Saatin bir zembereği var, onunla çalışır, çalıştıkça zamanı gösterir. İnsan da, kendi içinde çalışan fıtrat zembereğiyle anlaşılır.

            Her insanın fıtrat (yetenek) zembereği genetik yapısına, zekâ düzeyine, aile durumuna, almış olduğu eğitime, kültür ve medeniyet ortamına göre farklı farklıdır. Evet, hepsinin randevu saati aynı değildir; kimi o saatte sevinçlidir,  kimi de üzüntülü.

            Kimi randevu vermiş olduğu vakitte insanlara iyilikler sunar, bir diğeri kötülüğün adeta bir temsilcisi olur.

            Mesela yılanın zehri yılana hayat olurken, insana ölüm olarak gelir.

            Deniz, suda yaşayanlar için bağ bahçe hükmünde iken, karada yaşayanlara ölüm getirir.

            Bunun gibi Ali, birileri için melek hükmünde olurken, başka birileri için şeytan olup çıkar.

            Falan saat Mehmet için sevgili ile buluşma saati olup Mehmet’i tatlı bir heyecana sürüklerken, aynı saat Menderes için idam saati olur ve duyguları ve duyuları felce uğratır.

            Birileri için İslam, Şeriat, Din çok sevgili ve ebedi kurtuluş yolu iken; bir başkaları için “yobazlık, gericilik” olur.

            “Biz Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki, o müminler için bir şifa, bir rahmettir; zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.” (İsra, 82)

            Güneş aynı olmasına rağmen gülyağına vurunca nefis kokutur, pisliğe vurunca da iğrenç koku yayılır. Buradaki farklılık güneşten kaynaklanmıyor, vurduğu yapıların özelliğinin farklılığından kaynaklanıyor.

            Gerçek bir eğitimci her iki yapıya da aynı metotla yaklaşmaz; gülyağını güzel kokması için kendi elbisesine sürer. Fakat pislikten faydalanmanın yolu, onu toprağa gömmek ve bir ağacın köküne gıda olmasını sağlamaktır.

            Yani dünyada insanları mutlak manada, Yaratıcı’nın dışında, anlayacak ve yargılayacak bir makam ve merci yoktur. Her insan başlı başına bir âlemdir ve o âlemin sorumlu padişahı da kendisidir.

            “Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin (âlemin özü, göz bebeği) sen.” (Şeyh Galip)

            İnsana bu kadar paye verilince de ona sorumluluk yüklenmesi elbette kaçınılmaz olur.

            Allah, insanları yaratırken onlara birer fıtrat zembereği vermiştir ve bu hayat zembereğini, O’nun ayarı doğrultusunda kullananları ödüllendireceğini, kullanmayanları ise cezalandıracağını, insan anayasası olan Kitap’ında açık bir şekilde belirtmiştir.

            Fıtrat zembereğini Kur’an anayasası dışında kullananlar için farklı bir uygulama, fıtrat zembereğini Kur’an anayasası doğrultusunda kullananlar için farklı bir uygulama olacaktır.

            Fıtrat zembereğine ihanet, insanın kendine ihanet ve kendini inkârdır.

            Fıtrat zembereğine uyum ise insanın kendini tanımasıdır. Dünyada insanın kendini tanımasından daha büyük bir kazanç da yoktur, mutluluk da yoktur.

            Kendini inkâr edenler ebedi kayba uğrar, kendini tanıyanlar ise ebedi mutluluk ve huzuru bulur.

            Zemberek ustaları, tamircileri, bozuk saat yanlarına geldiğinde onu sokağa atmaz, tamir etmeye kalkışır.

            Fıtrat zembereği ustaları (peygamberler, veliler, âlimler), hiçbir insanı dışlamaz, onların gönüllerine inmeye çalışır ve bozuk saatlerini tamir etmek için çaba sarf ederler.

            Zembereklerin pas tuttuğu bir zamanda hangimizin saat ustalarına ihtiyacı yoktur?

            Hepimizin, bozuk saat gibi günde iki defa doğruyu gösteren değil, her anı doğru gösteren fıtrat zembereklerimizin yağlanmasına ihtiyacımız vardır. Bu yağ iman ve ibadetlerdir. Gerisi mi, bir yığın vehim!

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci