Fikir özgürlüğümüz elimizden alınıyor, basın susturuluyor vb. teranelerini çok duyar olduk. Kabul etmemiz gerekir ki demokrasi alanında daha çok yol kat etmemiz gerekiyor. Basın özgürlüğü, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi birçok alanda atılması gereken ciddi adımlara ihtiyaç var.

Peki şimdi bu “özgürlüğümüz elimizden alınıyor” yaygarasını koparanlara ne demeli? Onlara bir hakikati haykırmalıyız. Siz evet siz! o gür sesle bağıran özgürlük diye yırtınan zevat! Bulunduğunuz siyasi hareket ve diğerleri nasıl bir ülke bıraktı da siz onu arıyorsunuz. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı, sabah akşam tankların şehirlerde yürütüldüğü, Bakanlar kurulunun Genel Kurmaya devredildiği, kat sayı işiyle Çevik Bir’in, gazetelerle Güven Erkaya’nın ilgilendiği bir yapının oydaşıydınız ve sessizdiniz. Çünkü siz dahi yüksek seviyede sesinizi çıkaramazdınız. Yoksa sustururlardı sizi. Abartmıyorum. Yaşadım kardeşim! Akit ve Yeni Şafak gazetesini aldığımı görenler uyarırdı beni. Bak dikkat et kendine diyordu. Şimdi ise iktidarın baş muhalifi Sözcü gazetesine dur diyen mi var; onca tahrik ve yalanlarına rağmen.

  Evet özgürlük playbeki yapan güruh! Başında örtü olanların kürsülerden kovulduğu günler mi daha özgürdü? Sadece şehit anasının kamusal alana girebildiği dönem mi daha özgürdü? Andıç uydurmacalarıyla dizayn edilen gazeteler mi daha özgürdü? Gidin işinize yahu! Aptal mı sandınız!    Evet haklısınız daha özgür ve özgürlükçü olmalıyız. Mevzisinde bulunduğunuz siyasi hareketin kendi devri iktidarında mensuplarına bile sağlamadığı ortamı şimdi iktidarı ve muhalefetiyle tüm ülkem yurttaşına sunmalı devletim diyorum. Kimse laf salatası yapmasın. Özgürlükler elden gidiyor diye. Temenni ettiğim için değil altını çizip telmih yapmak için söylüyorum. Eğer bu ülkede başı açık yurttaşımız kürsülerden indirilirse sırf örtüsü yok diye. İşte o zaman bende yerimi alırım mücadele safında.   Biliyorum böyle bir şey olamaz. Önceki hükümette İki bayan bakan vardı biri açık diğeri kapalı. Birçok bakan eşi, milletvekili ve bürokrat başı açık… Ne yanı bunlar tiyatro gereği mi?

Yıllardır ülkeyi idare eden AK Parti daha yeni bir başörtülü kaymakam atadı. Başörtülüler bundan önce kaymakam olacak donanımda değil miydiler? Devri iktidarlarında en acımasızca hareket edenler bugün hak ararlarken bir kez daha düşünmeliler. Sakın yanlış anlamayın hakları yoktur anlamında söylemiyorum. Analarının ak sütü gibi helaldir. Hukuk hak edene hakkını teslim etmektir lakınsiz, amasız ve fakatsız. Ama konuşurken zihinsel kadrajı geçmişe çevirmek gerek mahcup olmamak için.