BU SEÇİM BARIŞA KÖPRÜ OLACAK
Bir seçimi daha geride bıraktık. 24 Haziran seçimi tarihe önemli bir not olarak geçti. Yoğun propaganda ve kulislerden yorulan zihnimiz şimdi gerçekle yüzleşti. Gerçek acıtıcı olsa da gerçektir ve saygıya layıktır.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” artık Türk siyasi hayatını yeni ufuklara taşımak için yürürlüğe girdi. Her yenilik heyecan verici de olsa, ona intibak edene kadar bazı zorlukları da beraberinde getirir. Millet olarak bu zorlukları da aşacağımıza inanıyorum; çünkü millete heyecan veren liderdir ve o lider de bugün tüm canlılığıyla iş başındadır.
Milletimiz asırlar boyu hakkın savunucusu oldu. Ne var ki, epeyce uzun bir zamandır bu gücünü kaybetmiş bulunuyordu. Bundan dolayı da çok sıkıntılar çekti. Dere yatağında akar; akamayınca sağa sola savrulur ve gücünü kaybeder.
Bu milletin dere yatağı İslam’dı. Onu kaybetti edeli, başı bir sürü beladan kurtulamadı. Şimdi dere yatağına ulaşıyor ve yakında gürül gürül aktığını gördüğümüzde, nice ruh susuzları bu sulara koşacak ve kana kana içeceklerdir.
Evrensel anlayışların hâkim olduğu bir dünyaya giriyoruz. Yerel kabullerin folklorik değer arz ettiği, fakat evrensel anlayışların herkes tarafından kabul gördüğü bir dünya, önümüzde bizi beklemektedir. Evrensel anlayış taşımayan devletler ve milletler asimile olmakla karşı karşıya kalacaklardır; çünkü evrensel değerler artık evimizin içinde at koşturmaktadır.
İslam, yeryüzünün tanıyacak olduğu en önemli evrensel değerdir. Neden? İnsana sonsuzluk fikri vermekle onu rahatlatmaktadır. Ölüm sonrasından haber veremeyen hiçbir sistem, geleceğin dünyasında at koşturamaz ve insanlığa mutluluk sağlayamaz.
Öyleyse evrensel değer, bu değeri önemseyen kalabalık nüfus ve bu değerlerin yaşandığı büyük bir ülke, geleceğin dünyasını heyecanlandıracak ve kuşatacaktır.
Büyük bir ülkeyiz ve feraset ehli bir halkımız vardır. Yolun çoğu gitti, azı kaldı. Bizim bu durumumuzu gören içteki ve dıştaki gafiller boşuna telaşlanmıyorlar. Ne var ki, kaderin açtığı yolu kapatabilecek güç yoktur.
“Bana, bu millete hizmetkâr olmayı nasip eden Rabbime hamd ediyorum!” diyen bir Başkan varken, bu milletin sırtının yere gelebileceğini kimse düşünmesin.
Mekke’yi fetheden Hz Peygamber (AS), Mekke’ye devesinin sırtında girerken, tevazudan o kadar eğilmişti ki, sakalları devesinin hörgücüne değiyordu. Ve ardından o muhteşem sözü söylüyordu:” Ey insanlar! Aslolan dünya hayatı değil, ahiret hayatıdır.” Bu fanilik duygusudur ki, insanları kitlesel olarak kendilerine getiriyordu.
Öyleyse, önümüzdeki günler barışmak ve helalleşmek günleri olmalıdır. Merhamet ve adalet günleri olmalıdır. Her ne kadar kaybetmek zor olsa da, halkın ve Hakk’ın hükmüne razı olmak günleri olmalıdır. Bu milletin kendisiyle tanışması demek, dünyadaki garip gurebanın da rahat nefes alması demektir.
Göreceksiniz; nice Ebu Süfyanlar, önümüzdeki günlerde evlerinin kapılarını barışa açacaklardır; çünkü galip olan yalnızca Allah’tır.
24 Haziran seçimlerinin hepimize hayırlar getirmesini Allah’tan diliyorum.
D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci
YAZIYA YORUM KAT