Derin el yöntemi değiştirdi
Cumhuriyet mitingleri, PKK'nın karakol baskınları ve DTP eylemleri arasındaki derin bağ...
Ergenekon davası sürecinde ve yerel seçimler öncesi PKK baskınları, DTP'nin ateşlediği eylemler ile; Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçimler öncesi işlenen sansasyonel cinayetler ve Cumhuriyet Mitingleri arasındaki ortak bir kullanım biçimi var.
Olayları iki döneme ayırmakta fayda var. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler öncesi, yani AKP iktidara geldikten sonra seçimlere doğru gidilen süreçte, ülke gündemini sarsan Rahip Santoro cinayeti, Danıştay saldırısı, Dink suikastı ve en son Cumhurbaşkanlığı seçimine 10 gün kala işlenen Malatya katliamı olayları olmuştu. Bu cinayetlerin ortak özelliği faillerinin 'Türk-İslam' etiketli olmasıydı. Yine bu dönemde AKP'nin Cumhurbaşkanını seçmesini protesto etmek için organize edilen Cumhuriyet mitingleri yapılmıştı. Bu mitingler de gündemi çok meşgul etmişti.
22 Temmuz seçimlerinden sonra, siyasi cinayetlerin bıçak gibi kesilmesinin yanı sıra ulusalcı mitinglerde de azalma oldu. Hatta mitingler son dönemde durma noktasına geldi.
Tabii siyasi cinayetlerin durmasında ve mitinglerin yapılmamasında Ergenekon operasyonunun etkisi oldukça büyük... 12 Haziran 2007'de Ümraniye'deki gecekonduda ele geçirilen cephanelikle birlikte Ergenekon operasyonu hızlanmış ve birçok kişi gözaltına alınmıştı. Deşifre edilme korkusundan olacak ki artık siyasi cinayetler işlenmedi.
İşte bundan sonra devreye PKK girdi. Genel seçimlerden sonra PKK'nın kırsaldaki ve kentteki eylemlerinde patlama oldu.
Ekim 2007'de Gabar'da PKK'nın kurduğu pusu sonucu 13 askerimiz şehit düştü. Bu hain pusudan iki hafta sonra akıllarda hala soru işaretleri bırakan Dağlıca baskını oldu. Bu baskında 12 askerimiz şehit edildi, 8 asker de kaçırıldı. (Dağlıca baskını daha sonra Ergenekon iddianamesinde de yer aldı)
En son Aktütün Karakolu'na baskın düzenlendi. Aktütün saldırısı bardağı taşıran son damla oldu. Kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep oldu. Tabii PKK'nın saldırıları bunlarla sınırlı değildi. Bunlar dikkat çeken eylemler olduğu için değindik. Yine metropollerdeki PKK eylemlerinde de artış görüldü.
Ocak 2008'deki Diyarbakır'daki patlama, Ümraniye'deki çifte bombalı saldırı, yine Diyarbakır'da polis servisine yapılan saldırı vb. olaylar 'PKK etiketli' kişiler tarafından gerçekleştirildi. Bunun yanı sıra araç ve işyeri kundaklamaları da cabası
En son asrın davası Ergenekon'un ilk duruşmasına iki gün kala, Apo'nun avukatları tarafından ortaya atılan 'Öcalan dövüldü' iddiası ortalığı karıştırdı. DTP bu iddiayı bahane ederek kentleri savaş alanına çeviren eylemlere imza attı. Erdoğan'ın Doğu gezileri engellenmeye çalışıldı. PKK yandaşları vatandaşa zorla kepenk kapattırdı, araçlar yakıldı.
PKK&DTP eylemlerinin Ergenekon davasının başlayacağı ve yerel seçimlere yakın tarihlerde artması son derece dikkat çekici bir durum.
PKK ve Ergenekon bağlantısı artık somut hale gelmişken bu tür eylemlerin artması Ergenekon davasıyla ilişkilendirildi. Çünkü terörist başına işkence iddiası, Ergenekon davasına iki gün kala Apo'nun avukatları tarafından ortaya atıldı. 28 Şubat sürecinde Öcalan&Asker (Ergenekon) bağlantısını tespit eden Bülent Orakoğlu da Öcalan'ın avukatlarının 'aracı' rolüne dikkat çekmişti.
Siyasi cinayetler ve ulusalcı mitinglerle istediğini elde edemeyen ve bu tür eylemlerde deşifre edilen Ergenekon terör örgütü, ikinci plan olarak PKK ve Kürt kartını devreye sokmuş gibi gözüküyor. Çünkü artık işlenen her siyasi cinayet Ergenekon'un deşifresini kolaylaştırıyor. Bu yüzden örgütte bir tedirginlik hakim. Son dönemlerde mantar gibi çoğalan Kuvvayı Milliye derneklerinin Ergenekon bağlantısı deşifre edildi. Bu yüzden istediği gibi at koşturamayan Ergenekon örgütü, kardeşi PKK'dan kırsal ve kentlerdeki eylemleriyle kendisine destek olmasını istemiş görünüyor.
Farklı bir düzlemde, Cumhuriyet Mitingleri ve suikastlerin rolünü; bu kez Apo'nun adamları alıyor
HABERE YORUM KAT