Güneşin önüne gölge mi düştü?
Askerimiz beklenmeyen bir anda beklenmeyen bir şekilde yurda döndü. Elbette sessiz sedasız dönüş yapacaktık. Kışın bu ağır şartlarında orada pilav pişirmeye gitmemiştik. Belli hedeflerimiz vardı ve o hedeflere büyük çapta varıldıktan sonra geri çekildik. Ancak, son kampa bir kilometre kala geri çekilme işi biraz tuhaf gibi gelse de bunun da mutlaka stratejik bir sebebi vardır.
Bu bir savaştı, savaşlarda bir bölgeden geri çekilmek o bölgeye girmekten daha zordur. Bu konuda Genelkurmayımızı tebrik etmek lazım. Pusuya düşmeden ve tek zayiat dahi vermeden geri dönüş yapmak alkışlanacak bir başarıdır.
Biz her şeyden önce kahraman Askerlerimize Vatana hoş geldiniz diyor ve onları gönülden bağrımıza basıyoruz. Şehit düşen cenneti mekân evlatlarımıza taktığınız yeni rütbeleriniz kutlu olsun diyorum. Evlatlarının tabutu gelince yüreklerine kor düşen şehit yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı diliyorum.
Savaş denilen istenmeyen olay stratejik bir durumdur, savaş taktik işidir. İşin Askeri olduğu kadar psikolojik boyutu da vardır. Bazen öyle durumlar olur ki, Askerin stratejileriyle milletin beklentileri çelişebilir. Bu durumlar savaşlarda doğal hallerdir.
Şimdi ağzı olan herkes konuşuyor. Askerimiz birileri emretti ve geri çekildik diyenler var. Yok öyle bir şey. Bu kanaatlerin ortaya çıkmasına malum medyanın olayları ve yapılan operasyonu olduğundan çok fazla abartılmış bir şekilde kamuoyuna yansıtması yanlışı vardır. Askerimiz önceden tasarlayıp belirlediği hedeflere ulaşmış ve zamanı geldiği için de geriye dönüş yapmıştır. Ne yapacaktı yanı, geri dönüşünü giderken davullu zurnalı dünyaya ilan ettiği gibi gelişini de aha ben çekiliyorum yollarıma pusu kurun mu diyecekti?
Askeri konularda konuşulurken dikkatli olunması gerekir. Öyle her ağzı olan bu konularda ahkâm kesmemelidir. Askerimizin dönüşü elbette gizli tutulacaktı. Bir bölgeden çıkmak veya geri çekilmek o bölgeye girmekten çok daha zor ve risklerle dolu bir iştir. Askerin hesap ve kitabından haberi olmayanlar şimdi bu işi Başbakan da bilmiyormuş diye zırvalamaya başladılar. Bu durum da normaldir ve bilmeyebilir. Zaten Sayın Başbakanın kendileri demiyor mu biz bu işi Askere havale ettik diye.
Şimdi herkes sussun ve oturduğu yerde otusun. Herkes konuşurken Askerimizi küçük düşürücü açıklamalardan uzak dursun. Konuşanlar bir defa daha kendilerine baksınlar lütfen. Ağzı yerine tersinden konuşanlara kanacak ve aldanacak kimseler yok artık. Benim insanım her şeyi görüyor ve biliyor.
Biz aylar öncesinde bu köşemizde avazımız çıktığı kadar bağırdık ve haykırdık. Terörün adresi olarak Kandili gösterenlerin yanlış yaptıklarını, terörün esas adresinin içte aranması gerektiğinin altını çizmiştik.
Şimdi yine aynı düşüncemize ısrar ederek dikkatlerin içeriye çevrilmesini salık veriyoruz ve dışarıda sınırlı ve izinli olarak yapılan operasyonu bitirirken içerdeki operasyonlara hız vermeliyiz diyoruz.
Daha birkaç gün önce birçok ilimizde operasyon karşıtı olarak sokaklara dökülüp nümayiş yapan gündüz takım elbiseli, gece ise şalvarlı gezinen satılmışlara karşı şimdi bir şeyler yapmalıyız. Diyelim ki son operasyonu Sam amca emretti bizde kesiverdik. Buna diyeceğimiz fazla bir şey yok. Adamların topraklarına girdik, birkaç gün misafir olduk ve nihayetinde kovdular geri geldik. İşin burası tamam, anladık da, kendi topraklarımız üzerinde bu devlete efelenen soytarılara hadlerini bildirmek için Sam amcadan izin almamıza gerek yoktur her halde.
Adamlar her gün bu devlete karşı isyan provaları yapıyorlar. Adamlar bir bölgeyi kendilerinin görüyorlar. Söylem ve davranışlarıyla Anayasa suçu işliyorlar. Bari bu soytarıları terbiye etmek için ne gerekiyorsa yapalım. Bunu istemek bu milletin her evladının hakkıdır.
Kendi içimizde terörle mücadele ederken de birilerinden izin alacak değiliz herhalde. Kandili boş verelim ve içeriye içeriye yönelelim. Önce içimizdeki hainleri ve satılmışları hizaya çekelim ve milleti rahatlatalım. Bunu yapacak kadar milli iradeden yoksun düşmüş isek yazık bu milletin muhteşem geçmişine ve geleceğine.
Son sözümüz şu: artık bundan sonra içerdeki terörün başını ezelim. Tek kelime edenin dilini koparalım. Bu millete efelenen bütün hainleri kanunlar önünde hesaba çekelim. Bunu yapacak yürekli insanlarımızın ve kurumlarımızın olduğuna inanmak istiyorum.
Birilerinin iddia ettiği gibi acaba Güneşin önüne gölge mi düştü? Elbette gölgede duranlar gölgede kalırlar. Hani bir söz vardır, tepede duranların halleri eğikse, onların gölgeleri de alttakilere eğik görünür. Biz tepelerdekilerin dik durmasını istiyoruz. Güneşi sevindirmiştik, şimdi ağlatırsak çok yazık olur.
YAZIYA YORUM KAT