1. HABERLER

  2. YURT VE DÜNYA

  3. Geri Dönülmez Hesaplaşma!
Geri Dönülmez Hesaplaşma!

Geri Dönülmez Hesaplaşma!

Ahmet Altan'a göre Büyük hesaplaşma başladı. Artık Ergenekon soruşturması nereye gidiyorsa oraya kadar gidecek...

A+A-

.::Bu, burada bitmez::. 
   Ahmet Altan/Taraf

İlhan Selçuk'u sabaha karşı saat dörtte evinden almış polis. İlhan Bey, bu ülkenin en eski gazetecilerinden… Elli yıldır yazı yazıyor… 83 yaşında.
Onu gözaltına almak için polisin sağlam kanıtları var mı, bilmiyorum.

Ama kanıtları olsa da daha “insaflı” bir saatte değil de sabaha karşı dörtte evini basmaları için geçerli bir neden göstermeleri gerekir.

Ayrıca, böyle bir iş yapanlar çok kuvvetli kanıtlar ortaya koymak zorunda. Aksi takdirde, bütün Ergenekon operasyonunu tehlikeye atan bir “gözaltı” olur bu.

Gözaltıların Selçuk'a kadar uzanması bu operasyonun dönüşü olmadığını da gösteriyor. Belli ki büyük hesaplaşma başladı. Artık Ergenekon soruşturması nereye gidiyorsa oraya kadar gidecek. “Dokunulmaz” olduğu sanılanlara da dokunulacak.

Eski subaylara, mafyaya, medyaya hatta belki de devletin içinde hala faal olanlara uzanacak bir temizlik operasyonu yapılacak.

Hrant Dink davasında meydana gelen son gelişmede, “cinayetin” jandarma tarafından bilindiğinin ortaya çıkması da “ temizliğin” hangi boyutlara ulaşması gerektiğini iyice toplumun gözüne soktu. Cinayetin işleneceği ihbar edildiği halde görevli jandarma albay hiç aldırmamış.

Niye aldırmadı? Niye cinayeti önlemedi? Niye cinayetini işlenmesine göz yumdu?

Bu kararı verirken yalnız başına mıydı yoksa görmezden gelmesi için ona emir mi verildi? Emir verildiyse o emri kim verdi?

Bu soruların cevabı tartışılacak herhalde. Ama bu işler o kadar kolay olmayacak korkarım. Mutlaka “Ergenekon” çetesinin de bir cevabı olacak.

Onlar da ortalığı karıştırmaya, halkı korkutmaya, panikletmeye, bir darbe ortamı yaratmaya uğraşacaklar. Zor zamanlar geçireceğiz. her şeyin olabileceği günler bunlar.

Koskoca bir devletin ve toplumun bir daha geriye dönüşü olmayan bir biçimde değişeceği günler. Darbeciliğin, çeteciliğin, yasa tanımazlığın biteceği bir dönemin başlangıcı. Bütün bu yaşananları sadece Türkiye'nin içindeki dengelerle anmamaya çalışmanın da çok sağlıklı sonuçlar vereceğini sanmıyorum.

Unutmayın ki “bizim” Kürt sorunumuz artık sadece “bizim” sorunumuz değil.

Ortadoğu'daki dengeleri etkileyecek bir sorun haline geldi bu.

Kuzey Irak'taki Kürt devletinin güvenceye kavuşabilmesi için iki şey gerekli: PKK'nın silah bırakması ve Türkiye'nin Kürt sorununu çözmesi. Kuzey Irak'taki Kürt devleti, Amerika için hayati önem taşıyor.

Onun varlığının tehlikeye atılmasına göz yummayacağını da açıkça ortaya koydu.

Ergenekon türü bir yapı ise hem çözümü hem de demokrasinin gelişmesini engellemek istiyor. Onlar ülke içinde iktidarı ele geçirmeye çalışırken uluslar arası dengeleri de bozuyorlar farkına varmadan.

Geçmiş dönemlerde “darbecilerin” her zaman Amerika'nın desteğine sahipti. Belki de ilk kez bu desteği kaybediyorlar. Arkalarında büyük bir güç olmadan da bu ülkenin insanlarını sindirmeleri pek mümkün değil.

“Ergenekon” Amerika'sız kaldığı için şimdi bu kadar dokunulabilir bir durumda.

Avrupa Birliği, müstakbel üyesinde demokrasi istediği için, Amerika da Kuzey Irak'ı güvenceye alabilmek için Ergenekon'a karşı tavır alıyorlar.

Zaten, bir zamanlar “Amerika'ya hayran” olan emekli generallerin birdenbire “ulusalcı” kesimleri de bu büyük desteği kaybetmelerinden kaynaklanıyor.

Amerika'nın desteklemediği, Avrupa Birliği'nin karşı çıktığı, toplumun yarısından fazlasının öfke duyduğu “darbeci” bir çetenin varlığını sürdürmesi ise pek ihtimal dahilinde gözükmüyor.

Bu temizli operasyonuna bu açılardan da bakmak gerekir herhalde. Sanırım, AKP'yi kapatma girişimi olmasaydı “Ergenekon'un üst yöneticilerine” dokunulmayacak büyük bir çatışmadan kaçınılacaktı.

Türkiye'nin kendi kendine normalleşmesi, sorunları çözmesi, Ergenekon'un da zaman içinde erimesi beklenecekti.

Ama kapatma isteği, bu sürecin “barış içinde” normalleşerek geçemeyeceğini gösterince büyük temizlik harekatının başlaması için işaret verildi.

Yargıtay Başsavcısı'nın iddianamesiyle Türkiye “geriye dönüşü olmayan” noktayı geçti.

Artık ne olacaksa olacak. Büyük sancılar yaşanacak. İttihatçılığın son uzantıları devletten temizlenecek. Devlet, hukuka ve demokrasiye uygun bir biçimde yeniden örgütlenecek.

Öyle cinayete göz yuman bir devlet yapısı da kadrosu da kalmayacak.

Bu yeni yapılanmada siyasetin de ciddi bir sarsıntıdan geçeceğini sanıyorum. Yarım demokratların en ilerici gözüktüğü siyasi tabloya gerçekten demokrat olan yeni partilerin de ekleneceğini tahmin etmek çok zor değil gibi geliyor bana.

Her şey değişecek kısacası. Ama değişim belalı iştir. Herkesin çok dikkatli olması gereken günler bunlar.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız