Ergenekon soruşturması başlayalı bir hayli zaman oldu. Dalga üstüne dalga gelerek 13. dalgaya kadar geldik. Söz konusu darbeci terör örgütünün birçok yerde yeraltı ve yer üstü cephaneliklerinin de ele geçirildiği haberlerinin manşete düşmediği gün yok gibi.

Her gün elimiz Gazete aldığımız da veya her hangi bir televizyonu açtığımızda Ergenekon dizisi bizim izleme dünyamızda en çok izlenenler arasında yerini aldı ve adeta bütün toplumu zihinsel olarak istila etti.

Bilen veya bilmeyen birçok yazarçizer takımı kendi köşelerinde veya televizyon ekranlarında kendilerince mahkemeler kurup olur olmaz insanları kamu vicdanında mahkûm ettiler. Türk adaletine güveni olanlar, (ben şahsen Türk adaletine güvenenlerden birisiyim) olup biten olaylara, yazılıp çizilenlere artık aklımız ermez oldu.

Öylesine enteresan bir süreç yaşıyoruz ki, kime inanıp kime inanmayacağımız konusunda çok ciddi bir gri propagandanın etkisindeyiz. Çok ciddi ve ciddi olduğu kadar da toplum barışımız bakımından tehlikeli olan bir bilgi kirlenmesi dönemi yaşıyoruz.

Son yapılan 12. dalga operasyonunu hangi dalganın kovalayacağı veya bu dalgaların okyanus ötelerine kadar varıp varmayacağı hususlarında hiçbir kanat sahibi değiliz.

Ergenekon adı ve bir takım kahramanların olur olmaz bazı kirli kimselerle aynı çerçevede fotoğraflanması dışında bu operasyonun hiçbir şeyine karşı olmak bir yana bizzat destekçisiyim.

Geçmişte beraber olduğumuz ve bizim kuşağın örnek aldığı ülkü devlerinden ve şu anda yurt dışında bulunan değerli dostum ve kardeşim Recep Öztürk beyin de ifadeleriyle bu iş artık çok uzadı.

Yurt dışında yaşamak zorunda kalan, yürekleri halen vatan ve millet hasretiyle yanıp tutuşan bu kule insanlar, Türkiye de neler olup bitiyor diye derin bir merak içindeler. Haklıdırlar, çünkü onlar bir döneme imzasını atan ve ateş çemberinden geçen, bu ülkeyi canlarından dahi çok seven güzel insanlardırlar.

Şimdi bizde aynı dertle dertleniyor ve zaman zaman da öfkemize zor hakim olabiliyoruz. Bu ülkede ne yapılmak isteniyor diye merakın ötesinde acaba bu millete yeni bir format mı atılıyor diye de endişe ediyoruz.

Eğer bu topluma yeni bir format atılmak isteniyorsa, bu formatın disketinde nelerin olduğunu, nasıl bir toplum kimyası hedeflendiğini bu milletin bir ferdi olarak bilmek, en azından tahmin etmek istiyoruz.

Şu ana kadar çizilen resme baktığımız zaman, bu örgüt öylesine kirli işlere karışmış ki, bu örgütün kaynağı olarak gösterilen bu ordunun lağvedilmesini gerektirecek kadar korkunç iddialar veya iftiralar var ortada.

Bizim acizane merak ettiğimiz başka bir hususta, söz konusu eşkıyalar çetesinin geçmişinin de çok eskilere dayanmış olmasıdır.

Öyle ya! Bunca zaman bu devlet bu örtülü eşkıya çetesini bilememiş ve duyamamış, ama ne olduğu bizce malum olan Tuncay Güney denilen bir adam ve birkaç tane de taharetsiz terörist kırıntısının ifşaatları neticesinde devletin bu işin farkına varmış olması görüntüsüdür.

İşte bize enteresan gelen ve bir türlü inanamadığımız ve inanmakta zorlandığımız bu şüphelerimiz bizim ülke severliğimiz kadar birilerine olan sevgi ve muhabbetimizi de tehlikeli oranda kemiriyor.

Bu işin çok uzamış olması veya uzun zamana yayılması hem soruşturmanın akıbeti hem de toplum psikolojisi bakımından çok riskli bir durumdur. Bir yerde toplum psikolojisinin frenleri patlamaya görsün, orada ne mantık kalır ne de sağduyu. Toplum frenlerinin patladığı yerde de kaos olur. Allah korusun ve geçinden versin, böylesi bir durum herkes için felaket olur.

Toplumu sürekli ayağa dikmenin, bu işi uzatmanın veya siyası şova döndürmenin artık bir anlamı kalmadı. En kısa sürede bu soruşturma sonuçlandırılmalı, dalgalar gelecekse de hepsi birden gelmeli ve korku imparatorluğu kurmak isteyenlerin oyunlarının önü mutlaka kesilmelidir.

Ben şahsen baştan beri bu operasyonun yanında yer almamla birlikte birileri bizi sürekli bir şekilde söz konusu operasyon karşıtı bir düşünce insanı olarak göstermeye özel bir gayret sarf ettiler.

Biz bugünkü şişirme liberallerden daha çok darbe karşıtıyız. Çünkü biz darbeler yaşadık ve günlerce gözlerimiz bağlı bir şekilde merdiven altlarında çok adice ve şerefsizce işkenceler gördük.

Şimdi yeni yetme ve dışarılardan beslenme bir takım zibidi takımı sözde yazarçizerler demokrat odlular da bizler mi darbe yanlısı olduk. İnsana en hafif ifadeyle yuh derler.

Biz bu operasyona neden diyalog denmedi de Ergenekon dendi diye yakındık. Çünkü Ergenekon benim sevgilimdi ve benim etiketimdi. Benim etiketimi bir şeytan değirmenine etiket yapmak beni incitmişti. Biz bundan dolayı bu operasyona baştan beri ihtiyatla baktık ve bakmaya da devam ediyoruz.

İnşallah en doğru kararı sayın mahkeme verecektir. Kararın en kısa sürede verilmesi, operasyon dalgalarının bu güne kadar olduğu gibi taksit taksit değil de bir çırpıda yapılmasını toplum barışımız bakımından çok önemli bir husus olarak addediyoruz.

Türkiye’nin kendiyle hesaplaşmasını, başkalarının hesaplarına alet etme gibi bir saflık bizi son derece rahatsız eder. Bizim işimizi yine biz çözeriz ve başka yerlerden işaret fişeği almaya gönlümüz hiçbir zaman razı olmaz.

Darbe heveslisi her kim varsa canı cehenneme. Ancak, olayları çığırından çıkarıp en sade vatandaştan alında, darbe karşıtı olan en keskin vatandaşa varıncaya kadar eğer bir kurtarıcı gelsin psikolojisi hakim olursa, işte o zamanda işler bugünden daha da kötüye gider ve böylesi bir manzara da herkes için felaket olur.