Horonun son dünya şampiyonları
Japonya'da 1983 yılında düzenlenen folklor yarışmasında dünya şampiyonu olan horon ekibi bugünlerde veteran horoncular olarak yeniden bir araya geldi
Japonya'da 1983 yılında düzenlenen folklor yarışmasında Türkiye'ye dünya şampiyonluğu kazandıran efsane horoncular, bugünlerde veteran horoncular olarak yeniden bir araya geldi. Efsane veteranlar haftada bir gün bir araya gelerek hem eski anılarını tazeliyor hem de horon oynayarak stres atıyor.
Trabzon'un Akçaabat ilçesi denilince akla önce köftesi sonra horonu gelir. 1983 yılında Japonya'da düzenlenen yarışmada Türkiye'ye dünya şampiyonluğunu getirerek büyük bir gurur yaşatan ve 1981 yılından 1991 yılına kadar 10 yıl üst üste Türkiye’de düzenlenen tüm folklor yarışmalarında şampiyonluğu kazanan Akçaabat Folklor Derneği Horon ekibi o günleri unutamıyor.
Bugünlerde yeniden bir araya gelen dünya şampiyonu efsane horoncular, veteranları oluşturarak özel günlerde ve davetlerde sahne alıp eski horonun tadını yaşatmaya çalışıyor. Zaman zamanda çalışmalarda gençleri aralarına katan veteranlar horonun inceliklerine gelecek nesillere aktarmaya gayret ediyor.
"Horon şimdi yozlaştı ama biz yaşatmaya çalışıyoruz"
1983 yılında Japonya'da düzenlenen yarışmada dünya birincisi olan ekipte yer alan ve bugün Akçaabat Folklor Derneği Başkanı olan Ahmet Çilingiroğlu, son yıllarda eski horoncuları bir araya topladıklarını ve hatıraları yaşatmaya çalıştıklarını söyledi. Çilingiroğlu "Hem ter atıyoruz, hemde kurtuluşlarda ve bayramlarda giyisilerimizle beraber horon oynuyoruz. Bundan 2 yıl önce 40 yaş üstü bir yarışma oldu. Biraz da o vesileyle bir araya geldik ama iyiki de bir araya gelmişiz. Kurtuluş günlerinde ve festivallerde horon oynuyoruz. Herkes yılların yorgunluğunu, zehirini attı ve eski ritmimize geldik. Horonu coşkulu oynamak lazım. Yeni gelen nesil oyunları biraz daha hızlandırdı. Biz biraz daha eskiye dönük oynuyoruz. Şimdiki gençler ritme ulaşmak için zorlanıyorlar, zorlanınca da oyun bozuluyor. Bizim horonumuzda figür fazlalığı vardır. Köyler bile artık şehirde salonlarda düğün yapıyor. Bu zaten düğünde ve asker uğulamasında oynanıyordu, şimdi yozlaştı. İster istemez köy havasından koptu ama biz yaşatmaya çalışıyoruz" dedi.
"Kolbastı horonun önüne geçmedi"
Çilingiroğlu, son yıllarda kolbastının daha ön planda olmasıyla ilgili olarak ise "Kolbastı, horonun önüne geçmedi. Kolbastı bireysel oynanan bir oyun. Bizim çocukluğumuzda düğünler sazla yapılırdı. Efe usulü oyunlar oynanırdı. Sonradan müzikler hızlandı. Kolbastı ile horonun bir alakası yok. Kolbastıyı biz de seviyoruz. Eskiden Trabzonspor maçlarında Farozlular elektronik sazla birlikte uzunlamasına olan koridorda karşılıklı iki kişi geçiş yaparlardı. O geçişler zaman zaman halk arasına geçti ve güzelleşti. Sonra üniversite de bunu sahne haline getirdiler ve güzelleşti ama horon bambaşka apayrı" ifadelerini kullandı.
Ahmet Çilingiroğlu, horonun bölgede çok sevildiğini belirterek "Akçaabat köftesi özelliğini kaybetmeye başladı. Horon ise öyle değil, bu bölgede çok seviliyor. Aileler çocuklarına horon oynatmak için adeta burada sıraya giriyorlar" açıklamasında bulundu.
"Dededen horoncuyuz"
Dünya şampiyonluğunu göğüsleyen ekipte yer alan ve oynadığı bıçak oyunuyla Japonları kendisine hayran bırakan Hüseyin Durna ise çocukluğundan beri horon oynadığını belirterek "Babam çok iyi bir horoncuydu. Dedem ise Atatürk'ün horoncusuydu. Dedemden babama ondan da bize kaldı. İnşallah bizden sonra da çocuklarımıza ve torunlarımıza kalacak. Horon bizi arkadaşlarımızla öyle bir birine bağladı ki uzun yıllar, birbirimize karşı hatamız olmadı. 1983 yılında dünya şampiyonu olduk ve ondan sonra şampiyonluk gelmedi. Gelseydi duyardık ve ses getirirdi. Biz katılamadığımız için gelmemiştir" diye konuştu.
Horonu bırakmayı hiç aklından geçirmediğini ve uzun yıllar oynamak istediğini ifade eden Durna, "Ben en az 40 yıl daha oynarım diyorum ama tabi Allah bilir. 80 yaşına kadar yaşarsam oynayacağım. Ondan sonrasına bakacağız artık" şeklinde konuştu.
"Aynı ekip bir araya gelse dünya şampiyonluğunu yine alırız"
Horonun çok iyi bir spor olduğunu belirten Hüseyin Durna, futbolcuların 90 dakikada sarf ettiği enerjiyi horoncuların 11 dakikada sarf ettiklerini belirtti. 1983 yılında yaşadıkları şampiyonluğu tarif edemeyeceğini vurgulayan Durna, "Aynı ekip bir araya gelse o şampiyonluğu yine alırız. Bu içinizdeki ruhla ilgili bir durum. 10 gün çalışmaya bağlı. Türkiye bize bir yere göndersin oranın tozunu atar geliriz" ifadelerini kullandı.
"O kadar çok şampiyon oluyorduk ki artık sevinemez hale gelmiştik"
Veteranlar olarak davet aldıklarını belirten Durna, "Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs'ta Hamsi Festivali'ne katıldık. Davetler alıyoruz ama arkadaşlarımızın hemen hemen hepsi iş güç sahibi bu yüzden her davete katılamıyoruz. Geri çevirmek zorunda kalıyoruz. Horon oynadığımız yıllarda çok şeyler yaşadık ama aklımda kalan, ekip olarak bir şampiyonaya katılmıştık. 3 okundu, 2 okundu ve çılgınlar gibi seviniyorlardı. Sanki dünyalar onların olmuştu. Biz alıştığımız için Akçaabat Folklor Derneği şampiyon oldu dendi ve salonda bir alkış koptu ama bizde bir heyecan yoktu. Alıştığımız için sevinemedik. Bize bakıp bunlar neden sevinmiyor diyorlardı" dedi.
HABERE YORUM KAT