1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. Hepimizin gideceği en son adres musalla taşıdır
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

Hepimizin gideceği en son adres musalla taşıdır

A+A-

Millet tanımını yaparken veya milletin sosyal dokusunu incelemeye alırken işin erbabı olmak şarttır. Sosyoloji ve tarih bilgisi sıfır olanlar, milleti tarif ederken elbette meseleyi ırkçılığa taşıyacaklardır. Daha sonra da ortalara çıkıp bu coğrafya da yalnız Türkler yaşamıyor diyerek bölücülüğün daniskasını sergileyerek cehaletlerini ortaya koyacaklar.

Anadolu da hayat süren ve dünyanın birçok bölgesinde varlıklarını sürdüren ortak geçmişleri, ortak ülküleri, ortak inançları olan ve aynı dili konuşan topluluklara Türk diyoruz. Siz bu üst kimlik şemsiyesini bu coğrafyada yok sayarak veya bu şemsiyeyi uydurma teorilerle delerek veya şemsiyenin direklerini tarumar ederek asırlardan beri birlikte yaşamış olan toplulukların ayrışmalarına, bir birlerine ötekileşmelerine ancak katkı sunarsınız. Bir kağıt parçası bile yırtılıp tekrar yapıştırılarak eski halini gelemez. Bugün bu ülkede en üst düzey ağızlar bile millet birlikteliğimizle ilgili maalesef yırtıp yapıştırmayı yol olarak seçerek ilkokul düzeyinde ki bir oyun çocuğu gibi milletin kimyasıyla oynamaya kalkıyorlar.

Her dem Osmanlıyı ağızlarından düşürmek istemeyenler acaba Osmanlı tarihine birazcık bakmayı neden akıl edemezler. Merak ediyoruz ve soruyoruz. Buna engel olan kesimler mi var acaba? Osmanlının devlet anlayışında hiçbir zaman gayrimüslimle, Müslümanlar devlet yapısı içerisinde asla eşit tutulmamışlardır. Her türlü haklara sahip olan gayrimüslimler hiçbir zaman İlmiye, Kalemiye, Seyfiye sınıflarında yer alamamışlardır.

 Türk denilince Müslümanlar, Müslüman denilince de Türk akla gelmiştir. Gavur ve Müslümanlar, İngiliz donanmasının boğazlarda demirlemiş olduğu 1856 yılında yayınlanan sözde ıslahat fermanıyla eşitlik kazanmıştır. O günden sonra Gavura gavur demek tıpkı bugünlerde yaşandığı gibi teröriste terörist denmeyecek şeklinde millete dayatılmıştır.

Bahse konu Islahat fermanına imza atan Ali paşa öldüğünde imam efendi helallik istediğinde o cahil cemaatten tek bir kişi bile hakkını helal etmemiştir. Bugün aynı tiyatronun bir benzerini ikinci defa sahneye koyanlara acaba bu millet musalla taşına uzandıklarında haklarını helal edecek midir? Gayri Müslimler o tarihten sonra Meclisi Mebusana girerek devleti içten tahrip etmişler ve Osmanlının sonu bu şekilde gelmiştir.

Cumhuriyetin temelini atan irade kuruluş felsefesinde Islahat fermanı öncesine dönüş yaparak gayrimüslimlere azınlık haklarını vererek gayrı Müslimleri devletin omurgasından uzak tutulmuşlardır. Şimdi gelişen ve son zamanlarda milletin önüne kurtuluş reçetesi olarak sürülen anlayışa göre adeta ortada henüz yayınlanmamış ama uygulamaya konulmuş ikinci bir Islahat fermanının soğuk esintilerini hissediyoruz.

 Devletin zirvesini kuşatan danışman kadroları içerisinde ilgililere yanlışlarını söyleyecek tek bir kişi yok gibi bir manzara var ortada. Türkler tarihler boyunca hiçbir zaman bir etnik site durumuna düşmemişler veya her hangi bir etnik siteyle bugün yapılmak istendiği gibi hiçbir zaman eşdeğer sayılmamışlardır. Türklük hiçbir zaman başka bir kültür denizine sığınmış bir ada olmamış, bizzat kendi kültür okyanusunda nice adaları barındırmıştır. Bu tarihi gerçeklerden bihaber olan ve devşirme zihniyetiyle yetişmiş bulunanlar şimdi ülke insanını yirmiye yakın etnik siteye bölerek adeta yırt ve sonrada yapıştır oyununa soyunmuşlardır. Bir zamanlar Yunanlılar bu topraklarda yaşayan insanımızı tam otuz altı parçaya bölen propagandalar yapmışlardı. Bizim yeni yetmeler, tarih şuuru yoksunu olanlar Yunanlılardan biraz daha insaflı davranarak otuz altı parça yerine on altı parçaya meseleyi taşıyarak ayıplarını hafifletmek istemişlerdir.

Bütün bu yanlışlıkların arka planında ilgililerin cehaletleri olduğu kadar danışman kadrolarının kötü niyetleri de söz konusudur. Bir insan her şeyi bilmeyebilir ve danışmanlara ihtiyaç duyar. Danışmanlar iyi niyetli değilseler işte orada kıyametler kopar ve bugünkü fırtınalı günlere maruz kalırsınız.

Tarih bilgisi olmayanın milli şuuru da eksik ve çarpık olur. Haçlı saldırılarını görmezden gelen bir anlayışın başka meseleleri doğru bir şekilde kavrama şansı sıfırdır. Biz buradan bir kere daha haykırıyoruz. Bu coğrafyada tek millet vardır ve onun da adı Türklüktür. Çakıl taşlarını ada olarak görüp söz konusu çakıl taşları üzerinde adacıklar inşa etmeye kalkanlar tarihin en büyük vebalini üstlenmektedirler. Bu vebalı taşıyamayacaklar ve bu şaşkınlığın gölgesinde yok olup gideceklerdir. Onlar gidecekler ama bu millet Türk milleti olarak ebediyete kadar yaşayacaktır. Bundan zerre kadar şüphem yoktur. Hepimizin gideceği en son durak Ali paşalar gibi Musalla taşıdır.

Bugüne kadar binlerce cenazeye katıldım ve hepsine hakkımı helal ettim. Hakkımı helal ettiğin, hoca efendi nasıl bilirsiniz bu mevtayı dediğinde iyi bilirim dediklerim arasında geçmişte şahsıma tetik düşürenlerde oldu, onlara da hakkımı helal ettim. Ancak, bu millete kem gözlerle bakan, Türklüğü bir takım etnik sitelerle aynı seviyede değerlendirip alaya alanlara hakkım varsa hakkımı asla helal etmeyeceğim. Şu gerçeği hiçbir yetkili veya söz sahibi kimse unutmasın. Bu millet musallada yatan bir çok günahkara bile hakkını helal etmede tereddüt etmezken, vatan söz konusu olduğunda paşasına bile hakkını helal etmediği gerçeğini iyi görsünler ve doğru değerlendirsinler. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
51 Yorum
  • BORA53 / 17 Haziran 2013 Pazartesi 23:52

    Benim bildiklerimi çorabından çıkaran çok bilmiş . Tünelin ötesini, berisini bölen zihniyeti gördünde; ülke insanını Alevi, suni diye bölenleri neden göremediniz? Sana söylenebilecek tek söz hadi be demekten başka bir söz olmaz. Hadi işine ..

    Yanıtla (0) (0)
  • Bilal Aydın / 17 Haziran 2013 Pazartesi 09:49

    Sevsinler seni, ama senin gibi düşünenler sevsinler.. Mama yememişlermiş.. Bilmezlermiş.. Oymuş, buymuş.. . senin bildiklerini ben sağ cebimden çıkarırım bay çok bilmiş. aklı sıra alay ediyor. Bari isminin sonuna 53 koymasan. Yıllarca tünelin o tarafı bu tarafı edebiyatını yapıp da güzelim Rize'mizi ikiye bölmeye çalışan zihniyet de işte bu zihniyettir. Tünelin o tarafında Laz postuna girmiş Türk düşmanları var diyen de işte bu zihniyettir..

    Yanıtla (0) (0)
  • BORA53 / 14 Haziran 2013 Cuma 21:28

    Bu lara fazla kızmayın dostlar. Bunlara mama yerine doğdukları günden beri yalan yutturmuşlar. genlerinde kin, nefret ve iftira dolanır. Doğrularla dost olamazlar. Şeyhleri ne demiş ise onan inanırlar. Dersimin o günkü nüfusunu bile bilmezler. Ahalinin aidiyetlerinden de hiç bahsetmezler. O bölgede Kürt yoktur, Kürt postuna girmiş Ermeniler vardır vesselam. Tıpkı Van ilimizde olduğu gibi.. nereden bilsin

    Yanıtla (0) (0)
  • Bir Başka dost. / 13 Haziran 2013 Perşembe 20:58

    Saymış, sıralamışsın ne anlatıyorsun? Hangi 14 bin kişiden bahsediyorsun? Bir şey biliyorsan yaz. Ne diyorsan şöyle tane tane anlata anlayalım. Mahalle kabadayılığı yapma bize..

    Yanıtla (0) (0)
  • Bilal Aydın / 13 Haziran 2013 Perşembe 16:19

    Bir isyanın bastırılması için 14 bin isyancının katledildiği de nerede görülmüş. Bari bunları savunmayın. At gözlüğünü takmışsınız gidiyorsunuz. Faiz lobisinin ekmeğine bal yağ sürmeye devam edin. Bari Dersim'i savunmayın arkadaş. Nerden baksanız tutarsızsınız. İskilipli Atıf'ı, Deniz Gezmiş'i, Todor Jivkov'u, Adnan Menderes'i, Çavuşesku'yu, Şeyh Saidi vs. vs. asarsınız vurursunuz isyan biter. Bir başka bilmem neyin dostu aynı kafada devam etsin. Bana hikâye anlatsın. 1937-1938 de yaşanan olaylardan Atatürk'ün hiçbir bilgisi ve talimatı olmasın. Keçiyi de bulduk: Celal Bayar. Tövbe tövbe..

    Yanıtla (0) (0)
  • Bir Başka dost. / 13 Haziran 2013 Perşembe 13:11

    Amerikan filmlerinde özellikle evlenme sahnelerinde duyduğumuz bir söz var "ya şimdi söyle ya da ebediyen sus" gibi bir şeydir. Burada diyeceğin kalmadı ama bir başka yerde aynı şeylere sıfırdan başlayacaksan o olmaz işte. Ne söyleyeceksen burada söyle ya da aynı şeyleri başka ortamda dişine göre bulduklarına tekrarlama. Sen de Allah'a emanet ol.

    Yanıtla (0) (0)
  • ANKARA / 12 Haziran 2013 Çarşamba 20:43

    Sizinle daha fazla tartışmayı gereksiz görüyorum. Milleti de lüzumsuz yere meşgul etmek istemem. Allah'a emanet olun.

    Yanıtla (0) (0)
  • Bir Başka dost. / 12 Haziran 2013 Çarşamba 15:26

    Ağız kalabalığı yapma.
    “Atatürk ve İnönü zamanında bu ülkede hiçbir zulüm yapılmadı.
    Şapka kanunu çıkarılarak bu milletin kafasına zorla kasket geçirilmedi.
    İskilipli Atıf Hoca, şapka kanununa muhalefet ettiği için idam edilmedi.
    İstiklal Mahkemelerinde haksız yere hiç kimse idama mahkûm edilmedi.
    Ezan 18 yıl boyunca yasaklanmadı.
    Şeyh Sait, haksız yere idam edilmedi. “ Bu yazdıkların doğrudur. Bunları tartıştık. Hiçbir aksi kanıt getiremiyorsun. Şimdi henüz tartışmadığımız yeni ilaveler yaparak armutla elma’yı karıştırıyorsun. Aklınca haklı çıkacaksın. Onlar da tartışılır gerçek ne ise o ortaya çıkar. Ama dikkatimi çekti “Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkarılmadı.” Demişsin. Kim çıkardı bu kanunu. Bundan haberdar mısın? Bir araştır da yaz buraya herkes öğrensin. Yine kopya vereyim teklif eden bir Rize mebusudur.
    Tamamen dolma tüfek gibi atıyorsun. Harf devrimi 170 yıldır tartışılıyordu Osmanlı ülkesinde. O tartışmaların nedenlerini hiç okudun mu? Harf devrimi ile ilgili ilk genelgeyi kim yayınladı amaç ne idi hiç araştırdın mı? Hayır. Duyuyor ve yazıyorsun aslı yooook. Astarı yok. Biraz araştır benden hazır yemek gibi bekleme eğer aynı düşüncedeysen ben buradayım.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ankara / 12 Haziran 2013 Çarşamba 00:36

    Şöyle diyelim de tartışma bitsin bari. Başka türlü anlayacağınız yok. İtiraf ediyorum: Atatürk ve İnönü zamanında bu ülkede hiçbir zulüm yapılmadı. Şapka kanunu çıkarılarak bu milletin kafasına zorla kasket geçirilmedi. İskilipli Atıf Hoca, şapka kanununa muhalefet ettiği için idam edilmedi. İstiklal Mahkemelerinde haksız yere hiçkimse idama mahkum edilmedi. Ezan 18 yıl boyunca yasaklanmadı. Şeyh Said, haksız yere idam edilmedi. Kur'an eğitimi yasaklanmadı. Jandarmalar Kur'an öğreten medreselere baskınlar düzenlemedi. CHP'ye karşı kurulan Serbest Fırka ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, irtica bahane edilerek kapatılmadı. Harf devrimiyle milletin 1000 yıllık geçmişiyle bağı koparılmadı. Dersim'de 14 bin sivil hunharca öldürülmedi. Rize'de idam edilen 8 kişi aslında haindi. Rize, Hamidiye zırhlısı tarafından bombalanmadı. Menderes, Zorlu ve Polatkan haksız yere idam edilmedi. Merve Kavakçı sırf başörtülü olduğu için CHP (DSP) zihniyeti tarafından meclisten kovulmadı. Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkarılmadı. Atatürk İlke ve İnkılapları millete dayatılmadı. Okullarda ve kamuda başörtüsü yasaklanmadı.
    İşte gördün, ben de senin gibi düşünüyorum. Yani tam bir 'Atatürkçüyüm' ben. Hatta bu sene Ağustos ayında Damal'a gidip Atatürk silüetinin karşısında saygı duruşunda bulunup ritüelimi gerçekleştireceğim.. Yaşasın Atatürk, yaşasın İnönü!

    Yanıtla (0) (0)
  • Bir Başka dost / 11 Haziran 2013 Salı 21:18

    28 Şubat'ta Demirel'in oynadığı rol ortada, madem Demirel CHP li imiş demek ki 28 şubatı da CHP yapmış. Siz şurada yazılanların hangisine makul mantıklı bir cevap verdiniz ki, başkasının kapasitesini ölçüyorsunuz. Önce kendi bilgi ve kapasitenizi bir test ediniz. Burada Atatürkçü düşünceyi tartışmadık. Yaşanan olayları tartıştık. 14 bin! kişinin gazla mı, Toma suyu ile mi öldürüldüğünü konuşuyorduk. Hemen Atatürkçü düşünceye geçiş yaptınız. Adam gibi bir eleştiri getirdiniz de kabul edilmedi mı? Benim beynim 70 yıllık da değil daha 45 yılı biraz aştı. İyi kopya alamamışsınız yine.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ankara / 10 Haziran 2013 Pazartesi 19:35

    '28 Şubat' sürecinde Demirel'in gerçek kimliği ortaya çıkmıştır' cümlesinden, '28 Şubat'ı CHP yapmıştır' sonucunu çıkaran birisine ne denilebilir ki? Üstelik bu arkadaşımız kapasitesinin farkında bile olmadan, beni beynimi kiraya vermekle suçluyor. Senden ala kiracı mı olur arkadaş? Anladık, 70 yıldır beyninizi 'Atatürkçü Düşünce' denilen bir kalıbın içine sokmuşsunuz, o çerçevenin dışına çıkıp hiçbir gerçeği göremiyorsunuz. Bunun için ne olursa olsun Atatürk'ün yanındasınız. Eleştiri kabul etmiyorsunuz. 'O da insandı tabii, hataları da olmuştur' diyor, ama en ufak bir eleştiride bile 'yok öyle değildi, yok o aslında böyle oldu' demeye başlıyorsunuz. Aklınızı şu 'Atatürkçü Düşünce' denilen kalıbın dışına çıkarın arkadaş. Beyninizi özgür bırakın. Ne yaparsa yapsın Atatürk'ün dostu, ne yaparsa yapsın Erdoğan'ın düşmanı olmaktan vazgeçin artık. Kendinize zulmetmeyin.

    Yanıtla (0) (0)