Karadeniz ve özellikle de Trabzon değince akla gelen ilk şeylerden birisi ‘Temel.’

Kendisi her ne kadar ‘fıkra kahramanı’ olarak bilinse de aynı zamanda bölge insanının zekâsının, pratikliğinin, özgüveninin ve hazırcevaplığının birleştiği ‘anonim’ bir karakter.

Şu sıralarda Trabzon’da çekimleri devam eden ‘Sümela’nın Şifresi: Te-Mell’ filminin ekibine göre ise o bir ‘halk kahramanı.’

Filmin yönetmeni, senaristi ve oyuncuları Karadenizli olunca setin de neşeli olacağına dair bir öngörüde bulunmak kâhinlik olmaz. Set ziyareti için Trabzon’a vardığımızda ekip akşam yemeğindeydi. Ama kent Trabzon ve işin içinde Trabzonspor olunca gündemin ‘Şike soruşturması’ olması da kaçınılmaz bir durum. Temel hakkında bir film çekme fikri yönetmen Adem Yılmaz’ın uzun yıllardır hayaliymiş. Bu fikrini yazar, karikatürist Yılmaz Okumuş’a açmış. ‘Laz Kapital’ kitabının yazarı ve ‘Laz Marks’ karakterinin mucidi ve aslen Rizeli olan Okumuş bu fikre sıcak bakınca oturmuş ve senaryoyu kaleme almış.

Öncelik yerli oyuncuda

Sıra oyunculara gelince Üçgen Yapımevi ve yönetmenin tercihi öncelikli olarak ‘yerli oyuncudan’ yana olmuş. Alper Kul, Ruhi Sarı, Salih Kalyon, Haldun Açıksözlü, Erdem Baş ve İsrafil Köse gibi ‘yerli’lerle omurgası kurulan kadro Altan Erkekli, Ali Düşenkalkar, Tarık Ünlüoğlu, Necip Memili ve Zafer Ergin gibi ‘kaliteli yabancılarla’ takviye edilince ortaya Türkiye standartlarının üzerinde bir kadro çıkmış. Bu ekibe ‘sinema federasyonunun’ kuralları gereği ‘genç ve güzel’ kontenjanından Aslıhan Güner de eklenince bu fasıl da tamamlanmış.
‘Sümela’nın Şifresi: Te-Mell’, işi gücü olmayan, kimse tarafından ciddiye alınmayan, kendi kendine icatlar çıkartan Temel’in şehrin en zengin adamının kızı Zuhal’e olan aşkı etrafında gelişen olayları anlatıyor. Hiçbir işe yaramadığını düşünen Temel bir gün intihara kalkışınca en yakın arkadaşı Turgay onu Sümela’da bir hazine olduğuna inandırıyor ve hikâye dallanıp budaklanıyor. Temel bir yandan âşık olduğu kadın Zuhal’le evlenmenin öte yandan da Sümela’nın sırrını ortaya çıkarmanın peşine düşüyor.

‘O kabza oturmadi yerine’

Karadenizli bir ekipte Karadeniz’de film çekmek eğlenceli tabii ama riskleri de var. Örneğin bir gece çekim yapılan sokağın sakini bir adam 80 kişilik ekibe “Kapatin ula işiklari, indirmeyun beni” diye posta koymuş. Filmde yer alan birkaç silah sahnesi için ise önlem almak gerekiyor. Polis film ekibini uyararak silah sahnesi çekildiğinde kendilerine haber verilmesini istemiş. Çünkü çekimlerde kuru sıkı ateş edilse de ses çıkıyor ve birilerinin buna karşılık verme ihtimali hep var. Polis bu sahneler için etrafta geniş önlem alıyor.

Bir örnek: Sümela’daki çekimler sırasında Temel’in havaya ateş etmesi gerekiyor. Temel’i canlandıran Alper Kul rolü gereği hava birkaç el kurusıkı ateş ettikten sonra karşı tepelerden cevap gelmesi gecikmiyor. Kent merkezinde bizim de tanık olduğumuz bir anı ise şöyle: Karakterlerden biri oyun gereği eline silahı alıp birisine yol tarif ediyor. Sahne tekrarında set ekibinden birisi oyuncunun elinden silahı alıp namlusunu çıkardı ve düzeneği yeniden kurduktan sonra geri verdi. Yan tarafta seti takip eden yaşlıca bir amca “O kabza oturmadi yerine, patlamaz tabanca” diye uyardı görevliyi.
Müziklerini Fuat Saka’nın yapacağı ‘Sümele’nın Şifresi: Te-Mell’ bir üçleme olarak tasarlanmış. İkinci filmin hikâyesi bile hazır. Bu filmin kaderini tabii ki şimdilik 21 Ekim olarak planlanan gösterim tarihinden sonra seyircinin göstereceği ilgi çizecek. Ama bizim edindiğimiz izlenim yönetmeninden oyuncusuna herkesin filme inandığıydı. Eğer sette tanık olduğumuz eğlence hali beyazperdeye de yansırsa yılın en iyi komedilerinden birisini izleme şansımız çok yüksek.

BURNUMU UZATMAYA GEREK KALMADI
ALPER KUL (Temel) Temel çocukluğundan beri Zuhal’e âşık ve tek amacı onunla evlenmek. Ama Zuhal, Trabzon’un en zengin kızı. Temel ise ortadireğin biraz altında bir imamın oğlu. Özgüveni tam, Trabzonspor’un galibiyetinde fazlasına gerek kalmasın diye üç namlulu tabancalar yapan mucit bir insan. Aslında çok zeki ama zekâsını farklı şekilde kullanan bir arkadaş. Ben de Trabzonlu’yum ama İstanbul’da doğup büyüdüm. Önce “Burnumu uzatalım” diye düşündük ama aynaya bakınca pek gerek kalmadı. BKM’de sahnelediğim ‘Babamın oğlu’ diye bir oyunum var. Oyunda babamın Trabzon’dan İstanbul’a ‘ilk cinsel deneyimini’ yaşamak için yaptığı seyahati anlatıyorum. Yönetmenimiz Adem Kılıç bu oyunu izledi. Sonrasında bana bu projeyi teklif etti.

TEMEL ETE KEMİĞE BÜRÜNÜYOR
Adem Yılmaz (Yönetmen) Karadenizle ilgili bir film çekmeyi hep planlıyordum. Bir gün ‘Temel’ fikri ortaya çıktı. Senaryoyu yazması için Yılmaz’a fikri açtık. Bu film Trabzonlu’nun komik ve duygusal yanlarını, maceraperestliğini ortaya koyacak. Sümela olayını da koyarak hikâyeye uluslararası bir boyut kattık. Zekâya, metne ve duruma dayalı bir komedi çekiyoruz. Herkesin kafasında farklı bir Temel var. Biz bunu ete kemiğe büründürüyoruz.

TEMEL VAR, FADİME YOK...
Ruhi Sarı (Turgay) Temel’in en yakın arkadaşını oynuyorum. Temel’i Sümela’da bir hazine olacağına inandırıyor. Ben de Trabzon doğumluyum. İki yaşına kadar burada yaşadım. Uzun yıllardır gelemiyordum. Çocukluğum boyunca yaz tatillerini burada geçirdim. İstanbul’da da akrabalarla bir arada yaşıyorduk. Trabzonlu olma duygusunu kaybetmiyorsun, bir rahatsızlık bu! Oldukça eğlenceli bir set. Senaryo bana geldiğinde çok hoşuma gitti. Sonra oyuncuları ve Trabzon’da çekileceğini öğrendiğimde “Gitmem lazım” diye düşündüm. Biz eğlenerek çekiyoruz. Temel fıkralarından oluşan bir film değil. Temel var ama Fadime yok mesela...