Rizespor’un futbolu mevsimlerimiz gibi haftası haftasına günü gününe, anı anına uymuyor. Nasıl ki Rize’de bir gün sel sağanak yağmur yağar sonra baharı yaşarsın. Rizespor’un grafiği de öyle. Yeşil-mavililer takım Trabzonspor ve Galatasaray’ı yenip tarihi zaferlere imza attı ama dün 2. lig temsilcisi Bucaspor karşısında döküldü.  Galatasaray maçını sağanak yağmurda oynayan Rizespor dün kuru havada 2. lig rakibi karşısında kurudu. Yeşil-mavili takımın geleceği dediğimiz, üzerlerinde titizlikle durduğumuz gençler ne yazık ki kendilerine verilen şansı kullanamadılar. Dün Bucaspor karşısında izlediğimiz Fatih, Jelic, Murat, Aydın, Cemil, Hüseyin, Enis, Yavuz ve Ferdi herkesi tam bir hayal kırıklığına uğrattılar. Bu gençler Trabzonspor’u ve Galatasaray’ı deviren ağabeylerinin kazanma hırsı ve isteğinden hiç nasiplenmediler. Geçen sezon Kupadaki Sarıyer faciasından sonra Bucaspor yenilgisiyle herkesi şok ettiler. Bu gençler kendilerine verilen bu büyük şansı biraz olsun kullanmak adına ortaya hiçbir şey koyamadılar. Varlıkları ile yoklukları belli değildi. Sevgili genç kardeşlerim bu futbolla mı süper ligde oynamayı düşünüyorsunuz. Sizden çok şey beklerken siz ısrarla beklentilere karşılık vermeyip hayal dünyasında yaşıyorsunuz.

Saffet Susiç, son iki maçta verilen mücadeleden dolayı gençlerle Bucaspor karşısına çıktı. Susiç’in yorgunluk ve Ankaragücü maçını düşündüğünden kendine göre haklı sebepleri olabilir. Ama unuttuğu bir şey vardı. Dün sıradan bir hazırlık maçı oynamadı. Türkiye kupası ve kazananın 100 bin dolar aldığı bir maç. Hem para hem de prestijin kazanılacağı bir müsabakaydı. Bunun önemi kavranamadığından Hem Susiç’de hem de sahadaki gençler çok rahat bir maç oynayıp 1-0 mağlup oldular.

Susiç’in Trabzonspor’a ve Galatasaray’a yaptığını Bucaspor teknik direktörü Hayrullah Obuz yaptı. Üstelik Obuz bunu genç takımından aldığı oyuncularla gerçekleştirdi. Bucaspor gömülü alan savunması ile Rizespor’u kendi yarı alanı içinde çok iyi kontrol etti. Kontrataklarla da yeşil-mavili takımın kalesine gitti. İlk yarıda girdiği pozisyonlar ikinci yarıda gelecek golün habercisi gibiydi. Buna rağmen önlem almayan Susiç faturasını bir anî akın golü yiyerek ödedi.

Sen rakibini hafife alırsan, çoluk çocuğu sahaya sürersen olacağı budur. Böyle bir yenilginin de şu yada bu nedenden dolayı asla mazereti olmaz. Bahaneler bulmaya da gerek yok. Bu yenilginin faturası hem ekonomik hem de prestij olarak ağır oldu. Ama böylesine ir kadroyla sahaya çıkmanın mantıklı ve doğru açıklaması nasıl olacak bilemiyoruz.