BİR BÜYÜK AYNA TUTUCU
Bir şey yapmaya kalkıştığınızda, yalnız kendinize göre, kendi grubunuzun ihtiyaç ve arzularına göre iş yapıyorsanız başarısız olursunuz. Ancak ilişki içinde olduğunuz diğer kişilerin de arzu ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bir şey yaparsanız başarıyı yakalarsınız; çünkü hiç kimse kendi arzu ve ihtiyaçlarına kayıtsız kalmadığı gibi, kendini de küçük görmez.
Bu durum siyasette daha çok göze çarpar. Toplumlar genellikle somut düşünür; cebini, rahatını, sağlığını, toplumdaki yerini… düşünerek siyasi partiyi belirler. Elbette ideolojik partiler de vardır; fakat bunlar tarih içinde daima marjinal kalmışlar ve kitleleri kucaklayamamışlardır. Zaten kitlelere ulaştıklarında, ideolojilerini kaybederler.
Siz daima başkalarını, olmalarını istediğiniz hallerinden çok, oldukları halleriyle desteklediğinizde, kazanırsınız. Genellikle, insanları belli bir şekilde görme isteğinden vazgeçtiğiniz zaman, onlar işbirliğine daha yakın, yatkın ve sevecen olurlar.
Kitle siyaseti, karşı tarafın önüne takoz koyarak yapılamaz; kitleleri çok iyi analiz ederek yapılır. Bu da yeterli değildir, burada lider unsuru ortaya çıkar. Kitleleri, beklentileri doğrultusunda coşturacak, her şeyden önce onlara güven verecek karizmatik bir lidere sahip olmak gerekir. Zamanın ruhu da önemli bir yere sahiptir. Sizden önceki karışıklıklar, yetersiz liderler, halkın güven duygusunun kaybolması gibi etmenler, gelecek olan yeni liderin önünü açar.
Ak Parti böyle bir ortamda siyaset sahnesine girdi ve iktidar oldu. Toplumu iyi analiz etti, kendinden önceki kaosu iyi okudu ve halka güven verdi. En önemlisi karizmatik bir lidere sahip olmanın avantajını kullandı ve kitleleri coşturdu.
Şimdi gelinen noktada Ak Parti’nin durumuna bakacak olursak; hâlâ kitlelere güven veriyor, onların beş duyusunu tatmin edecek çalışmalar yapıyor, kalkınma hamleleri gerçekleştiriyor ve karşılığını da halktan alıyor. Nitekim referandumda % 50’nin üzerinde oy alarak yeni bir oluşumun önderi oldu. Ve fakat, karşısındaki kitlelerin daha bilenmiş bir karşı duruşuna da muhatap oluyor. Neden?
Ak Parti ve onun Lideri, Cumhuriyet tarihi boyunca gelen liderlerden farklı bir konuma sahiptir. Halkın büyük bir çoğunluğu, Cumhuriyet tarihi boyunca, kendi kimliklerinden kopuşun maceralarını yaşadı. Yetişen kuşaklar, eskiye, kendi tarihlerine düşmanca tavır üzerine yetiştirildiler. Bütün eğitim ve kültürel faaliyetler buna göre yürütüldü. “Halk Müslüman” denildi, ama İslam’dan kimsenin haberi olamadı. Gizli yerlerde, hayata açılamadan ve hayatı tanıyamadan İslam’a sahip çıkanlar, sahaya inince, önce aşağılandılar, kaale alınmadılar; fakat sonradan işin ciddiyetini anlayanlar, baskılarını, hatta zulümlerini artırdılar, onların partilerini kapattılar, hayattan kovmaya çalıştılar. Öyle ya, seksen yıldır toprağa gömülenler nereden fışkırıp çıkmıştı böyle?
Ak Parti’yi bu duruma getiren, başta geçmiş iktidarların kifayetsizliğinin bıraktığı boşluk olurken, halka vermiş olduğu mesajın da etkisi büyük oldu. Ak Parti, diğer iktidarların halka vermediği bir şeyi halka vermeye çalıştı. Nedir o? Beş duyunun ötesindeki soyut bir dünya! İnançlarından dolayı horlanan, ciddiye alınmayan insanların aslında ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. İnsanların içlerine konmuş FITRAT kavramının açılımının yapılması gerektiğini vurguladı ve büyük kitlelere bir “ohh!” çektirdi. Hayattan kovulan, aşağılanan, emeği sömürülen ve elinden alınan kitleye sahip çıktı ve onlara kimliklerini hatırlattı, onurlu olduklarını sezdirdi ve onları ciddiye aldı. Lideri, halkın beş duyu ötesinde düşündüklerinin aynısını, terddütsüz ve yapmacıksız yaptı, onun da hayatının aslında bu olduğuna millet inandı ve buna göre davrandı. Liderini halk çok sevdi; çünkü halk, liderini sevmekten çok, halka ayna tutan liderin aynasında, aslında kendini görü ve sevdi. Lider de böyle bir kişilikti aslında, halka ayna tutan ve aynada halkının siluetini yansıtan bir büyük ayna tutucu.
İnsan sürekli yenilik ister. Bu, aslında onun cenneti özleminin de bir işaretidir; çünkü cennette sürekli yenilik vardır. Oysa dünya hayatı bir cennet değildir; ne var ki, cennetten bir görüntü sergileyebildiği sürece orada insanlar daha mutlu yaşarlar.
Ak Parti, önümüzdeki zamanlarda, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” ile müthiş bir yenilik yakalamış bulunuyor. Geçmiş on beş yıla baktığımızda, ondan önceki statükolara benzemeyen nice yeniliklere imza atıldığını görürüz. Her yenilik, halkın daha dik ve dinç durmasını sağlar; insanlara ümit verir. Hayat bisiklet gibidir; durunca düşersin. Önümüzde, asırların vesayetini kıracak oluşumlara şahit olduğumuzda sürpriz olmasın.
Fakat, bütün bunlara rağmen, ideolojilerini ilahlaştıranların evlerini altından, sokaklarını gümüşten de yapsanız, onları memnun edemezsiniz! Ateşin varlığı bir gerçek, ocağınızı yakmak için de ateşe muhtaçsınız. Dikkat edin de evinizi yakmayın!
D.Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci
YAZIYA YORUM KAT