D. KARADENİZLİ BÜYÜKBAŞ HAYVAN KESİYOR
Doğu Karadeniz insanının Kurban Bayramı’nda kurbanlık olarak daha çok büyükbaş hayvanı tercih ettiği belirtildi.
Konuyla ilgili bilgi veren Trabzon Bölgesi ( Artvin, Bayburt, Gümüşhane, Rize, Trabzon) Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Sebahattin Yazıcı, Kurban’ın, sosyal boyutu ağır basan dini bir olgu olduğunu ancak, Kurban Bayramı’nda pazarlanan ve kesilen hayvanların hastalıkların yayılması ve halk sağlığı açısından önemli bir risk oluşturduğunu söyledi.
Kurban Bayramı’nda, Türkiye’de yaklaşık olarak 600 bin büyükbaş ve 2 milyon küçük baş hayvanın nakli ve kesiminin yapıldığına dikkat çekerek “Bu miktar, ülkemizde yıllık olarak kesilen hayvan miktarının yüzde 25‘idir. Bu kadar büyük sayıda hayvanın bu kadar kısa sürede nakledilmesi ve kesilmesi, gerekli tedbirler alınmadığı ve gerekli alt yapı oluşturulmadığı takdirde, insan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre ile ilgili sorunları da beraberinde getirmektedir. Bulaşıcı hayvan hastalıklarının kurbanda yüzde 30 oranında artış sağladığı görülmektedir. Bunun yanında, kullanılamayan hayvansal yan ürünler nedeniyle büyük ekonomik kayıplar oluşmaktadır. Özellikle, veteriner hekim kontrolü dışında yetiştirilen, sevki yapılan, satışa sunulan ve kesilen hayvanlar, bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıklarının yayılma riskini arttırmakta ve bu hayvanlardan elde edilen etler insan sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Kurbanlık hayvanların, sokaklarda dolaştırılması, meydanlarda bekletilmesi, satın alınan hayvanların evlerin bahçelerinde, balkonlarda tutulmaları ve uygun olmayan yerlerde kesilmeleri tehlikenin boyutunu daha da arttırmaktadır. Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için sağlık raporu, küpesi ve pasaportu bulunmayan hayvanların sevkine izin verilmemektedir” dedi.
HAYVANLARDAN İNSANLARA BULAŞAN HASTALIKLAR
“Trabzon ve yöresinde kesilen hayvanların ortalama olarak yüzde 60'ı büyükbaş yüzde 40'ı da küçükbaş hayvanlardan oluşmaktadır” diyen Yazıcı ”Yöremizde yerli hayvanların yanında genellikle Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Kars, Ağrı, Ardahan, Van, Tokat ve Amasya yöresinden getirilen hayvanlar da kurban edilmektedir. Besi hayvancılığının bölgemizde gelişmemiş olması, dışarıdan hayvan getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Çünkü yörenin hayvan varlığı kurban talebini karşılayamamaktadır” şeklinde konuştu.
Yazıcı, hayvanlardan insanlara bulaşabilen 200’den fazla zoonoz karakterli hastalık bulunduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Hayvanlardan insanlara geçen bu hastalıkların özellikle kurban bayramlarında görülme sıklığı yaklaşık yüzde 30 oranında artmaktadır. Türkiye ve pek çok komşu ülkede Bruselloz, tüberküloz, şarbon, Kist hidatik, Sistiserkoz, gibi hastalıklar günümüzde hala görülmekte olup önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturmaya devam etmektedirler. Bilindiği gibi insanlarda görülen hastalıkların yüzde 60’dan fazlası hayvansal kökenlidir. Bunun yanında, insan sağlığı açısından gıdaların ortaya koyduğu riskin yüzde 90’ı hayvansal kökenli gıdalardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, hayvan ve hayvansal ürünlerden gelebilecek bu tehlikelerin azaltılması veya ortadan kaldırılması için öncelikle hastalıkların hayvanlarda kontrol altına alınması gerekir.”
İYİ BİR KURBAN İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
İyi bir kurbanın ideal bir kurbanlık seçimiyle başladığını ifade eden Yazıcı “Daha sonra sağlık ve çevre şartlarına riayet edilerek kurban kesilmelidir. Hijyenik bir ortamda, hayvana eziyet edilmeden ehil insanlar tarafından kurban kesimi gerçekleştirilmelidir. Kurban kesimi sonrasında da yine çevre temizliğine dikkat etmeli, hayvanın etini, sakatatını ve derisi ziyan edilmeden hepsini kullanmalıdır. Ayrıca kesim yapıldıktan sonra kulak küpeleri atılmamalı ve bunlar il ve ilçe tarım müdürlüklerine teslim edilmelidir” şeklinde konuştu.
ETLERİN MUHAFAZASI VE SAKLANMASI
Etlerin muhafazası ve saklanmasının da önemli olduğuna dikkat çeken Sebahattin Yazıcı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Temiz bir şekilde çıkarılan kurban etleri, parçalar halinde temiz kaplara konulmalı, güneş görmeyen serin bir yerde 5–6 saati geçmeyecek şekilde bekletilerek etin sıcaklığının düşmesi sağlandıktan sonra buzdolabına kaldırılmalıdır. Etler henüz kesim sıcaklığındayken buzdolabına poşet içinde veya hava almayacak bir durumda üst üste konulmamalıdır. Bu durum etlerin iç kısımlarının soğumasına engel olur. Çok kısa sürede (2. gün) bozulma ve kokuşma hatta yeşillenme görülür. Et ve et ürünlerinde bakteriler hızlı çoğalır. Uygun koşullarda bir bakteri 15 saatte 536 milyona ulaşabilmektedir. Etin iyi muhafaza edilmediği takdirde bir gece sonra insan sağlığı açısından büyük bir tehlikeye dönüştüğünü göstermektedir. Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesi ve et parçasının büyüklüğüne göre değişmektedir. Etin dayanma süresi normal buzdolabı koşullarında 5 veya 6 gündür. Kıymanın dayanma süresi 3 gündür. Uzun süreli muhafaza düşünülüyorsa etler -18 derecede muhafaza edilmelidir. Derin dondurucuya koyulan etler bir yemek dozu büyüklüğünde olmalıdır. Dondurulmuş etlerden pişirilecek miktarı kadar çözdürülmeli, çözdürülen etler tekrar dondurulmamalıdır. Bu durumdaki etler tekrar bekletilecekse pişirilmeli ve öylece muhafaza edilmelidirler. Kurban Bayramı’nın beklentilerin karşılandığı bir şekilde ruhuna uygun olarak idrak edilmesi temenni eder, sağlıklı, huzurlu nice bayramlar dileriz.”
HABERE YORUM KAT