
Çayeli'nde çayın durumu konuşuldu
Çayeli Kültür Merkezi'nde, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Çayeli İlçe Başkanlığının düzenlediği Çay ve Çayelinin sorunları konulu bir panel düzenlendi.
Ahmet BAYRAKTUTAN
Sunumunu MHP Rize İl Başkanı Zeki Mayi ile Çayeli İlçe Başkanı Hayati Kork’un yaptığı panele Rize Ticaret Borsası Meclis Başkanı Resul Okumuş, Rize Eğitim Fakültesi Derneği Başkanı Muhammet Sarı, Rize Ülkü Ocakları Başkanı İmdat Önçırak, Çayeli Ziraat Odası Başkanı Mustafa Demirci, Çayeli Ziraat Odası Meclis Başkanı Süleyman Mert, Çayeli Ziraat Odası Danışmanı Ali Küçükislamoğlu, Çayeli Muhtarlar Derneği Başkanı Mehmet Sarı, Çayeli Muhtarlar Derneği Başkan Yardımcısı Yaşar Topçu, Çayeli Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Dinçer Karaoğlu, Çayeli Ülkücü İşçiler Derneği Başkanı Cihan Suiçmez, Çayeli Ülkü Ocakları Başkanı İsmail Bayraktutan, DP Çayeli İlçe Başkanı Selman Kalyoncu, ANAP Çayeli İlçe Başkanı Muhammet Safi, çok sayıda özel sektör fabrika sahibi ve üreticiler katıldı.
Açılış konuşması yapan MHP Çayeli İlçe Başkanı Hayati Kork; katılımcılara ilgilerinden ötürü teşekkür ettikten sonra sözü Milliyetçi Hareket Partisi Rize İl Başkanı Zeki Mayi’e bıraktı.
Panelin iki bölümden oluşacağını belirten MHP Rize İl Başkanı Zeki Mayi, panel hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Mayi; “Buradaki amacımız Türk çayının ve çaydan geçimi sağlayan 204 bin çay üreticisi ile buna bağlı 2 milyon Karadeniz insanının sorunlarına çözüm bulmaktır. Bu gibi panelleri yaygınlaştırarak çay konusundaki bilgi kirliliğinin giderilmesi için tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının Türk çayının geleceği ve müstahsilinin aydınlatılması için çaba sarf etmesi gerekiyor.” dedi.
Sivil toplum örgütleri adına ilk sözü alan Çayeli Ziraat Odası Başkanı Mustafa Demirci, çayın yıllardan beri gelen sorunları olduğunu belirterek, “Çay üst kurulu Rize’de olmalıdır. Ayrıca çok tartışılan emtia borsasının da Çaykur’a zarar vermemesi durumunda gerekli bir sistem olduğunu benimsiyorum” diye konuştu.
Daha sonra söz alan Rize Eğitim Fakültesi Derneği Başkanı Muhammet Sarı; “MHP İl Başkanı Zeki Mayi’nin parti kimliğini ön plana çıkarmadan düzenlediği bu paneller için kendisine teşekkür ediyorum ve düzenlenen bu panellerin de çay sektörüne katkı sağlamasını Allah’tan niyaz ediyorum. Bu sektörü yıllardan beri yakından takip ettiğim için çok farklı ve tehlikeli olaylarla karşılaştım. Karşılaştığımız bu farklı ve tehlikeli olaylarda elimizden geldiğince önemler aldık. Çay bu bölgenin geçim kaynağı. Kimsenin buna zara vermesine müsaade edemeyiz. Son aylarda gündemde olan emtia borsası, çay kanunu gibi konularda vatandaşın kafası karışık. Vatandaşın kafasındaki bu belirsizlik giderilmelidir. Çaykur bölgede üreticisiyle, çalışanıyla dev bir kuruluş. Bu kuruluş emtia borsası içine dahil edildiğinde nelerin olabileceği; Başbakanımıza varıncaya kadar konuşulup endişeler iyi tespit edilirse sorunların hallolacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Çayeli’nin sorunları konusunda da birinci önceliğin Eğitim Fakültesi olduğunu belirten Sarı, “Eğitim Fakültesinin yeri konusunda yerel yöneticilerimizle önemli aşamalar katettik. İlçemizdeki her kesimin bu konuya duyarlı olmalarını istiyorum” dedi.
Çayın gelişimi ile ilgili bilgiler veren Rize Ticaret Borsası Meclis Başkanı Resul Okumuş da yaptığı konuşmada, “Çok tartışılan emtia borsasının kuruluş aşaması eski valimiz Kasım Esen döneminde başlamıştır. Emtia borsası hakkında bilgi kamuoyuna verilmeli. Emtia borsası alışveriş yaptığımız pazaryeri gibidir. Bu konuda hep birlikte tartışıp kararlar almalıyız. Bir taslak hazırlanıp bu taslak da siyasi parti ve sivil toplum örgütleri ile paylaşılmalıdır. Çay yıllarca siyasi bir unsur haline getirildiği için sorunları birikti ve halledilemedi. Yanıbaşımızdaki Gürcistan’ın durumu ortada. Elele vererek pastayı büyütmemiz lazım. Üretici daha kaliteli çay toplayıp sanayici de daha iyi çay üretmenin hesabını yapmalıdır. Çaykur bizim değerimizdir; kimse kaybolmasını istemez. Çaykur piyasanın denge noktasıdır.” diye konuştu.
Çayeli Muhtarlar Deneği adına bir konuşma yapan dernek başkan yardımcısı Yaşar Topçu, çay konusunda herkesin açık sözlü olmasını isteyerek, “Çayeli’nde bulunan 87 muhtar arkadaşımızın ve vatandaşımızın geçim kaynağının çay olmasından dolayı bu konuda söyleyeceğimiz iki kelime olmalıdır diye düşünüyoruz. Biz Çaykur’un özelleştirilmesine karşıyız. Emtia borsasının içeriğini tam anlamıyla bilmesek de borsanın var olmasından yanayız. Ayrıca bu tür panellerle emtia borsasının tam anlamıyla üreticilere anlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Çaykur kadar özel sektör de çay konusunda elini taşın altına koymalı. Çay konusu gönül alma ile konuşulmaz, herkes açık olmalı, açık konuşmalı” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Çayeli Ülkücü İşçiler Derneği Başkanı Cihan Suiçmez, bu panelin işçi kesimi için, işçilerin hakları için faydalı olacağı inancını taşıdığını belirterek, “Çaykur’da çalışan ve 120 günü doldurmadan dışarıya çıkartılan işçi kardeşlerimizin de haklarının dile getirileceği panellerin de yapılmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Emniyet hizmetlerinde can ve mal güvenliği hakkında bilgiler veren Çayeli Ziraat Odası Danışmanı Ali Küçükislamoğlu, “Çayeli’nde araç sayısında özellikle yaz aylarında yaşanan artıştan ötürü bir park sorunu olmaktadır. Ayrıca Çayeli’nde Mobese sistemi çalışamaz hale gelip ömrünü tamamlamıştır. Mobese sisteminin yenilenmesi gerekmektedir” dedi.
Panelde sivil toplum örgütleri adına son konuşmayı yapan Çayeli Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Dinçer Karaoğlu, “Çay sektörünün bir ayağı da taşımacılıktır. Taşımacılık konusunda da sıkıntılarımız vardır. Ama bunun yanı sıra özel sektörün bu yıl peşin para ile üreticiden yaş çay alırken, önceki yıllarda üreticiden aldığı yaş çay karşılığında verdiği senetleri halen daha ödememiş olması özel sektörün çay üreticisini kandırmaya devam ettiğini göstermektedir. Çay hayatımızın olmazsa olmazıdır. Bu konuda herkesi bilinçli olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Daha sonra siyasi partiler adına ilk konuşmayı yapan DP Çayeli İlçe Başkanı Selman Kalyoncu, “Maalesef 1980’de 90 bin olan Çayeli’nin nüfusu şu an 50 bine düşmüştür. Bunun da sebebi çay konusunda hep başbakanlardan medet umarak, susarak sessiz kalınmış olunmasıdır. Değerli arakadanlar ‘ağlamayan çocuğa süt vermezler.’ Artık Rizelinin kalbi durma noktasına gelmiştir. Bu bölgede bir rahatsızlık var, hastalık var. Hastalık da bir aspirin vermekle tedavi olmaz. Artık bir tedavi verin bize; ölüme doğru gidiyor bu millet” şeklinde konuştu.
Çay ve Çayeli’nin sorunları konusunda sorular soran ANAP Çayeli İlçe Başkanı Muhammet Safi, “Seçimlerde verilen vaatlerin hangisi yerine getirilmiştir? Verilen vaatler ve sorunların hiç birisi giderilmemiştir. Ayrıca dağdan inen teröristler kahramanlar gibi karşılanırken, orada görev yapan Mehmetçikler ve aileleri perişanlık içerisindedir” dedi.
Siyasi parti konuşmaların ardından ikinci bölümde konuşan MHP Rize İl Başkanı Zeki Mayi, Şu an gündemde olan Emtia Borsasının konuşulması gereken en son konu olduğunu ifade etti.
Mayi, öncelikle yapılması gereken şeyin talepleri karşılayacak bir çay kanun taslağı hazırlamak olduğunu belirterek, Çaykur Genel Müdürlüğünce hazırlanmış olan taslağı sert bir dille eleştirdi ve mevcut taslağın bir ihanet belgesi olduğunu savundu.
‘İkinci çay kanunu taslağın da ikinci ihanet belgesi olmasın’ diyen Mayi, aksi takdirde MHP olarak sokağa inip mitingler düzenleyeceklerini belirterek, “Taslak birileri tarafından servis yapılıyor, taslağı hazırlayanların iyi gözden geçirmeleri gerek” şeklinde konuştu.
Dikkat çekilmesi gereken noktanın Çaykur’un özelleştirilip özelleştirilmemesi konusu olduğunu belirten Mayi, “Çaykur Genel Müdürlüğünü özelleştirme kapsamına dâhil eden hiçbir taslağı kabul etmemiz mümkün değil. Dünyanın her yerinde kurumların başındakilerin görevi, o kurumu kar ettirmektir. Şu an Çaykur’un fabrikalarının yarısında sıvı yakıt kullanılıyor. Özel sektördeki fabrikalarınsa daha ucuz olan kömürü kullanması çok ilginç. Bu uygulamalarla Çaykur’u iflasın eşiğine sürüklediler ve böylelikle özelleştirmenin yolu açıldı. Bu, Çaykur’un tam 564 trilyon gibi rekor bir görev zararı bildirimi yapmasının da açık örneği.” dedi.
Rize’nin geçim kaynağı çayda en önemli sıkıntının kaçakçılık olduğu ve bunun da 24 saatte halledilebilir bir sorun olmasına rağmen duyarsız kalındığını belirten Mayi; “Çaykur’un stoklarında şu an itibariyle tam 75 bin ton kuru çay bulunuyor. Özel sektörle beraber bu sayı 100 bin tona ulaştı. Bu birkaç yıl içinde tüketilen çay ile aynı miktarda stoklara sahip olunacağı anlamına geliyor. Kaçak çayın ülkeye girişinin biran önce engellenmesi tek yol. Ayrıca çaylıkların yenilenmesi gerekiyor. 70 yıllık çaylıklardan eskisi gibi verim alınması beklenmemeli ve devletin yenilenecek çaylıklarla ilgili bir kaynak ayırması gerekmektedir” açıklamasını yaptı.
Çayın sorunlarını ve çözüm önerilerini sıralayan Mayi, “Sorunlar; sektörün itibarı, umutsuzluk tüm kesimlerde, kalite ve çeşitlilik, ödemeler müstahsil, piyasa düzeni kararsızlık, arz ve talep düzeni, sektörsel ve uluslar arası iletişim, ihracat problemleri, ödeme garantisi, kamuoyundaki kargaşa ve bilgisizlik, Çaykur-özel sektör kopukluğu, teknoloji yetersizliği, marka yetersizliği, gübre ve toprak durumları, çay bahçesinin yaşlılığı, yaş çay taban fiyatının belirlenmesindeki problemleri, özel sektörün kendine buyruk çalışması, Çaykur’un düşük kapasite ile çalışması, ihracatın eski yıllara nazaran çok düşmesi, dünyanın kullandığı yeşil çay, soğuk çay, beyaz çay üretiminin düşüklüğü gibi konulardır. Çözüm önerileri olarak da; Çaykur’un kar edilen kurumlar arasına getirilmesi ve özelleştirilme kapsamından çıkarılmasıyla ilgili çalışmaların yapılması gerekiyor. Mevcut fabrikalarda kapasite artırımına gidilip Çaykur’un piyasa dengesini kurması, mevcut hükümetin çay kanunu ve emtia borsası, çay kanunun yapılanması içinde emtia borsası olabileceğini düşünmekteyiz” dedi.
HABERE YORUM KAT