1. HABERLER

  2. YÖREDEN HABER

  3. RİZE

  4. Erdoğan, RTEÜ akademik yıl açılışına katıldı
Erdoğan, RTEÜ akademik yıl açılışına katıldı

Erdoğan, RTEÜ akademik yıl açılışına katıldı

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN, İSMİNİ TAŞIYAN RTE ÜNİVERSİTESİ’NİN AKADEMİK YIL AÇILIŞ TÖRENİNE KATILDI

A+A-

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN: - “BAŞIMIZIN ÖNE EĞİK OLMASI BİRİLERİNDEN KORKTUĞUMUZ İÇİN DEĞİL O ANDAKİ HÜZNÜMÜZ SEBEBİYLEDİR”
- “MİLLETİN VİCDANINDA MAHKUM EDİLENLERİN İSİMLERİ BİR BİR TALEBELARDAN İNDİRİLİYOR; ÇÜNKÜ BU İSİMLER TABELALAR DEĞİL MİLLET YAŞATIR, MİLLETİN VİCDANI YAŞATIR”
- “BİZ BİRŞEY OLMAK İÇİN DEĞİL BİRŞEYLER YAPABİLMEK İÇİN BU MEVKİLERDE BULUNUYORUZ”
- “BUGÜN KARADENİZ’DE GURURLA YÜKSELEN BU BİLİM YUVASI AYAĞINDAKİ YIRTIK ÇARIKLA OKUMA MÜCADELESİ VEREN RİZELİ YAVRULARIN ESERİDİR”

ERSEN KÜÇÜK - GÖKTÜRK FIRAT
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hayırlı işler yapanların hayırla yad edilirken, şerde yarışanların milletin vicdanında yargılandığını belirterek “Sadece sokağa, okula caddeye isimler verilerek isimler yaşatılamaz. İsimler ortaya koyduğu eserlerle yaşatılırlar. Milletin vicdanında mahkum edilenlerin isimleri bir bir tabelalardan indiriliyor. Çünkü bu isimleri tabelalar değil millet yaşatır, milletin vicdanı yaşatır” dedi.

erd2.20121112141631.jpg

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi akademik yılı açılışı törenine katılmak üzere Güneysu ilçesi Merkez mahallesindeki evinden saat 10.00 sıralarında çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilçenin Kıbledağı köyündeki Kıbledağı’nda yapımı süren Kıbledağı Camisi’nin inşaatında incelemelerde bulundu. Ardından ilçe merkezine gelen Başbakan Erdoğan, burada hemşehrilerinin yoğun ilgisi üzerine “Bakın üniversitedeki programımız 1 saat sarktı. Hocalarımız bizi bekliyor. Bana anlayış gösterin. Allaha emanet olun” diyerek ilçeden ayrıldı. Erdoğan, buradan ismini taşıyan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'ne geçerek akademik yıl açılışı ve doktora takdim törenine katıldı.

Törenin açılış konuşmasını RTE Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz yaparken, Üniversite Senatosu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a doktora ünvanı verilmesi ile ilgili kararını okuyarak Erdoğan’ı kürsüye davet ederek cübbesini giydirdi.

erd3.20121112141617.jpg

Konuşmasına “2012-2013 akademik yılının tüm üniversite mensuplarımıza, çalışanlara, özellikle de öğrencilerimize hayırlı olmasını rabbimden temenni ediyorum. Bugün şahsıma tebliğ edilen fahri doktora unvanından dolayı üniversite senatosuna teşekkür ediyorum” diyerek başlayan Erdoğan “Önceki gün şehit düşen 17 askerimiz rahmetle minnetle yad ediyorum. Endonezya Burunei gezimizin ardından şehitlerimizin cenaze törenlerine katılarak onlara karşı son görevlerimizi yerine getirdik. Acımız gerçekten büyük. Her biri birer kahraman olan canımız ciğerimiz, bu güne kadar ülkeleri için fedakarca hizmet veren şehitlerimiz bizleri oldukça üzmüştür” diye konuştu.

Erdoğan, bugün bir gazetede cenazede başı önde çekilmiş bir fotoğraf ile çıkan manşeti de eleştirerek “Şehadeti anlamayanlara söylüyorum, şehadet aşkı ile vatanı için mücadele eden kahramanlık ruhu işte budur. Bu olaylar cereyan ederken farklı atmosferlerde yaşayanları bizler çok iyi biliriz ve bu atmosferde de işimizi iyi yapmasını da biliriz. Başımızın öne eğik olmasını abartılı bir şekilde baş köşelere çekenleri sesleniyorum; başımızsın öne eğik olması birilerinden korktuğumuz için değil, o andaki hüznümüz sebebiyledir. Ama sizler bunu ayırt edemeyecek kadar buradan bir çıkar elde etmenin peşindesiniz. Şahadet makamı çok zor ulaşılan bir yerdir” diye konuştu.

Terörle mücadelenin sürdüğünü kaydeden Erdoğan “Burada şu hususu özellikle ifade etmek istiyorum. Bütün güçlerimizle cesaret ve fedakarlıkla mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizde son yaşanan olayda olduğu gibi istenmeyen sonuçlar çıkabiliyor. Yaşananlardan ders çıkararak önlemler alarak bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek zorundayız. Kaza ile ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı. Ailelerine ve aziz milletimiz sabır ve başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

erd1.20121112141803.jpg

“BUGÜN BU FAKİR İÇİN ÇOK ANLAMLI BİR GÜN”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ismini taşıyan bir üniversiten fahri doktora ünvanı almanın kendisi için önemini anlatarak şunları söyledi: “Sevgili öğrenciler bugün bu fakir için çok anlamlı ve özel bir gün. Bugüne kadar Türkiye’nin ve dünyanın birçok üniversitesinde şahsıma fahri doktora ünvanları verildi. Burada baba-ana ocağım olan Rize’de kendi adımı taşıyan bir üniversiteden fahri doktora unvanı almak beni çok mutlu ediyor. Biz bir şey olmak için değil, bir şeyler yapabilmek için mücadele ediyoruz. Biz bir şey olmak için değil bir şeyler yapabilmek için bu mevkilerde bulunuyoruz. Her gün başımızı yastığa koyduğumuzda bu ülkemiz için milletimiz için tek tek şehirlerimiz için hangi hizmetleri gerçekleştirdiğimizin, hangi adımları atamadığımızın muhasebesini yapıyoruz. Milletimin aynasında kendimize bakıyor orada kendimize hesaba çekiyoruz. Fani olduğumuz ve bir gün bu emaneti teslim edeceğimizi milletimize ve Allaha hesap vermek şuuru ile kendimizi hesaba çekiyoruz. ‘Hesaba çekilmeden, kendinizi hesaba çekiniz’ düsturu bizim için önemli. Hayırlı işler yapanlar hayırla yad edilir. Şerde yarışanlar, milletin vicdanında yargılanırlar. Sadece sokağa, okula caddeye isimler verilerek isimler yaşatılamaz. İsimler ortaya koyduğu eserlerle yaşatılırlar. Milletin vicdanında mahkum edilenlerin isimleri bir bir tabelalardan indiriyorlar. Çünkü bu isimleri tabelalar değil mimlet yaşatır milletin vicdanı yaşatır.”

“BU ÜNİVERSİTE YIRTIK ÇARIKLA OKULA GİDENLERİN ESERİ”
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin her yerinde çocuk olmanın zorluğuna dikkat çekerek “Ama Rize’de, Artvin’de, Trabzon’da, Karadeniz diğer şehirlerinde çocuk olmak daha zordu. Kışın o zor günlerinde, karın bırakın çocuk boyunu, yetişkin insan boyunu aştığı o günlerde daha güneş doğmadan evinden çıkan çocuk düşünün. Yırtık paltoyla yırtık çarık ile yazın bile giyilemeyecek bir elbise ile dağları aşarak okuluna ulaşıyordu. Rize’nin köylerinde okula ulaşmak için en az 2 saati aşkın, çoğu patika olan yolardan geçerek okullarına giderdi çocuklar. Anamdan dinlerdim babamdan dinlerdim. Çarıklarımız yırtık görünmesin diye Salarha’dan Rize’ye ayağında sağlam çarıkla inebilelim diye yalın ayak yürüyen çocuklar vardı. Bu dönemden sonra nereden nereye geldik Elhamdülillah” dedi.

Konuşmasının bu bölümünde gözleri dolan ve duygulanan Erdoğan “Sobası yanmayan sobası tüten evde tezek kokusu içinde çocukların tir tir titrediğini bilirdik. Kurşun kalemi bir santim kalıncaya kadar kullanmak zorundaydık. O günleri yaşayanlar çok iyi bilir, ilkokulu bitince çile daha da katlanırdı. Çocuklar daha 12-13 yaşında gurbeti hasreti yaşamaya başlıyordu. Çocuklar liseyi ortaokulu okumak için şehre inmek zorunda kalırdı. Şehir merkezinde ya bir akrabasına emanet edilir ya da bir yurda yerleştirilirdiler. Yurt deyince aklınıza bugünkü yurtlar gelmesin. İçinde bulunduğumuz bu üniversite Rize’nin anne ve babalarının o sarsılmaz eseridir. Bugün Karadeniz’de gururla yükselen bu bilim yuvası ayağındaki yırtık çarıkla okuma mücadelesi veren Rizeli yavruların eseridir” şeklinde konuştu.

“MİSAFİRPERVERLİĞİNİZİ KAYBETMEYİN”
Başbakan Erdoğan, bir hatırasını da anlatarak “Rahmetli babam kıyı kaptanıydı ve çat kapı eve hemşehrilerimizi getirirdi. Kalabalık bir ev, önceden haber vermek yok. Annem ‘hacı hiç haber vermeden bunları nereden getirdin’ demezdi. Çünkü bizim anlayışımızda misafir umduğunu değil, bulduğunu yerdi. Anacağımın her zaman bir küp fasülye turşusu hazırdı ,kavurması hazırdı. Fırından ekmek hamuru alır ‘kavurmalı’ yapardı. Evde baklavası her zaman hazırdı. Bizde pepeçura meşhurdu. Onu yedirirdi. Misafir memnun biz mennun. Şimdi ise bir hafta önceden randevu alacaksın, o randevu olmazsa misafir getiremezsin. Bu Rizeli’nin ve Anadolu insanının misafirperverliğinin en güzel örneğidir. Aman bu misafirperverliğinizi kaybetmeyin. Bu bambaşka bir şey, batı toplumunda bunları göremezsiniz. Bizim medeniyetimizde bu var. Rize’nin çocukları artık genç yaşta gurbete çıkmak zorunda kalmıyor. Dilerlerse ana baba ocağında en kaliteli eğitim görüyor, iyi bir akademik ortam bulabiliyor” ifadelerini kullandı.

Rize’nin artık Türkiye’nin 80 vilayetinden, Gürcistan’dan, dünya ülkelerinden öğrencileri bağrına bastığını ifade eden Erdoğan “Bakın bu manzara sadece Rize’ye has bir manzara değil. Rize’den aldığımız dersle, terbiye ile 81 vilayete eser kazandırmanın mücadelesi içinde olduk. Daha 10 yıl önce Artvin’de üniversite kurmak kimin aklından geçerdi. Rize’de üniversite kurmak kimin aklından geçerdi. Ama biz söz verdik ve yerine getirdik. Göreve geldiğimizde 76 üniversite vardı, 92 yeni üniversite ilave ettik. Türkiye genelinde üniversite sayımız 168’e ulaştı” dedi.

Erdoğan, bu yıl yükseköğretimde devrim niteliğinde bir düzenleme yaptıklarını kaydederek “Topladık çıkardık, en ince ayrıntısına kadar hesapladık ve üniversite harçlarını ortadan kaldırdık. Tabi harçları kaldırdığımızda birileri çıkıyor, ‘Biz baskı yaptık ondan kaldırdılar’ diyor. Değerli kardeşlerim ne yaparsan yap, Ziya Paşa’nın çok güzel sözleri var da bu topluluğa yakışmaz, burada söylenmez. Bunlar anlamaz çünkü bunların gözleri var görmez, kulakları var duymaz, ağzı dili var hakkı, doğruyu konuşmaz. Çünkü bunların gönül dünyaları karanlık. Bunlar dünyaya açık gözle bakmıyorlar zaten. Karanlık gördükleri ve hep kapalı göz dolaştıkları için oluyor” diye konuştu.

“Şimdi biz önemli bir başka hazırlığı yapıyoruz” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yükseköğretim Yasası’nı değiştirme çalışmaları devam ediyor. İnşallah daha bağımsız, daha özgürlükçü, daha özerk bir yapıya kavuşmasının önünü açalım istiyoruz. Şehirlerimize kurduğumuz tüm üniversitelerimiz, o şehre canlılık katı, o şehri Türkiye ile dünya ile bütünleştirdi. Bu sene Türkiye’de lisans ve lisansüstü eğitim görmek üzere dünyanın farklı ülkelerinden, belki şaşıracaksınız, 42 bin başvuru yapıldı. Geçen yıl Türkiye’de 32 bin misafir öğrenci bulunuyordu. Bu sene kayıtlar tamamlandığında 40 bin rakamını aşmış olacağız. 155 farklı ülkenden misafir öğrenci Türkiye’nin üniversitelerinde şu anda öğrenim görüyor. ABD’den, Avusturya’dan, İtalya, Çin, Kore’den gelip ülkemizde öğrenim gören öğrenciler var. Kenya’dan, Mali, Uganda, Kamerun’dan tüm Afrika ülkelerinden gelen misafir öğrencilerimiz var. Afganistan, özellikle Filistin’den ve Suriye’den gelen öğrencilerimiz var. Bunlar bizim yarın o ülkelerdeki misyon şeflerimiz olacak. İşte biz geriye bıraktığımız, 10 yıla baktığımızda böyle ciddi eserleri görmenin bahtiyarlığı içerisindeyiz. Yoluyla, barajlarıyla, üniversiteleriyle, yeni eğitim alt yapısı ile bugün 10 yıl öncesine göre çok farklı bir yerdeyiz.”

“NAYLON BORDROLAR HAZIRLADILAR AMA TÜRKİYE NAYLON DEĞİL”
Erdoğan, Türkiye’nin son 10 yılda önemli atılımlar yaptığını ifade ederek “Artık 10 yıl öncesinin Türkiye’si yok. Artık dünyada ‘Hasta adam’ olarak telakki edilen, komşumuzda olduğu gibi, bazı batı ülkelerinde olduğu gibi bir Türkiye yok. Artık 9 ay vade ile kredi bulamayan bir Türkiye yok. Şimdi 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl vade ile ve çok düşük faiz ile rahat rahat kredi bulabilen bir Türkiye var. Çünkü dünyada kredibilitesi yüksek bir Türkiye var şimdi. Hep söylüyorum, IMF’den göreve geldiğimizde 23 milyar dolar borçla görevi devraldık. Ama şimdi 1,3 milyar dolar borç var bunu da Nisan ayında sıfırlıyoruz. Şimdi biz o IMF’ye 5 milyar dolar borç veriyoruz. Şimdi bunun teknik görüşmeleri yapılıyor. İşte Fich, 18 yıl kredi notumuzla oynamadı, arttırmadı. Ama şimdi arttırdı ve yatırım yapılabilir bir ülke olarak Türkiye’yi ilan etti. Ve bakın çok enteresan, bir başka kredi kuruluşu ismini vermeyeceğim, bir uluslar arası toplantıda söyledim onun da arkasında duruyorum. ‘Siyasi kararlar veriyorsunuz, ideolojik davranıyorsunuz. Borç batağında yüzen, borçlarını ödeyemeyen ülkelerin halen kredi notunu yükseltirken, Türkiye’yi durağana alıyorsunuz. Türkiye’ye haksızlık yapıyorsunuz. Ama isteseniz de istemeseniz de Türkiye gümbür gümbür geliyor’ dedim. Bakın çok enteresan, o kredi kuruluşu mahkemeye düştü ve tazminat ödemeye mahkum edildi. Neden, çünkü ideolojik davrandığı için. Çünkü hak etmedikleri halde bazı ülkelerin kredi notlarını yükselterek dünyayı aldattılar. Naylon bordrolar hazırladılar ama Türkiye naylon değil. Biz ölçtük, biçtik, doğrusunu yaptık” diye konuştu.

“Ne olursa olsun, Bir kurşun kalemi 1 cm kalıncaya kadar kullanan hata ve hatta ekmeğin içini silgi yapan bir topluluktan hamdolsun artık bu günlere geldik” ifadelerini kullanan Erdoğan “O dönemler geride kaldı. Bugün artık çocuklarımız sınıflarındaki akıllı tahtada eğitim görüyor ve tablet bilgisayarıyla dersi takip ediyor. Her dönem başından ders kitabını sırasının üzerinde hazır buluyor. İnşallah 3 yılda bütün okullarımız akıllı tahtasına ve tablet bilgisayarına kavuşacak. Dün Rize'nin köylerine ulaşılmıyordu bugün Bosna'nın Filistin'in köylerine kadar ulaşıyor, Türkiye’nin üniversitelerinde okumak için can atan çocukların mülakatlarını yapıyoruz” dedi.

“BİZE GERİCİ DEDİLER, BİZE YOBAZ DEDİLER”
Erdoğan, geçmişte 2. sınıf evlat muamelesi gördüklerini hatırlatarak şunları söyledi:
“Bir dönem bize, bizim şahsımızda millete, milletin öz evlatlarına 2. sınıf evlat muamelesi yapıyorlardı gençler. Belki siz bunları bilemeyeceksiniz çünkü o zaman sizler henüz bu dünyaya teşrif etmemiştiniz. Ama bizler o dönemi yaşadık. Bize gerici dediler, bize yobaz dediler. Bize ne için cenaze yıkayıcısı olacaksınız dediler, öğretmenlerimiz dediler. Bunlar anlamaz dediler, bunlar bilmez dediler, yapamaz başaramaz dediler, bizi bizim şahsımızda milletin ta kendisini tutucu, gerici, daha da ileri giderek karanlıkla, cahillikle özdeşleştirmek istediler. Şu anda kimin ak kimin de kara olduğu çok net bir biçimde ortaya çıktı. Onlar hala üniversite de yasakları savunurken biz hiçbir ayrım yapmadan dünya öğrencilerinin hizmetine açtık. Onlar halen sakala, bıyığa, kılık kıyafetlere takılmışken biz bugün 155 ülkeden 40 bine aşkın öğrenciye bu ülkede eğitim veriyoruz. Onlar halen milletin öz evlatları için okul yollarını kapatmanın mücadelesini verirken, biz okul yollarını açıyor, tercih özgürlüğünü genişletiyoruz. Bakın 10 yıllar boyunca meslek liselerine neler çektirdiler, İmam Hatiplileri hep tartışma konusu yaptırdılar. Bu okulları öcü gibi gösterdiler. Bu okulları gerici orada okuyan öğrencilere ise öcü muamelesi yaptılar. Peki soruyorum, Allah aşkına ne oldu. O okulların mezunları şu anda Türkiye’yi yeni baştan inşa ediyorlar. O okulların mezunları 75 milyona efendilik için değil hizmetkar olmak için bir mücadele veriyorlar. İmam Hatip okullarını açtık, milletin evlatlarının önüne tercihleri koyduk. Eğitimden, öğrenimden korkanlar, kusura bakmayın böyle yatırımlar yapamazlar Türkiye’nin eğitim altyapısında böyle düzenlemeleri gerçekleştiremezler. Onlar geriye dönüp baktıklarında kendi dönemlerinde baskıları görecekler. Ama biz baktığımızda bu ülkeye yaptığımızı hizmetleri kazanımları göreceğiz. Daha bugünden bunları görüyoruz. Çünkü biz bu milletin gençlerini çocuklarınız çok seviyoruz.”

“ALPARSLAN'IN TORUNLARI YAN GELİP YATMAYACAKTIR”
Gençlere hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamaları çağrısında bulunan Erdoğan “Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmayacağız sevgili gençler, sevgili hocalarım. Karamsarlığa asla ve asla kapılmayacağız. Ama benim hocalarımdan bir ricam var. Şimdi Rize’de göreve başlayıp biraz hizmet verdikten sonra Rize’yi bırakmayın. Rizeli çocuklarına, öğrencilerine inanın bir harf öğretenin kölesidir, çok sever. Ama burayı bizi bırakmayın. Şu üniversitemize hep birlikte sahip çıkalım. Gece geç saatlere kadar Rektörümüzle eksiklerin giderilmesi konusunda çalışmalar yaptık. İnşallah fiziki imkanlar noktasında eksikliklerin süratle giderildiği bir Recep Tayyip Üniversitesi burada inanıyorum ki sizin daha huzurlu hizmet vereceğinize fırsat sağlayacaktır. Ben özellikle üniversitemizin öğrencilerine, Rizeli genç kardeşlerimize, umutsuzluktan, yenilgiden, karamsarlıktan kendilerini korumalarını istiyorum. Bakın 10 yılda olmazları olur hale getirdik. Azimle çok daha fazlasını hep birlikte yapacağız. Bir kere bu ülkenin her bir ferdi yürekten şuna inanacak: 21. yüzyıl bir Türkiye yüzyılı olacaktır. 2023 hedeflerini Allah’ın izniyle tutturacağız. 2071 hedeflerine sımsıkı sarılacağız ve Alparslan'ın torunları yan gelip yatmayacaktır. Biz de başaracağız. Bir kere daha dünyanın en güçlü ülkeleri arasında yer alacağız” dedi.

Erdoğan, daha sonra Güneysu Anadolu İmam Hatip Lisesi, Fındıklı TOBB Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Ömer Halaç İşitme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu’nun protokol imza törenine katılırken, tören sonrası da üniversitenin sosyal tesislerinde Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ni Geliştirme Vakfı Mütevelli Heyeti ile toplantı yaptı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
2 Yorum