İnsan ömrünün; çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık olmak üzere hayatında dört dönemi vardır. Bunlardan insan hayatı üzerinde en etkili olan ise gençlik dönemidir. Gençlik çağının başı olan ergenlik, delikanlılık; dini açıdan sorumluluğun başladığı dönemdir.

Sevgili genç kardeşlerim; gençliğiniz ve sağlığınız yerindeyken, fizyolojik olarak taşıdığınız bu önemli nimetleri, Allah’ın isteği doğrultusunda kullanmayıp; şeytana ve insanoğlunun en büyük düşmanı nefsanî arzularınıza uyarak heba etmeyelim. Gerek kendi, gerekse karşı cinslerinizden kötü arkadaşlar edinerek; gençliğini, sağlığını, aklını ve geleceğini heder edenlerden olmayalım. Hayatımızın ilerleyen diğer evrelerinde gençlik yıllarımızda yaşadığımız yanlışlarla ilgili hem bu dünyada, hem de ahrette pişmanlık duyacağımız açıktır.

İslam âlimlerinin büyüklerinden; Abdülehad Serhendi, kendisinden nasihat isteyen bir gence şu mektubu gönderdi: “Aziz genç kardeşim! Evvelkiler çok amel etselerdi, az kabul ederlerdi. Şimdikiler az bir şey yapsalar, çok kabul ediyorlar. Bir gümüş verseler, bir altın verdik diyorlar. Çünkü şimdi bidatler çoğaldı, nefsin arzuları her yerde mevcut, etrafı kaplamış. Zulmet dalgaları ise birbiri ardınca gelmektedir. Heybetinden öncekilerin ve sonrakilerin titrediği, cinlerin, insanların ve hayvanların dehşetinden şaşırdığı büyük korku geldi. Haşir ve neşir günü çok yaklaştı. Bir bölük Cennet’e, bir bölük Cehennem’e gitsin denecek günler geldi çattı. İşte bunları düşünüp uyanmalı, hakikatleri gören gözleri açmalıdır. Akıllı gençlere, düşünen yaşlılara yazıklar olsun ki, gaflet pamuğunu kulaklarından çıkarmıyorlar ve gurur perdesini basiret gözlerinden uzaklaştırmıyorlar.”

Aziz genç kardeşim; “Yaşayanlarınız çok şeyler görecek ve yaşayacaklardır. Bu gençlik ömründe, nefsine kolay ve tatlı gelen şeyleri saadet zannetmemeli, nefse güç ve acı gelenleri de şekavet ve felaket sanmamalıdır. Dünya hayatı pek kısadır. Bunu şimdiden sahip olduğunuz genç yaşınızda en lüzumlu şeylerde kullanmak gerekir. Gençlik hesabını vereceğin hayatının en büyük nimetlerindendir. Elden geldiği kadar en iyi vakitleri, en iyi işlere sarf etmelidir. Kıymetli cevherleri, çocuklar gibi oyuncaklarla değişmemelidir. İstidat toprağınız temiz ve yüksektir. Sakın onu boşa koymayın, geçici zevklere heba etmeyin. Yahut bozuk tohum ekmeyin.”