Genel seçimler yaklaşırken
Parlamenter demokrasimiz her ne kadar rayından çıkmış trene benzese de çok yakın zamanda seçim sandıkları yeniden milletin önüne gelecek.
Her seçimde olduğu gibi vatandaşımız sandığa gidecek ve oyunu kullanarak ülkenin kaderiyle ilgili iradesini ortaya koyacak.
Seçimler sebebiyle etraf şenlenecek, ses ve afiş kirliliği bir yana, laf kirliliği de ayyuka çıkacak.
Birden çok seçim yaşamış, siyasetin sürekli içinde veya yakınında olmuş bir kişi olarak, bu defaki seçimlerin geçmiştekilerden çok daha farklı geçeceğini düşünüyorum.
Türkiye birçok meselede sıkıntılar yaşadığı, derin endişelerin üst üste biriktiği bir dönemde seçimlere gidiyor. Bizdeki parlamenter demokrasi tam olarak rayına oturmadığından olacak ki, her seçim öncesi ve sonrasında çeşitli tezgâhlar kurulur, milletten uzak zeminlerde değişik alış veriş olayları yaşanır. Mevcut AKP iktidarı tek başına iktidar ve mahalli yönetimlerin ekseriyetine sahip olmanın avantajını şimdiden kullanmaya başladı bile. Şehir meydanlarında kocaman ekranlı televizyonlar, reklam ve afiş takmak için dev panolar kuruldu. Şehirler çeşitli afişlerle donatılmaya başlandı. Çok büyük harcamaların yapılacağı şimdiden belli olan bu seçimlerde ortalarda dönecek büyük paraların kaynağı her zaman olduğu gibi bu defada bilinmeyecek.
Türkiye, tarihinin en önemli seçimini yaşayacak. Önemli diyoruz çünkü Türkiyede yapılacak bu seçim bizi ilgilendirdiği kadar, bütün Ortadoğuyu, Türk dünyasını da yakından ilgilendiren bir seçim olacak. Türkiye sahip olduğu jeo-stratejik konumuyla ve diğer pozisyonlarıyla dünya siyasetinin odağında yer alan bir ülkedir. Dünyanın her neresinde, her hangi bir eşkıya gizli bir hesap yapıyorsa, Türkiye mutlaka bu hesabin içinde olan ülkelerin başındadır. Dünya üzerinde hesap yapan küresel eşkıyaların, dünyayı toptan köleleştirme isteklerinin önündeki en büyük engellerden birisi olan Türkiyede yapılacak bu seçimler bizim için önemli olduğu kadar başkaları içinde de bundan dolayı büyük öneme haizdir.
Biz başkalarının hesaplarını şimdilik bir yana koyarak, millet için, bizim için bu seçimlerin ne anlama geldiğini kısaca irdelemek istersek, her şeyden önce Türkiyenin bu günkü fotoğrafına yakından bakmamız gerekmektedir. Türkiyenin bugün bağımsız bir ülke olduğunu iddia edebilir miyiz acaba? Küresel eşkıyaların üzerimizdeki kötü emellerine gözlerimizi kapayabilir miyiz? Özelleştirme adı altında varımız yoğumuzun satıldığını inkâr edebilecek durumda mıyız? İnsanımızın sefalet altında yeni kurtarıcılar aramaya mahkûm düştüğünü inkâr edebilecek bir baba yiğit var mıdır? Türkiye bölünme riskiyle burun buruna getirilmiş ve eyaletlere dönüştürülmekten bahsedilmektedir. İşsizlik ayyuka çıkmış, sokaklarımızı çeteler adeta işgal etmiştir.
Milletin kimyası bozulmuş, ayıp ve yasaklar unutulmuş, adeta sosyal bir kaos yaşıyoruz.
Tarım politikalarımız iflas ettirilmiş, gırtlağımıza kadar borç batağı içerisinde yüzmekteyiz. Ne kadar satılmış ve hain varsa baltasını eline almış bu millete savaş ilan etmiş durumdadır. Gündüz şehirde, gece dağda gezen eşkıya bozuntuları devlete efelenebilecek kadar cesaret kazanmış ve bir yerlerden destek görmüşler. Türküm demenin suç telakki edileceği günlere doğu hızla koşuyoruz veya koşturuluyoruz. Bu vahim tablo karşısında kararımızı vereceğiz. Bu seçimlerde verecek olduğumuz oylarımızla, ne bir siyasi partiyi nede bir siyasi kişiyi seçeceğiz. Bu defa milletin bağımsız olarak yaşayıp yaşamayacağına karar vereceğiz. Küresel emperyalistlere teslim olacak mıyız veya olmayacak mıyız konularında irademizi ortaya koyacağız. Yandaş seçme, takım tutar gibi parti tutma dönemi çok gerilerde kaldı. Ülke yok olma veya var olma noktasında bulunuyor. Küreselleşme yalanlarına kanıp varlığımızı tehlikeye mi atacağız yoksa adam gibi ayağa kalkıp bu alemde dün vardık, gelecekte de var olacağız diyebilecek miyiz? Hiç kimseler darılmasın ve ifadelerimi abartılı bulmasın. Bu ülkenin insani olarak ben kaygılar içerisindeyim. Katılırsınız veya katılmazsınız ayrı bir konu. Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birini yaşayacak ve çok önemli bir karar verecek. Ya teslimiyetçiliği onaylayıp esareti kabul edecek, ya da milli duruşunu ortaya koyup bağımsız ve onurlu bir şekilde yaşamaya karar verecek. Bu seçimler küreselcilerle, karşıtlarının seçimi olacak. Bu seçimlerin üçünü bir şıkkının bulunmadığını hararetle iddia ediyorum. Ya küresel güçlerin önüne diz çökeceğiz, ya da ayağa kalkarak bu zillete dur diyeceğiz. Kısaca şunu ifade etmek isterim. Bu defaki seçimler mandacılarla, mandacı karşıtları arasında sert düellolara sahne olacağa benziyor. Mandacı karşıtlarının ipi göğüsleyeceğine inanıyorum. Millet iktidarını tesis etme yolunda mücadele verecek sağduyu sahibi insanımızın muhtemel zaferini şimdiden tebrik ediyorum. Hoşça ve Türkçe kalın aziz okuyucularım.
YAZIYA YORUM KAT
Ahmet çakır bey kardeşim. Çok haklısınız. Türk Milliyetçilerinin birlik ve beraberliklerinin onunun açılması için ilgililerin gerekeni yapmaları şarttır. Az olsun bizim olsun mantığını paylaşmıyorum. MHP sinin elit insanlarından beyin gözçü vermesi hepimizi üzmektedir. Bir yerlerde yanlışlar yapılmaktadır. İnşallah hatalı stratejiler içerisinde olanlar hatalarını anlar ve kendilerine gereken çeki düzeni verirler. Kendilerini terbiye etmesini bilmeyenleri bu milletin terbiye edeceğine inanıyorum. saygılar sunuyorum.
Yanıtla (0) (0)Türk olmak bir erdemdir. Biz Türk milliyetçileri kendisini Türk hisseden herkesi Türk olarak kabul eder ve baş tacımız sayarız. Metehanın oğlu dahi olsa, kendisiniTürk hissedemiyorsa bana göre Türk değildir. Milletleri totan imha etme projesi olan Küreselleşmenin tetikçiliğini yapanların kendisini Türk hissedebilmesi veya Türküm demesi zordur. Bu konuda mensubiyet duygusu eksikliği içerisinde olanların tedavisi kolay değildir. Soysuzluk veya neseosizlik geliş adresinin kaybı olduğu gibi, gidilecek adresinde belirsizliğinin işaretidir. Allah hiç bir kimseyi mensubiyet hissi fukarası eylemesin. Allah bu milletin geleceğinide böylesi zavallıların şerrinden korusun dilek ve dualarımla Çankaya ya Yüzde yüz Türk olan bir kişinin çıkması gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizmek isterim.
Yanıtla (0) (0)seçimlere giderken bireysel menfaatler yerine ülke menfaatlerini düşünmek gerekir. eğer bir siyasi partide milletvekili sırası sen ben olayım mücadelesi varsa o parti kendi içinde kaos var zaten demektir. ülkemize nasıl faydası olurki. evet biz vatanını sever türk halkı olarak nefsi için değil millet vatan ve yere düşen onurumuzu ayağa kaldırmak için birlikte olma zamanı geldi. bütün vatan severler ülkemiz için birlik olun.ç milletini seven ve t.c devletinin devamı için seçmenlerinde birlik olarak ab ve abd nin piyonlarına karşı birlik olma zamanı geldi. allah yar ve yardımcımız olsun.
Yanıtla (0) (0)Tespitlerinizin tamamına katılıyorum. Ama siyasetçilerin ülkenin bu durumunda aynı fikirleri paylaşanların bile ortak güç haline gelmek yerine farklı çekim merkezleri oluşturmaları düşündürücü acaba kişisel ihtiraslar mı var.benim isteğim irili ufaklı bütün milliyetçi partilerin ortak akılla bir araya gelmesidir.Konu Vatan olduğunda diğerleri teferruat olduğuna göre bu fikre açık olmak lazım kimin önde kimin milletvekili olacağı önemli değil.Büyük olanın alicenaplığını gösterip seçimler öncesi bu birlikteliği sağlaması gerekir.60.Hükümete talip olunduğu daha gür sesle dillendirilmelidir.Milliyetçileri görmezden gelenlerin uykusu kaçmalıdır.
Yanıtla (0) (0)Sayın hocam benim size bir sorum var; sizce Cumhurbaşkanı olmaya aday Başbakan Amerika'dan icazet almış mıdır! Ve ayrıca Başbakanlık koltuğunda otururken, Türklük ve Türk kelimelerini kulmaktan kaçınan bir Cumhurbaşkanına bakış açınızı öğrenmek istiyorum..! Saygılarımla
Yanıtla (0) (0)