1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. Demokrat olmak başka, demokrat geçinmek başkadır
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

Demokrat olmak başka, demokrat geçinmek başkadır

A+A-

Demokratım demekle elbette demokrat olunamaz. Demokrasi öyle her cüce kafaya sığacak veya herkesin kafasına estiğince içini dilediğince doldurabileceği bir kavram değildir. Demokrasi herşeyden önce insan onuruna saygıdır. Demokrasi; insanın statü haklarını sonuna kadar kullanım şansı bulduğu rejimin adıdır.

Öyle mikrofonu eline aldığında adap ve terbiye sınırlarsını sonuna kadar zorlayarak insanlara suç isnat etmek veya insanların statü haklarına saldırmak demokratlık değildir. Liyakat haklarımızı veya elimizdeki kudret ve gücümüzü kullanırken biz demeyi unutup hep ben diyorsan sen demokrat değilsin.

Bazı insanlar statü haklarına, yanı doğuştan getirmiş olduğu insanı haklarına müdahale olduğunu dillendirerek milletten liyakat yetkisi aldıktan sonra despotluğa soyunması insanın melek olmadığı gibi, gerektiğinde şeytanlaşabildiğinin de bir göstergesidir. Hiçbir insan veya siyasi, milletin ve devletin vermiş olduğu liyakat gücünü başkalarının statü haklarına saldırma silahı olarak kullanamaz veya kullanmamalıdır.

Bizim her işimizde olduğu gibi bu konuda da her kafaya göre farklı demokrasi tanımlamalarına gidilir. Dünyada da tıpkı bizde olduğu gibi sözde yüzlerce Demokrasi türü vardır. Nasıl ki üzümden birileri şıra, başka birileri pekmez veya başka birileri de şarap üretirse; demokrasi konusunda da herkes kendi kafasına veya kapasitesine göre demokrasi üretirler.

Demokrasi kavramını en çok istismar eden kesim maalesef demokrasiye en çok sahip çıkması gereken siyasi kesimdir. Bu çelişki Türkiye’nin en büyük açmazıdır. Darbecileri sorgularız, askeri çok acımasızca hesaba çekeriz ama siyasilere sıra gelince onları dokunulmazlık zırhı ile korumaya alırız.

Demokrasi hiçbir zaman nalıncı keseri değildir. Demokrasi veya onun sınırlarını belirleyen hukuk öyle herkesin dilediği gibi içine edeceği kavramlar da değildir. Demokrasi kişilik haklarına saygıyı, nimetlerin paylaşımındaki hakça bölüşümü veya her konuda insanlar arasındaki fırsat eşitliğini sağladığı zaman demokrasi olur.

Bizim ülkemizde demokrasi bir başkadır. Yıllarca ceza evine yatmışta olsan, her türlü arsızlık ve utanmazlığa batmış bulunsan bu ülkede istediğin her makama gelebilirsin. Ancak iş paşalara gelince, hakkında henüz doğruluğu mahkemelerce bile teyit edilmemiş olan ve hakkında her hangi bir suç isnadı bulunan paşalar bu ülkede terfi bile edemezler.

Her türlü suça bulaşmak Bakan, Başbakan veya Reisicumhur olmaya etki etmez ama hakkınızda her hangi bir iftira varsa paşa olamazsınız. Bu iki örneği benim hafızam almaz veya anlamakta da birileri kadar kolayca anlayamam. İnsanlarına eşit yaklaşmayan hiçbir rejim alkışlanmayı asla hak etmez. Demokratik veya medeni ülkelerde insanları düşük kaliteli kromozom çocuğu veya üstün kaliteli kromozom çocukları diye farklı kategorilerde değerlendiremeyiz.

Bizim ülkemizde yıllardan beri birileri Atatürk’ün mirası üzerine oturarak kendilerini özel kromozom çocuğu olarak ilan ettiler. Bu takımdan bu millet çok çekti ve bugünkü kurtarıcı takımı da bunların baskıları sonucu meydana gelen kurtarıcı arama psikolojisinden istifade ederek millet iradesini arkalarına aldılar.

Şimdi durum değişmişe veya çarkın ters dönmeye başladığına dair işaretler var. Şimdi yeni bir ekip geçmişin benzer hastalığına tutulmuşçasına bizden olmayanlara yaşama hakkı yok deme noktasına doğru hızla yolculuk etmektedirler.

Elbette bu dünyada namusluyla namus fukarasını, inançlıyla inanmayanı, bilgiliyle bilgisi olmayanı aynı diplomalarla taltif edemeyiz. Ancak şu husus çok iyi bilinmelidir ki, bu dünyada hiçbir kimsenin dini inancı liyakat malzemesi olarak kullanılamaz. Namuslu olmak, dürüst olmak, ehliyetli ve bilgili olmak her ne kadar liyakat ölçüsü ise, dini inançta bir o kadar statü hakkıdır. Allah vergisi olan statü haklarımızla, bizim sonradan kazandığımız liyakat haklarımızı toplum ve devlet hayatında farklı değerlendirmek durumundayız. Aksi halde demokrasiyi geliştiremeyiz ve uygar bir toplum düzenine ulaşamayız.

Yasalar karşısında herkes eşit olmalı ve her türlü imkan ve nimetler adaletlice paylaşılmalıdır. Adaletin kaydığı, terazilerin hatalı tarttığı, hele hele insanların vicdan terazilerinin ayar tutmadığı bir toplumda ne demokrasiden ne de toplum barışından bahsedemezsiniz.

Türkiye’nin çok ciddi iç ve dış problemleri var. Birçok meselemiz son yıllarda daha da büyüdü. Eğitimde seviye ciddi anlamda kaydı ve kültürel yozlaşma ve çürüme ayyuka çıktı. Sermaye büyük çapta el değişti ve dar gelirliler bu kapkaç sahnelerinin kıskacında bir o kadar daha fakirleşti.

Bugün içinden geçmekte olduğumuz şartlar her zamandan daha çok toplumsal kaynaşmaya, kurumlar arası eşgüdüme ihtiyaç hissettirmektedir. Ne yazık ki buna rağmen ülkeyi yöneten iktidarla muhalefet ortamı daha da geriyorlar. Sayın Başbakan rahmetli Menderes’e kadar uzanarak resmen duygu depremleri yaratacak türden kefen giydiğini avaz avaz bağırıyor.

Bizim bu günlerde böylesi kin ve nefret duygularını canlandırıp bileyen siyaset diline ihtiyacımız yok. Bu siyaset dili çok tehlikeli bir dildir. Bu ülkede yetmiş milyon insan yaşamaktadır. Bu geminin kaptanı sizsiniz diye bu gemiyi alabora edemezsiniz.

Sayın Başbakan son konuşmalarında yine Ülkücülere dil uzattılar. Millet burnundan üflerken Sayın Başbakanımız ateşe körükle gitme inadını sürdürüyorlar. “Şehitler slogan değil, dua isterler” derken, birileri araya girip, Sayın Başbakanım, “şehitlere kelle de denmez” dediği zaman Sayın Başbakanımızın şuur kimyaları bozularak firen patlatıyorlar.

Çifte standart olmamalıdır. Siz her dili kullanacaksınız, her türlü alaycı tavrı takınacaksınız, bu demokratlık olacak; başka birileri size hatırlatma yapınca da öfkeleneceksiniz, işte buna hakkınız yok Sayın Başbakanım. Bu ülkede herkes belli saygı ölçüleri içerisinde konuşacaklar. Ben yazıp çizerken hep büyüklerimizi ölçü almışım. Onlardan bir iki adım geriden ben de onlar gibi esip gürlemişim. Şimdi de hadımdı bilerek burada noktayı koymak istiyorum.

 

Olup biten gelişmelere baktığımız zaman öyle görünüyor ki, ordu ile iktidar gemileri yakmış bulunuyorlar. Sayın Başbakan teamül falan tanımam diyor ve ardından da ekliyor. Sayın Başbakan ikide bir, “kefenimiz koltuğumuzdadır” demeye getirerek milletçe şaşırmamıza sebep oluyor. Bu ordu düşman ordusu bile olsa bu kadar karşısına geçilmez. Bu orduya karşı bu öfke veya nefret selinin sebeplerini millet bilmek istiyor. Uydurma belgelere artık karnımız tok. Somut ve mahkeme kararlarıyla doğrulanmış gerekçeleri görmek istiyoruz.

Bugün bu ülkede duygu sömürüsü yapılarak elde edilen liyakat hakları veya siyasi kudret diğer insanların statü haklarına musallat olacak kadar bir takım çevreleri eğer canavarlaştırmış bulunuyorsa bu ülkede demokrasiden veya insan haklarından bahsedenler yalan söylerler.

Referandum sebebiyle siyasiler yollara düştüler. Memleket insanı üçe bölündü. Evet diyenlerin karşısında yer alan hayırcıların dışında bir de her iki guruba karşı durmakla kendilerine etiketlendiren boykotçular var. Siyasetçilerin kullandıkları propaganda diline baktığımız zaman bizi sert yazmakla suçlayanlara hadi be oradan demek düşüyor.

Siyasetçiler ağızlarının balans ayarını en son noktaya kadar bozacak, biz iki söz edince mahkeme kapılarıyla tehdit edileceğiz. Sonrada birileri çıkacak ve demokrasiden dem vuracaklar. Birileri dokunulmazlık zırhı arkasına sipere yatarak veryansın edecek, herkesi alaya alıp aşağılayacak kimselerin sesi çıkmayacak; biz iki lakırdı edince kıyametler koparılacak ve daha sonra da bu kıyametler koparanlar bana demokratlık çalımı yapacaklar. Hadi be sende derler adama.

Demokrasi nalıncı keseri değildir. Demokrasi insan haysiyet ve onuruna saygıdır. İnsanların haysiyetlerine, mahremlerine saldıranlar demokrasiden bahsedemezler. Demokrasiden bahsetseler bile ben onların demokratlığına asla inanmam. Eline geçirdiği liyakat kudretini başkalarının mahrem duvarlarını yıkmada kullananlara babamın oğlu da olsa saygı duymam veya dualarımın muhatabı da kılmam.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
36 Yorum
  • Seyfullah FIRAT / 24 Ağustos 2010 Salı 10:24

    İnsanları muhatap alırken muhatap alacağınız insanların kalibresine bakacaksın. Etrafımıza her dolanana cevap verecek olsak buna zamanımız yetmez. Başıboş gezenlerin sayısı son zamanlarda o kadar arttı ki cevap vermeye yetişmek bile çok zor. Dolanma merakı olanlar veya öyle bir görevle yüklenenler dolanmaya devam etsinler. Ancak değneği elime alırsam emin olun bazılarını mahallesine kadar kovalarım. Bunu herkes çok iyi bilsin.

    Yanıtla (0) (0)
  • metın kose / 24 Ağustos 2010 Salı 01:28

    ya bırakın bu bosseylere cevap vermeyı yazının sahıbı cevap vermıyo bıraksınlar muslumanlıktan ahkam kesmeyı oldurduklerı onca ınsanın cevabını allahın huzurunda nasıl verecekler gerısı hıkaye makam verselerdı hepsı akp lı olurdu tıpkı anavatan partılı oldukları gıbı ulkuculuk hıkaye

    Yanıtla (0) (0)
  • yuceltanay / 23 Ağustos 2010 Pazartesi 19:03

    Cevdet .s adlı rumuzlu yorumcu,sen kendini ne zanediyorsun ,kimsinde ülkücüleri eleştırıyorsun. biz sizi gibi lerden hep nefret ettik sat he dincilerden.Akp Hükümetinde şehitler,ölmez vatan bölünmez suç oldu, kahrolsun pkk demek suç,çünkü onlar pkk ile ruh ikizidirler,şehitler ölmez sözünü duymak istemezler,bunun Türk halkını uyandırdığını Akp VePk ikilisine karşın bir düşmanlık oluşturduğu nun farkındalar. İki dinlidirler Namaz kılar görünürler fakat Sümela manastırı ve Ermeni Akdamar kilisesinde mum yakarlar. Bizde badem bıyıklı Nurculardan yalancı Dinci softalardan hep nefret ettik,o Dindar olmıyan dinci geçinen ABD uşaği işbirlikçi Müslüman geçinenlerden.

    Yanıtla (0) (0)
  • cevdet S. / 22 Ağustos 2010 Pazar 17:34

    Üniversitede guruplar halinde dolaşarak varolmaya çalışmalarına uyuz olurdum. Hiç hazzetmezdim ülkücülerden.Çocukça ve arabesk geliyordu yaptıkları. Ama çok iyi arkadaşlarım oldu bir çoğu iyi çocuklar ama kullanıldıklarına artık eminim. En son Bu gün şehit cenazesinde ülkücü işaretiyle slogan atanlar mezar soyguncularından hiç bir farkı yok.Birilerinin oyununa geliyorlar.Şehit ailesine saygıları yok dua etmeyi bilmiyorlar slogan atarak ortalığı karışırıyorlar.Bu karanlık tiplere inanmayın birilerinin oyununa gelmeyin

    Yanıtla (0) (0)
  • sadece aklını değil / 22 Ağustos 2010 Pazar 15:33

    evet, aynen iddiamı tekrarlıyorm. Ordan burdan derleme kiralık kopya yazılarla kendinizi avutuyorsunuz. size yöneltilen bir iddiaya cevap verecek kapasiteniz dahi yok. Burada onun bunun yazılarını kopyalayıp yapıştırarak taşıyıcılık, provokatörlük yapıyorsunuz. yücel bey cevap yazmış!!! pardon cevap kopyalamış.. yücelin bana yazdığı alttaki kopya cevap metninin herhangi bir tarafını seçip lütfen sağ tıklayıp googlede taratır mısınız... forumlardan kopyaladığı yazıları burada bana cevap diye satan yücel ve benzerleri 12 eylül akşamı yiyecekleri osmanlı tokatının acısıyla şifa bulurlar inşallah. Kendine ait orjinal fikirleri olmayanlar başkalarınının zokasını iyi pazarlarlar. Ama siz bunu da beceremiyorsunuz. Yazık, geçmişte olduğu gibi bugün de hala kendini kullandıranlara acımamak elde değil... Tek tesellimiz, bir millet uyanıyor... İnşallah korkuları da yenecek bu milet ve aslına dönecek... Kendinden, milletinden, dininden, inancından endişe eden, korkan bu tipler maalesef TÜRK'ü, MÜSLÜMAN'ı temsil etme safsatasıyla ortalarda fink atıyorlar... Ne diyelim bu da geçer...

    Yanıtla (0) (0)
  • yuceltanay / 22 Ağustos 2010 Pazar 00:04

    Çok akıllı olduğun belli oluyor,biraz bizede akıl versen o orta derce zekanla güya eleştiri yapıyorsun.kaç kitap okudunda eleştiri yapıyorsun. Tipik bir vakit gazetesi okuyucu profili.internet andıcından bash ediyorsun. acaba Eskişehir emniyet Müdürü hanefi avcının açıklamalarından haberin varmi?Emniyetin hangi cemaat ve guruplar tatrafından elle geçirildiği ortada bu işte gerçek bir balyoz ve cemaat andıcıdır.SUÇ İKİZLERİ
    Siz hiç AKP’nin veya BDP’nin “dokunulmazlıklar kalksın” dediğini duydunuz mu? Duymadınız değil mi? İşte nedeni: Dokunulmazlık rekoru kıran Meclis’te, milletvekilleri hakkında 672 fezleke bekliyor. Rekor 462 dosya ile BDP’de bulunuyor. BDP’yi 124 dosya ile AKP izliyor!

    ANANI DA ŞEHİDİNİ DE AL GİT
    Bakırköy müftüsü Zakir Uzun Ataköy’de düzenlenen şehit cenazesinde yaptığı duayı “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sözleri ile tamamlamış, üstüne istiklal marşından birkaç kıta okumuş. Yani “katmerli suç” işlemiş, onun için de Mersin’e sürülmüş. Mersin artık sevdiklerini alıp gideceklerin sürgün yeri oldu galiba.

    İKİLİ SIKIŞTIRMA
    PKK’nın liderlerinden Murat Karayılan, “ateşkes” kararının devlet ile Öcalan arasında sağlanan temaslar sonucu alındığını söyledi. Öcalan’ın o “temaslarda” demokratik özerklik istediğini herkes biliyor. Hemen ardından BDP “şartlarımızı kabul et, “evet” verelim" diye ikinci sıkıştırmayı yaptı. Referandumdan evet çıkarsa AKP ile “ortada sıçan” oynayacaklar. senzaten çok akıllısın olaylarıhemen çözdün, ama maalesef görünen köy kılavuz istemiyor.helle senin gibi aydınlığı görmiyen kafalardan destek verdiği partının kusurlarını hiç görmiyen,vakit gazetesinin Ankara temsilcisi Serdar arsevende söyle bir yazı yazmıştı. Bizim hırsızımız dindardır,namazını kılar, Diğerleri kemalistır biz tabiki dindar hırsızdan yana olacağiz diye,sizin gibiler Araştırmadan,aydınlanmadan akp'ye yanlışta olsa biat edersiniz,onlarda sizi kullanarak din ve allah kitap deyip mallı götürüp çocuklarına gemiller ,boğaza nazır villalar alırlar.belki akp yönetimindeysen seninde ihalelerden nasiplenmene izin verilir.birilerin padişahlığını ilana karkarken sana teba olmak kul olmak düşer,bu akılla,Çünkü sizler demokrasının ne anlama geldiğini kavrıyamıyan cemaat kültürünü aşamıyan,birey olamıyan,daima birilerinin yönlendirilmesine ihtiyaç duyan,vatandaşlığı dinsel bağlılık olarak gören kafalara sahipsiz.

    Yanıtla (0) (0)
  • hüsmen aga / 21 Ağustos 2010 Cumartesi 18:43

    apocular, bdp chp, işçi partisi , mhp, kandil dağı hayır cephesinde buluşmuşlar. aynı kaynaktan beslendikleri belli.

    Yanıtla (0) (0)
  • Seyfullah FIRAT / 21 Ağustos 2010 Cumartesi 13:19

    EL İNSAF KARDEŞİM. SADE AKILLARINI DEĞİL, BÜTÜN MUKADDESLERİNİ BİLE VATİKANIN EMRİNE VERENLERİN BURADA YUCELTANAY ADLI ARKADAŞIMIZI AKLINI KIRAYA VERMEKLE SUÇLAMAYA KALKMALARI GERÇEKTEN İZAN, İNSAF GEREKTİREN BİR DURUMDUR. BENİM ANLAMADIĞIM HUSUSİ BU TOPRAKLARDA BU KAFALARIN NASIL YAŞADIĞIDIR. BU KADAR AKLINI BAŞKALARININ HİZMETİNE VERMİŞ, KENDİ GERÇEKLERİNE SIRT DÖNMÜŞ, SOYSUZLUK VEKÖKSÜZLÜK ÇİZGİSİNDE SINIR TANIMAZ OLMUŞ BU İNSANLARIN DÜŞÜNCE KATİLLERİ KİMLERDİR ACABA? BU İNSANLARDAKENDİLERİNİ ENTELEKTÜEL KABUL EDİP BURALARDA UTANIP ARLANMADAN GERÇEKLERİ DİLE GETİREN SAYGIN İNSANLARA KARŞI YORUM YAZMA CÜRETİNİ KENDİLERİNDE BULABİLİYORLAR. YAHU, HER ŞEY AÇIK VE NET BİR ŞEKİLDE CEREYAN EDİYOR. KİMLERİN BU TOPRAKLARIN ÇOCUKLARI GİBİ YAŞADIĞINI, KİMLERİN PENTAGONDAN NEFES ALDIĞINI KARINCALAR BİLİYOR. KİMLERİN DİNDAR OLDUĞUNU, KİMLERİN DİNCİ GEÇİNEREK DİNİMİZİN İÇİNİ BOŞALTMAYA YEMİN ETTİĞİNİ ARTIK HER AKLISELİM GÖRÜYOR. MUBAREK GÜNDE BİRİLERİ İLLEDE DİL FRENİMİZİ PATLATMAK İSTİYOR. SON SÖZ OLARAK DİYORUM Kİ; BU MİLLETE VE BU MİLLETİN MUKADDESLERİNE BAĞLI OLANLARA SONSUZ DULARIMI SUNARKEN, BU MİLLETTTEN VE BU MİLLETİN MUKADDESLERİNDEN KOPUK YAŞAYANLARI DA ALLAHA HAVALE EDİYORUM. DİNDAR OLANLARIN AYAKLARININ TOZU OLURUM AMA DİNCİ GEÇİNEN ÇAĞIMIZIN MUSİBETRLERİNDEN DE ALLAHA SIĞINIYORUM.

    Yanıtla (0) (0)