Milletler arası kavga son hızıyla devam ediyor. Tarih zaten milletler arası savaşlardan ibaret olan hoş bir roman değil mi? Romanın yazarları her zaman aynı odaklar olduğu gibi maalesef bu romanın okuyucuları da her zaman mazlum milletler olmuştur.
             Değişlik hilelerle başlayan bu mücadele zaman içerisin de çeşitli yöntem ve silahlarla takviye ederek günümüze gelinmiştir. Savaşların arka planın da genellikle hükmetme, zenginlik kaynaklarını sömürme dürtüleri vardır. Bu konuda sicili en bozuk olan dünya bugün insanlığa medeniyetin ve uygarlığın beşiği olarak dayatılan batı dünyasıdır. Batı kaynaklı vahşi kapitalizmin temelinde batı dünyasının doymak nedir bilmez ihtirasları ve acımasızlık duyguları vardır.
          Batı dünyasının gaddarca saldırı ve niyetlerine karşı mazlumlar dünyasını tarihler boyunca savunan yegane millet mensubu olmakla şükrettiğimiz ve gurur duyduğumuz Türk milletidir. Batının yayılmacı politikalarına set teşkil eden bu milletin varlığı tüm batı dünyasını sürekli bir şekilde rahatsız etmiş ve Türkleri Anadolu dan geri itmek için yazılmamış senaryo kalmamıştır. İnsanlığın ortak romanı diye anladığımız tarihin en görkemli ve şanlı oyuncusu olan bu millet ne yazıktır ki bu unvanını kaybetmiş ve şimdi yok edilme tehlikesiyle cebelleşip durmaktadır. Bu millet orta Asya dan bu coğrafya ya kendi gayretlerinden daha çok ilahi takdirin onayıyla geldiğine inanırız. Bizim bu görüşümüze karşı çıkanların öne sürdükleri tez veya soru şudur. “Ne demek istiyorsunuz, Allah Türk milletine torpil mi geçti iddiasındasınız. Bu iddianız küfürdür derler bize”. Bizde bu soysuz takınma sormak isteriz ve deriz ki; sizler bu iddialarınızla Türkler haşa Allahın iradesini aşarak mı Anadolu ya geldiler diyorsunuz? Bu sorumuza karşı bu defa söz konusu develer verilebilecek cevap bulamayınca her zaman kullandıkları silahı kullanarak bizi mürtet ilan ederler. Bahse konu ettiğimiz ve dini etiket altında gizlenen bu çevreler batı dünyasının paralı askerlerinden başka hiçbir şey değillerdir. Batının hizmetkârlığına soyunan bu devşirme şövalye takımı şimdi milletin mukadderatı üzerin de tarihin en iğrenç kumarını oynamanın gayret ve ihanetindeler. Batılı Emperyalistlerin geliştirdikleri en son oyun Ulus devletleri parçalamak, akraba devletleri oluşturarak dünyada ki devlet sayısını bine çıkarmaktır. Bunun başka bir izahı şehir ve bölge devletleri kurarak milli devletleri lokma lokma edip yutmaktır. Türk milleti bu kirli oyunla bugün karşı karşıya gelmiş durumdadır. Türkiye de otuz altı çeşit insan topluluğu vardır diyenler bu şeytan değirmeninin en sicilli hamallarıdırlar. Biz iddia ediyoruz ki, Türk milletini imha etmeden bu küresel projeyi gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır. Bunu bilen küresel odaklar bundan dolayı var güçleriyle üzerimize gelmektedirler. Bu defa kendileri gelmiyor maalesef. Bu defa bahse konu ettiğim millet ve milli devlet düşmanı Nemrut kırıntıları üzerimize salınıyor. Siyasal İslam denilen şeytanı yol ve bu yolun avanak yolcuları bugün bu milletin varlığını tehdit ediyor. Proje çok kapsamlı bir projedir. Önce insanların dinlerinin içi boşaltılacak ve daha sonrada mensubiyet duyguları sıfırlanacak. Aidiyetini ve dinini kaybeden millet bir sonra ki aşamada koyun sürüsü haline getirilerek resmen bir insan molozuna dönüştürülerek imha edilecek. Bugün oynanan oyun budur, sahnedeki oyuncularda bu oyunun sahtekâr oyuncularıdırlar. Yıllardan beri avazımız çıktığı kadar haykırıyoruz. Bütün baskılara, tehditlere rağmen haykırmaya devam edeceğiz. Gözlerimizin önünde bir millet imha ediliyor. Kullanılan silahlar dinden alında uyuşturucu denilen illete kadar sıralanmaktadır. En büyük sermayeleri yalan, iftira ve istismardır. Söz konusu silahları çok ustaca kullanan bu ekip şimdi en son hamlelerini yapmaya niyetlenmiş görünüyorlar. Son hamleleri çıkaracakları Türk-Kürt savaşın da Türkleri yenilgiye uğratmaktır. Bunun kolay olmadığını görenler şimdiler de milli cephenin içine fitne sokmanın peşindedirler. Türkler ve Kürtler diye taraflar mevzilenince Türk milletinin tek yumruk olacağından korkanlar bu defa siyasal İslam denilen illete yakalanan çevreleri milli cepheden koparmak için İŞİD denilen örgüt veya benzerlerini devreye sokarak iç savaş çıkarma fırsatı kollamaktadırlar. Bu oyuna malzeme olacak o kadar saf ve akılsız sözde Müslüman var ki, bunları düşündükçe ürpermeden de edemiyoruz. Henüz on beş yaşında ki genç insanları  dua okumasını bilmezler” diye öteleyen zihniyetin ikinci basamağında bu insanları mürtet olarak hedef göstermek ve daha sonra da tekbir getirerek sözde şeriat devleti adına boğazlamaya kadar gidecek karanlık bir zihniyettir. Bundan öteye susmak, korkmak, sinmek diye bir tarz bizim kitabımız da yer alamaz. Bütün bu gerçekleri ve akıl oyunlarını bu millete anlatmak bizim boynumuzun borcudur. Allah sonumuzu hayır eylesin dualarım yanın da Allah bu millete kem gözlerle bakan bütün baykuşları da kahreylesin.