1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. BU GİDİŞE KİMLER DUR DİYECEK
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

BU GİDİŞE KİMLER DUR DİYECEK

A+A-

Hiçbir millet dış saldırılarla asla toptan imha edilemez. Milletlerin tarih sahnesinden silinmesi veya tarihe gömülmesi dış saldırılardan daha çok kendi evlatlarının gafletleri, delaletleri veya ihanetleri neticesinde yaşanır. Şanlı geçmişimizi objektif bir yaklaşımla sorguladığımız zaman başımıza gelen belaların en dayanılmaz olanlarının içimizde yaşayan gafiller yüzünden geldiğini açık bir şekilde görürüz.

Osmanlının parçalanıp dağılması aynı gaflet veya delalet erbabının ihanetleri sonucu yaşanmıştır. Bu millet kendi evlatlarından çektiği kadar başka hiçbir düşmanından çekmemiştir. Harici düşmanlarımızın en zor şartlarda bile hiçbir zaman diz çöktüremediği bu millet ne acıdır ki, kendi evlatlarının yanlışları yüzünden defalarca yok olma tehlikesiyle yüz yüze gelmiştir.

Her yok oluş veya yıkılış tehlikesi yaşadığımız zaman bu millet bir şekilde çıkış yolunu bulmuş, en zor şartlarda bile ayağa kalkmasını yeniden başarmıştır. Son zamanlarda yaşamakta olduklarımızı hafife almak belki de millet hayatımızın en büyük yanılgılarındandır. İçinden geçmekte olduğumuz şartlar çok ağırdır şartlardır ve her saniye aleyhimize gelişen oldubittilerle karşı karşıyayız. Dış politika da resmen teslim bayrağı çekmiş bir durumdayız.

Koskocaman imparatorluktan elimizde kalan bir avuç Anadolu toprağı bile küresel odaklarca bize çok görülmekte ve topraklarımız parçalanarak elimizden alınmak istenmektedir. Asırlarca birlikte yaşadığımız öz kardeşlerimiz şimdi bize düşman edilmiş ve bizden koparılarak küresel eşkıyaların hizmetkarı yapılmak istenmektedir. Üzerimizde ki oyunlar çok açık bir şekilde oynanmasına rağmen, milletin mukadderatına hükmedenlerin bu tezgahlara karşı derin uykularda olmaları işin en acı tarafıdır.

Vatan topraklarımız lime lime edilirken halen bazı şarlatan takımının Osmanlıyı yeniden inşa ediyoruz yaygaraları artık sınır bozucu doza ulaşmış bulunmaktadır. Benim devletim bugün eğer bir dağ eşkıyasının ayağına giderek yardım dileniyorsa bu durum bu millet için bir züldür. Bu onur kırıcı durumları halen bazı çevreler onur vesilesi yapıyorsa başımızı ellerimiz arasına alıp düşünmemiz lazım.

En son manzaraya göre Kürt ambalajı altında büyük İsrail devleti sınırlarını Iran sınırından İskenderün körfezine kadar uzatmış bulunmaktadır. Güney doğumuzun bu yeni yapıya entegre olması için ciddi tehditler ve hesaplar söz konusudur. Bütün bunlara rağmen halen birileri her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çalışıyorsa bu manzara delaletin çök ötesinde bu millete resmen ihanettir.

Türkiye resmen oyuna getirilmiş ve kendi bölgesinde yalnızlığa mahkum edilmiştir. Teslimiyetçilikte sınır tanımayanlar bu kafalarla bu işlerin üstesinden gelemeyecekler diye korku duyarım. Halen Ordusunun yarısı hapiste olan ve savaşın eşiğinde olan bir ülke düşünün. Bu korkunç tablo karşısında endişe duymamak nasıl bir zihniyetin eseri olabilir. Türkiye resmen fiili bir işgal tehlikesiyle ve bölünme sancısıyla kıvranmaktadır. Bu acı gerçekler milletten saklanmaktadır. Bugün Güney doğumuzda resmen bir iç isyan söz konusudur ve her gün şehitlerimiz gelmekte ve her gün vatan evlatları kendi vatan topraklarımızda kahpe kurşunlara hedef olmaktadır.

Bugün büyük şehirlerimiz bile her türlü tehdide ve sabotaja karşı korumasız durumdadır. Batı illerinde hoş olmayan sesler çıkmaya başlamıştır. Devlet kademelerinde ki bütün doğu kökenli insanları diledikleri bölgeye gönderin gibi talepler ve sesler yükselmeye başlamıştır. Böylesine tehlikeli gelişmelere karşı halen Cumhuriyetle uğraşan gafillerin adlarını nasıl koymamız gerekir acaba. Bu ne zillettir bu ne delalettir. Her şey elimizden gittikten sonra mı aklımızı başımıza toplayacağız. Allah aşkına kendimize gelelim ve tek vücut olduğumuzu herkese gösterelim artık. Zaman iktidarla muhalefetin kucaklaşma zamanıdır. Zaman siyası kavgalardan uzak durma zamanıdır. Zaman millete moral yüklemenin zamanıdır. Ne yazık ki biz halen iç siyasette bir birimize tezgah kurmakla uğraşıyoruz. Bize de geriye Allah ıslah etsin demekten başka bir şey kalmıyor..

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
9 Yorum
  • vatandaş / 13 Kasım 2012 Salı 19:37

    sayın başbakan ben bop(büyük ortadoğu projesi) eş başkanıyım demedi mi? daha neyi tartışalım.bu ülkede halkın istediği olmuyorki. abd ve israil ne istiyorsa başbakan onu uyguluyor.suriyede devleti
    yıkmaya çalışan teröristlere arka çıkmak devlet politikasımıdır?

    Yanıtla (0) (0)
  • Seyfullah FIRAT / 13 Ağustos 2012 Pazartesi 21:38

    120 MİLYAR BORÇ DEVRALAN BU İKTİDAR BUGÜN DIŞ BORCUMUZ 600 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR. BUNA RAĞMEN İMF YE BORCUMUZ KALMADI DİYE MİLLET UYUTULMAKTADIR. DEVRALINAN 120 MİLYAR BORÇ KARŞILIĞINDA BUGÜNKÜ TÜRKİYE NİN SAHİP OLDUĞU VE DAHA SONRADAN BU İKTİDARIN SATTIĞI VARLIKLARI ÜRETMİŞTİ. CUMHURİYETİN BÜTÜN BİRİKİMLERİ BU DÖNEM SATILMIŞ VE BORCUMUZ 6 KATINA ÇIKMIŞTIR. BUNA RAĞMEN MİLLETE ÇALIM SATANLAR NE ARLANMAZ BİR ANLAYIŞTIR Kİ, HALEN MİLLETİ UYUTMAYA ÇALIŞMAKTADIRLAR. BU DÖNEMDE ÜLKE RESMEN SOYULMUŞTUR. GEÇMİŞTE BAZI SAHTEKARLAR BANKALARIN İÇİNİ BOŞALTTI DİYE FEVERAN EDENLER HER NEDENSE BUGÜN BANKALARIN MİLLET ÇOĞUNLUĞUNUN CEBİNİ BOŞALTMASINDAN HER NEDENSE RAHATSIZLIK DUYMUYORLAR. BU TABLO KARŞISINDA UYUYANLARA SELAMLAR OLSUN.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hasan Yılmaz / 13 Ağustos 2012 Pazartesi 13:17

    Kardeşim bu millet açılım altına pkk adete teşvık edıldı daha sonra pkk öldürenler sorgulandı temiz vatandaş ancaka ya ıssız kenara itildi millet sadece çıkarcı bir toplum meydana getşrşldı daha sonra mal varlıkları özelleştırme altında devredıldı yine dürüst ve namuslu insanın sesı çıkmadığı içın yük sırtına verıldı qartık bu millet nasıl ustalan yönetıldığınıde bılsın

    Yanıtla (0) (0)
  • Şakir Aksu / 12 Ağustos 2012 Pazar 05:41

    Tarihler bizim Anadolu'ya 10871'de geldiğimizi söylese de biz 1071'den önce de bu topraklarda vardık. Saka idik, İskit idik ama 1071'de Ahmet Yesevi'nin dergahından "Ehlibeyt Sevgisini" her şeyin üstünde tutarak yalınkılıç Alperenler olarak geldik. Hedefi de en başta koyduk; "İleyı Kelimetullah, Nizamı Alem" Bu düşünce ile Viyana kapılarına kadar dayandık. Batı Avrupayı Türk vatanı yaptık. Tarihte hiç bir millete nasip olmayacak bir galibiyetin sahibi olduk. Türkiye Cumhuriyetini de bu inançla kurduk. tarihin bize biçtiği role hep Başrol oyuncusu olduk. Bu açıdan bakınca da tarihte bu misyonu bizden iyi sahneleyen başka bir millet olmadı. Bizin varlığımız dünya milletlerinin varlığı için de bir garanti oldu.
    Oysa şimdi Türk Milletine tarihin biçtiği misyon Müslüman, Mukaddesatçı olduğunu söyleyenler tarafından terkedilmiş Yeni Dünya Düzeni, BOP gibi projelerde figüranlık kabul edilmiştir.
    Dün Londra'daki olimpiyatlarda madalya alan bir Azeri sporcu kürsüye elinde Azeri ev Türk Bayrakları ile çıktı. Bu Türk dünyasının Türkiye'nin liderliğini beklediğini gösteriyor. Devlet tüm soydaşlarının lideri olacağına Türk Dünyasını sömürecek Yeni Sömürü Düzeninde tetikçilik yapmakta, namluyu kendi soydaşlarına çevirmektedir.
    Bunlar mensubu oldukları milletin ne şecieysini, ne sahip olduğu gücü, ne de tarihin yüklediği misyonu bilmiyor. Oysa söyleyecekleri bir tek söz bile Soydaş coğrafyalardaki sınırları bile değiştirir.
    Dünyaya boş verip; "Dünyaya nizamı ben vereceğim" deseler arkalarından 70 milyon Türkiye Cumhuriyeti değil 250 Milyonluk Türk Dünyası gelecek...

    Yanıtla (0) (0)
  • Bir Kardeşiniz. / 10 Ağustos 2012 Cuma 20:31

    Bu sayfadaki güzel temennilere elbette katılmak isterdim. Kim istemez ki, Fakat heyhat.. Katılamıyorum. Çünkü akıl tutulması yaşayanlar dine hizmet ettiklerine inanmaktadırlar. Hani son zamanlarda sıkça kullanılan (Kur’an’da dört yerde geçen ayet var ya) “aldatan sizi Allah ile aldatmasın!” tıpkı bu ayetin sırrı tecelli ediyor. O nedenle de iş öyle sanıldığı kadar kolay değil… Atalarımızın bir sözü var “yarım usta ev yıkar yarım hoca din yıkar” diye tıpkı o misal. Hz. Ali “dine en büyük zararı dini bilmeyen dindar verir” der. Vatan, Bağımsızlık, özgürlük olmadan dinin olamayacağı, dinin özgür iradeyi mükellef tuttuğu maalesef gözden uzak tutulmakta/tutturulmaktadır. İslam tarihine bakıldığında benzer örnekler vardır ve çok büyük tahribata neden olmuşlardır. İslam, Müslüman Cumhurbaşkanı seçeceksin - tüm İmam hatip müdürlerini milli eğitim müdürü edeceksin demiyor, İslam “ İşi ehline vereceksin” diyor. O nedenle iş zor. Allah bu milletin yar ve yardımcısı olsun.

    Yanıtla (0) (0)