. Tasalı, "Kuru gözle birlikte herhangi bir sistemik hastalık veya göz hastalığı bulunması şart değildir. Bunun yanında, gözyaşı salınımı yapan gözyaşı bezinde doğuştan yetersizlik, gözyaşı bezinin iltihabı, birçok romatizmal hastalığın gözyaşı bezinin çalışmasını olumsuz olarak etkilemesi (romatoid artrit, psöriyatik artrit, sarkoidoz gibi), kirpik diplerinde bulunan meibomius bezlerinin iltihabı gibi durumlara bağlı olarak da kuru göz hastalığı ortaya çıkabilir" diye konuştu.
Opr. Dr. Yeşim Tasalı, söz konusu rahatsızlığın tedavisinde gözyaşı damlalarının, gözyaşı drenajının engellenmesini, doğal gözyaşının takviyesini ve birikmesini sağladığını kaydederek, "Bunun için damla ve jel preparatları kullanılmaktadır. Özellikle şiddetli kuruluk durumlarında gözyaşını boşaltan kanalların tıkanması, 'tıkaç kullanılması, cerrahi yöntemler, koterizasyon' gibi yöntemlerle olabilir" dedi.