Cengiz'den havalimanı ile ilgili önemli açıklamalar
Dünyanın üçüncü, Türkiye'nin ikinci; deniz üzerine yapılacak havalimanı olan Rize-Artvin Havalimanının yapımını gerçekleştirecek Cengiz Holding yönetim kurulu başkan vekili Ekrem Cengiz'den çalışmalar hakkında önemli açıklamalar:
Dünyanın üçüncü, Türkiye'nin ikinci deniz üzerine yapılacak havalimanı olan Rize-Artvin Havalimanı çalışmaları hızlı bir şekilde başladı. Cengiz Holding yönetim kurulu başkan vekili Ekrem Cengiz, Rize’nin dev projelerinin tek tek bitirildiğini belirterek, “Türk firmalar olarak, artık kendimize olan güven ile birlikte büyük işler yapıp yabancı firmaları taşeron olarak çalıştırıyoruz” dedi.
Alihan TELATAR
Rize merkeze yaklaşık 34 kilometre ve Artvin sınırına 75 kilometre uzaklıktaki Yeşilköy ve Pazar sahili mevkiine inşa edilecek havalimanının, 3 bin metreye 45 metrelik pisti, 265 metreye 24 metrelik taksi yolu denilen bağlantı yolu ve 300 metreye 120 metrelik de apronu olacak.
Rize Artvin Havalimanın yapımını gerçekleştirecek olan Cengiz Holding yönetim kurulu başkan vekili Ekrem Cengiz, yapımına hızlı bir şekilde başlanan hava limanı için önemli açıklamalarda bulundu.
Havalimanı için yaklaşık 25 milyon ton taş dolgu olmak üzere toplam 88,5 milyon ton dolgu yapılacak. En derin yeri 22 metre olmak üzere ortalama 17 metrelik bir dolgu oluşturacaklarının altını çizerek sözlerine başlayan Ekrem Cengiz şunları söyledi:
Cumhurbaşkanımıza, daha erken bitireceğimize dair verilmiş bir söz var
"Havalimanı, terminal binası ve diğer üst yapı tesisleriyle yılda 2 milyon yolcuya, Türkiye'nin 56. havalimanı olarak hizmet verecek. Ordu-Giresun Havaalanı zamanından önce bitirdik. Türkiye için çok değerli ve kaliteli bir iş oldu. Ordu ve Giresun halkı bize inşaat döneminde çok destek verdi. Ocak işletmeleri yerleşim yerlerine Rize'den daha yakın olmasına rağmen onların sıcak yaklaşımı inşaatı daha kısa sürede bitirmemizi sağladı. Rize-Artvin Havalimanı proje tamamlanma süresi beş yıl olarak belirlense de Sayın Cumhurbaşkanımıza daha önce bitireceğimize dair verilmiş bir söz var. Sözü yerine getirmede teknik anlamda hiçbir sıkıntımız yok. Önemli olan ihtiyacımız olan günlük dolgu malzemesini bölgeye getirebilmek. Bunun için yol ve taş ocağına bir an önce başlamak. Kısa zaman içerisinde taş ocağına ulaşarak çalışmaya başlamak istiyoruz. Teknik ve yöre halkı ile sorun yaşamazsak havaalanını taahhüt ettiğimiz süre içerisinde tamamlayacağız. Proje tamamlandığında bölgemize ve yöre halkına çok büyük katkısı olacak”
Büyük fotoğrafa bakıldığında Rize'de de duyarlı bir halk ve proje desteğini gördüklerini ifade eden Başkan vekili Ekrem Cengiz, “Elbette istenmeyen sesler de çıkabilir. Onların da kişisel çıkarların yanında bölgesel değerleri göz önüne alarak destek vermelerini bekliyoruz. Ordu'da yapılan havalimanında dalga şiddeti çok daha düşük. Rize'de dalga şiddeti daha yüksek ve deniz derin. Ordu'da kullanılan dolgu metrajına baktığımızda Rize'de dört katı daha fazla malzeme kullanılacak. Denizin dalga şiddetine bakıldığında çalışılmayan döneme bakıldığında Rize'de çalışılmayan dönem daha fazla olacaktır. Teknik olarak hiçbir sıkıntımız yok. Ordu'da kullandığımız tekniğin aynısını burada kullanacağız. Türkiye genelinde zaman zaman marjinal grupların tepkileri oluyor. Burada önemli olan kişisel iradeleri ile ortaya çıkardığı bir tepki mi yoksa teknolojik ve ekonomik gelişimi anlamında Türkiye'nin kendi aklını kullanmasına bir engel mi? Bu biraz sıkıntılı bir konu. Karadeniz Sahil Yolunu yaparken de çevresel örgütlerden tepkiler görmüştük ama bugüne kadar çevresel örgüt adı altındaki grupların ben bugüne kadar hem ülkemize hem de bizlere bir katkısını göremedik. Ortak akıl konusunda kendi konularında samimi oldukları sürece onlardan faydalanmalıyız ki; katkıları olsun. Ortak akıl gücünü ortaya koymak istiyorlarsa bizim onlardan faydalanmamız lazım. Doğru, etkili, katkı sağlayacak eleştiriler hepimizin faydasınadır. Teknoloji gittikçe gelişiyor. On yıl önceki teknoloji ile bugün ki arasında çok büyük farklar var. Çevreyi minimuma indiren teknikleri kullanıyoruz. Ordu-Giresun havalanın çalışmasında bir can kaybı yaşanmadı. Yaşanan ufak tefek zararları ise telafi etme yoluna gittik. Bu tür sıkıntılar yaşandığı zaman karşılıklı konuşarak sorunları ortadan kaldırmak önemli” dedi.
Ekrem Cengiz, Artvin'de endemik bitki türü ve milli tohum verilerinin oluşturulması için üniversite bünyesinde çalışma yürütüldüğünü bunu önemsediklerini ve gerekli desteği sağlayacaklarını kaydetti. Cengiz, “Yeraltı zenginliklerini henüz ortaya çıkarmış değiliz. Enerji Bakanlığımız Bu konuda yeraltı sondaj çalışmalarına başladı. Kaynaklar belirlenerek ortaya çıkarılsa bile bunu işleyebilmek için insan gücüne ihtiyacımız var. Yeraltı metalik maden konusunda Türkiye'de önderlik yapmaya özen gösteriyoruz. İnsan gücünü yetiştirmek için özel gayret veriyoruz. Çalışanların vizyonunu üst seviyeye çıkarmaya çalışıyoruz. Bölgede madenciliğe hayır diyen ve sayısı küçümsenmeyecek kadar bir algı oluşturulmuş. Bu algıyı yanlış görüyorum. Madencilik faaliyetlerinde 'Ağaç kesilmesin' deniliyor. Bizim kestiğimiz ağaç miktarın bakıldığında burada resmi ve illegal kesilen ağaç miktarının yüzde bir buçuğunu tutmuyor. Maden işletmeciliğinde bugünkü teknoloji çevresel sorunları çözmüş. Bu algının bu şekilde olmasında bir tezatlık var. 'Bölgede yerin altında bir zenginlik var ve bu bunun çıkarılmasına engel mi?' düşüncesi oluşuyor. Bölgede bu algı olduğu müddetçe hiçbir işadamı gelip bölgede maden çıkarmaya cesaret edemez. Algıya uzun vadeli bakıldığında amaç yeraltı zenginliklerin çıkarılmasına engel olmak olabilir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin lokomotifi firmalarına bakıldığında bunların inşaat grupları olduğuna dikkat çeken Ekrem Cengiz, “İnşaat grupları girmiş olduğu işlerde başarılı oldu sorunu çözdü. Yeni vizyonlar ortaya koydu ve aynı zamanda inşaat grupları özelleştirme, sanayi, endüstri, hizmet alanında girdiği işleri kısa sürede öğrenerek yapmaya başladı ve Türk ekonomisine çok büyük katkı sağladı. Özellikle Türkiye'deki inşaat sektörünün 17-25 Aralık'ta hedefte olması tesadüf değildir. Türk firmaları bizler kendimize güveniyoruz. Ülkenin sorunları çözmekte, global dünyada hizmet veriyoruz. Kendimize olan güven ve ülke sevgisi, bayrak sevgisi ile birlikte bize yüklediği görev var. Bu görevde ortak akıl üreterek, büyük projelere katkı sunuyoruz. Daha önce büyük firmalarda yabancı firmalar liderlik yapar Türk firmalar taşeronluk yapardı. Türk firmalar artık kendine olan güven ile birlikte büyük işler yapıp yabancı firmaları taşeron olarak çalıştırıyoruz. İnsanın abdestinden şüphesi yoksa kendisini etkilemiyor. Dış algı var. Yurt dışında çalıştığımız ülkelerdeki algıları kırabilmek adına zaman zaman cevap vermekte zorlandık. Bunun ülke ekonomisine ve imajının etkilenmesine neden oldu. Bu gibi şeyler gelişen teknolojide kayıt altına girerken bazı ülkelerin yöneticileri bunu art niyetli kullanabiliyor. Olumsuz etkileri anlatacak parametreler çok. Rize insanı için hiçbir şey hayal olmaz. Önemli olan insanların buna sahip çıkması. Rizespor tesisleşmesi için konuşurken dillerde destan olmuş ama sahip çıkan olmamıştı. Tesisleşmesini tamamladık. İnsanlar projelere sahip çıksın. Elimizdeki projeler çok büyük projeler. Herkesin inandıklarını hayata geçirmesi için destek olması lazım. Yatırımcı burada istihdam yaparken burada sorumluluğu, bölgesine ülkesine sorumluluğu var. Yöre insanını seviyorum. Örf adetine sahip çıkar. Ülkesini seven bayrağına sahip çıkan bir topluluktan bahsediyoruz. Yatırımların hızlı tamamlanması için biraz daha vizyonumuzu yukarı çıkarmalıyız” diye konuştu.
HABERE YORUM KAT