İcraata geçin beyler!
“At binenin kılıç kuşananın”, ‘Oyunu kuralına göre oynayacaksın’ dediler.
Ne kılıç, ne at, ne de oyunu tutturamadı Ç.Rizespor.
Geçen yıl bu dönemlerde Rizespor transferi bitirmiş, sezon hazırlıklarına başlamıştı. Yapılan Flaş transferlerle oluşturulan kadro herkesin favorisiydi.
Rizespor’un geçen sezon başında oluşturduğu kadro parmakla gösteriliyordu. Hatta bu kadrodan iki takım çıkar ikisi de zirveye oynar bile denildi. Ama gel gör ki evdeki hesap çarşıya uymadı. 3 teknik direktör, 2 yönetim değişikliği yaşandı. Yapılan tüm müdahaleler başarısızlıkla sonuçlandı. Banko süper lige çıkar denilen o takım hayal kırıklığı yarattı ve ligi 9. sırada tamamladı.
İdari ve teknik olarak yapılan yanlışlarla birlikte o takım başarısız olduğu gibi borç yükü bırakıp gitti.
Geldiğinde 4,5 yıllık sözleşme imzalanan Raşit Çetiner ile devam edilecekti. Ancak, Çetiner, Rizesportif A.Ş.’nin radikal kararlarla kemer sıkma politikasını görünce arkasına bile bakmadan gitti. Bu gidişle birlikte Rizespor öze dönmek zorunda kaldı. Kendi değerlerine görev ve sorumluluk vererek Oktay Çevik ve Hasan Vezir göreve getirildi. Çözülen hoca sorunun ardından Çevik ve Vezir’e destek olmak, ciğerlerimizdeki oksijeni yeşil alıp, mavi veren birisi olarak bizlerin de görevi.
Hocaların ardından beklentiler, oyuncu transferi üzerine yoğunlaştı. Gündeme gelip görüşülen isimler verilen ücretleri az bulunca başka takımlara imza attı. Bir yandan borçları ödemeye çalışıp gelen icralarla boğuşan Rizesportif A.Ş. sokağa atacak parası olmadığını söyleyip dikkatli hareket ediyor. A.Ş. har vurup, harman savurmak istemiyor. Havadan alıp tavada dövmekte istemediğinden ince eleyip sık dokuyor.
Peki, nereye kadar?
Geçen sezonki kadro bozuldu. Şu an ortada doğru düzgün bir takım yok. Ortada kayda değer bir takım olmadığından sezon hazırlıkları da geç başlayacak.
Azalan kalite, artan fiyatlarla ters orantılıysa futbolcuların cehaletini yüzlerine vurmakta sakınca yok demektir. Bunu yapmak, en azından geçmişin değerli futbolcularının gururunu okşamaktır. Ya da aklı başında taraftarlara gerçeği işaret etmektir. Marka yaratma tekniğini sadece forma arkasına isim yazdırmak zannedenlerden topluma kalan, para denizinde yüzdürülen futbolculardır. Oysa futbolcuların paralarından çok ilkeleri olmalı.
Ama ne utançtır ki, bu ülkede ilke para etmiyor.
Ortalıkta uçuşan bonservis paralarını, garanti paraları, yıllık ücretleri, tazminatları buharlaşan bedelleri görünce insanın dudağı uçukluyor.
Ancak başarı, istikrar, sistem, süreklilik ve ekol olarak ciddi işler yapmak gerek.
Şu futbolcuların bir tanesine verdiğiniz bedellerle, şu gönderdiğiniz hocalardan bir tanesine verdiğiniz tazminatla, menajerlere havadan kaptırdığınız komisyonlarla Rizespor’da neler olurdu neler.
Rüyaları gerçekleştirmenin en kestirme yolu uyanmaktır. Rizesportif A.Ş. rüyadan uyanıp kemer sıktı ama beklentilerin çok fazla olduğu Rizespor artık elini çabuk tutmalı.
Bugüne kadar çabuk tutamamasının nedeni de şirkette çok başlılığın olması.
Her kafadan bir başka sesin çıktığı bir yerde işler istenildiği gibi yürümez.
Artık beklenen ve istenen transferler bir an önce gerçekleştirmeli.
Ekonomik sıkıntı sadece Rizespor’da değil her kulüpte var.
Bu takımı kanatlandıracak futbolculara ihtiyaç var.
Zaman daralıyor, birkaç gün sonra hazırlıklar başlayacak.
Öze dönüşte öz evlatlara öz muamele yapılmalı.
Öze dönüş sözde değil icraatla olur.
Beyler, şimdi konuşma değil icraat zamanı.
YAZIYA YORUM KAT