İkinci Cumhuriyetçiler
Bizim bu köyde bahçıvan değişmedikçe, birileri daha çok yamuk yumuk salatalıklar yetiştirir bahçemizde.
Bırakın salatalığı, biberi, patlıcanı, domatesi; ısırgan otları saracak bu gidişle bizim vatan tarlasının her yanını.
Bu yılki ekinden vazgeçmek kolay da, topraktan da mı vazgeçmeye geldi sıramız acaba?
Ülke bölünmeyle burun buruna gelmiş, bunu kimseler dert etmez iken, üçüncü dünya savaşı çıkmak üzere, halen tınmayan akıl hocalarımız, birileri devlet ve milleti beraberliğimizi dinamitlemeye çalışırken gözlerini kapayıp görmeden gelen hinoğlu hinlerin, ikinci Cumhuriyet diye yeni bir sevdaya düşmeleri oyunbozanlık değil de nedir bu ülkede?
Son zamanlarda, tohumu dışarılardan gelmiş bazı salatalıklar, zerre kadar arlanıp utanmadan ikinci Cumhuriyeti tartışmaktadırlar. Birinci Cumhuriyetin altını oyarak, milletin rotasını bozarak, Atatürkü istismar ederek, milletin dinini çarpıtarak bu günlere gelinceye kadar bu tarlayı kirletenler, şimdi bu tarlayı nadasa bırakalım, patlıcan değil salatalık ekelim derken emin olun ki bu tarlayı tarumar etmek istemektedirler.
Biz bu Cumhuriyeti kanaviçe şalvarıyla, günde iki yüz gram kavrulmuş buğday yiyen ve tuz yalayan vatan evlatlarının kanları üzerinde inşa ettik. O vatan evlatlarının başkomutanının bir akşam yemeğinde masasına bir yarım piliç konulduğunda, o koca komutan başını kaldırarak, bu gün Askere ne verdiniz diye sorunca ve karşılık olarak iki yüz gram kavrulmuş buğday denilince gözleri yaşararak, kaldırın bu tavuğu, bana da kavrulmuş buğday getirin dediği için kurduk bu Cumhuriyeti. Şimdi ABDden emir alan, yabancı odaklar tarafından allanıp pullanan, Türkçeyi on kelimeyle konuşurken aydın ve entelektüel diye geçinen ve millete fiyaka satan, içki masalarında devlet politikalarını belirleyenler bu millete akıl hocalığına soyunma terbiyesizliğini sergiliyorlar. Sizin yazıp çizdiklerinize, sizin ürettiğiniz sözüm ona çağdaş projelerinize bu milletin karnı çoktandır tok. Bu millet evlatları eğer sizi bu zırvalamalarınız karşılığında bu ülkeden kovmuyorsa, gök kubbeyi kafanıza yıkmıyorsa, şükredin halinize ve oturun oturduğunuz kümeslerinize.
Biz bu Cumhuriyeti dün de sizlerin dedeleriniz sayesinde kurmamıştık. O günlerde bu milletin evlatları cephelerde can verip Sarıkamışın dağlarında buz kesilip donarken, sizlerin birçoğunuzun dedesi savaş stokçuluğu yapmakla meşgul oluyorlardı. Biz sizi çok iyi biliriz ve tanırız.
Ne yazık ki bu devletin hafıza kayıtları silinince ve devletin kara kutusu işgale uğrayınca bir yerlerden cesaret alarak zırvalamalarınızı bir hayli arttırdınız bu günlerde. Evet, biz bu Cumhuriyeti küresel güçlerin destekleriyle kurmadık ve şimdi de onların yetiştirip büyüttüğü, aklı kırık ve gönlü çürük sizin gibilere de biz bu Cumhuriyeti yıktırmayız.
Milletler iyi dans etmekle, bolca alkol tüketmekle, ağzı burnu boyamakla, başkalarının himayesine sığınmakla, insan hakları ve Demokrasi diyerek devletinin içini boşaltmakla hayatiyetlerini sürdüremezler. Milletler; vakarları, asaletleri, ülküleri yanında, gerektiğinde fedakârca ve korkusuzca canını ortaya koyabilecek nesillerce yaşatılır ve var olurlar.
Biz bu Cumhuriyeti kuran şühedaların miras ve emanetini üç beş soysuza peşkeş çektirmeyecek kadar yürekliyiz ve kararlıyız. Bu baykuşların sesini kısacak nice vatan evlatları var bu ülkede.
Daha gencecik yaşında, tığ gibi genç fidanlarımız dağlarda kahpe kurşunlarla karşı can verirken, utanıp sıkılmadan televizyonlarında bir takım sözde sanatçı denilen yaratıkların kıvırışlarına aldırmayanların bu milletle ve bu milletin devletiyle en ufak bir yakınlıkları olamaz. Bunlar kim ki bu devletin yapısıyla ilgili ahkâm kessinler.
Artık birileri bu rezilliklere son vermelidir. Türkiyenin bugünkü derdi ne enflasyon, ne memur zammı, ne Irak meselesi ne de ekonomik büyümemizdir. Bu günkü en büyük meselemiz, millet kimyamızı korumak, devlet çatımızı muhafaza etmek ve uyanık bulunmaktır. Ama bu milletin birliği ve dirliği mutlaka ve mutlaka korunmalıdır. Cumhuriyet her gün tartışılır olmaktan çıkarılmalıdır. Yetsin artık! Devlet, Devlet gibi Devlet olmalıdır.
YAZIYA YORUM KAT