1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. İnsan ne şeytandır ne de melek!
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

İnsan ne şeytandır ne de melek!

A+A-

İnsan denilen canlıyı tanımak çok zor bir iştir. İnsanin her zamanı bir değildir. İnsanlar bir birlerinin kopyası da değildir. İnsan denilen eşrefi mahlûkatın iki gözü, iki kulağı, iki ayağı, bir burnu gibi ortak tarafları olduğu gibi, şahsiyet ve karakter bakımından da bir birlerinden çok farklı yanları vardır.
İnsani biyolojik şekliyle belki bir derecede tanımak şansımız yüksektir ama kişilik ve karakter bakımından tanımak o kadar kolay değildir. Bilim adamları bile insan denilen canlının yüzde onluk, belki yüzde on beşlik bir kısmını tanıma şansına sahiptir. Geri kalan kısmı bilim adamları için bile karanlıkta kalmaktadır. Bunun sebebi insanin davranışlarının zaman ve zemine göre değişken olmasıdır.
Benim hayat felsefeme ve insana bakış perspektifime göre kötü insan yoktur, kötü sebepler vardır. Bu inancımdan dolayı insanlardan çok, kötü sebeplerle savaşmayı kendime hayat misyonu olarak seçtim ve ömrüm boyunca insanlara hizmet etmeye çalıştım.
Bütün samimiyetimle şunu itiraf etmeliyim ki, imkânlarım ölçüsünde hiç bir ayrım yapmadan insanların hep hizmetinde oldum. Yere düşmüş bir kişiyi elinden tutup kaldırmadan edemedim. Yardıma muhtaç olanlara yardım etmeden bana ne diyemedim. Bana kötülük edenlere bile kapılarımı kapatamadım. Haksızlığa uğrayanlara hep taraf oldum. Kavga edenlerin arasına girdiğimden dolayı sopa yediğim de oldu. Bütün bunları insani sevdiğim için yaptığımı düşünüyorum. Şu hususu yine bütün samimiyetimle söylemeliyim. Bunca iyi niyetimin karşılığında insanlardan beklediğim hakkım olan teşekkürdeki samimiyeti hiçbir zaman göremedim. Kirli yüzümü öpenlerin çok büyük bir ekseriyetinin bunu yalandan yaptığını gördüm, hissettim ve onlar adına da çok üzüldüğüm zamanlar oldu.
İnsanlar arası ilişkilerde çıkar duygusunun öne çıktığına, ikiyüzlü davranışların güzellikleri kirlettiğine çokça şahit oldum. Yirminci asrın bu yaşlanmış dünyasında halen insanoğlu bu konularda oturmuş ve olgunlaşmış bir karakter çizgisi yakalayamamış ise bu noktada derinden düşünmek ve insan denilen canlıyı bir defa daha yorumlamak zorunda kalıyoruz.
Bana göre insan ne melek ne de şeytandır. İnsan doğruyla yanlış, güzelle çirkin, sevapla günah ve helalle haram arasında nefis savaşı veren bir asker gibidir. Herkesin savaşma gücü bir birinden farklı olacağından elbette insanlar arasında bu noktalarda da farklılıkların olması kaçınılmazdır.
Ahde vefası sonsuz olan insanlar olduğu kadar, nankör ve merhamet damarları dumura uğramış insanlar da çoktur. Merhamet damarları kurumuş, gönül bahçeleri dikenlerle örülmüş, sevgi pınarlarından şefkat yerine nefret ve kin akan insancıkların insanlığa verebilecekleri hiçbir şey yoktur.
İnsanla ilgilenenlere ve insan terbiye edicilerine bu konularda çok büyük, büyük olduğu kadar da sevap ve günah boyutu olan çok önemli görevler düşmektedir. İnsani insan yapan adalet ve merhamet duygusu yanında yüreğinde taşıyacağı sevgidir. Sevgi ve sağlam bir inanç insanin belki de en büyük rütbesidir. Ne mutlu yüreği sevgiye barınak olmuş güzel insanlara.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
4 Yorum
  • C.Kalender / 21 Ocak 2008 Pazartesi 22:13

    Yazılarınızı büyük bir zevkle okuyoruz.Bizi aydınlattığınız için teşekkür ederiz.

    Yanıtla (0) (0)
  • SEYFULLAH FIRAT / 19 Ocak 2008 Cumartesi 17:44

    Güzel dilekleinize ve duanıza gönülden amin diyorum. Allaha emanet olun. saygılarımı sunuyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • kutlu türk / 19 Ocak 2008 Cumartesi 15:02

    Yazınızı büyük bir zevkle ve heycanla okuduğumu belirtmek istedim.
    Kavramların yüzeysel inandırıcılığının kaldığı ülkemizde,sevgi,dostluk ve ahde vefa vb. duyguları hayat denen süreçte, yaşamsal en önemli unsurlar olarak görmek insalığın erdemidir.
    Hayat gerçekten çok büyük tuhaflıkları barındırıyor.Bugün iyi gördüğümüzü yarın çok farklı olumsuz yönlerine tanıklık ediyorsunuz.Siyah bildiğimiz beyaz,beyaz bildiğimiz siyah olarak karşımızda bir anda beliriyor.Herkes kelamda maneviyattan en emin olduğu şekliyle bahsederken bir bakıyorsunuz ki maddeye teslim olmuş, riyalar içinde kaybolmuş gitmiş bir hal içinde karşılaşınıza çıkıyor.
    Dil söylediklerinin araksında duracak iradenin kontrolünde olmalıdır.Dil başka,fiiliyat başka olunca işte o zaman kavramların içi boşalır ve anlamsız,sahteçilik üzerine bir yaşam ortaya çıkar.Tabi,buna yaşam denilebilir mi?...

    İyi olma kötü olma savaşında kim daha cesaretli ve olgun davranırsa kazanan O taraf olacaktır.

    Cehennem olmasa cennetin bir cazibesi olmazdı.Kötü olacak ki,iyi olamnın cazibesi olsun.

    Şu kısacık yaşamda iyi olanlardan olmayı niyaz ediyoruz,Rabbimizden...

    Dili ile söyledikleri yaşantısıNDA parallelik arzedenlere iyi veya kötü, selam olsun.

    Kötü olana hidayet,iyi olama yolundakine selamet diliyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • kamıl dural / 19 Ocak 2008 Cumartesi 08:41

    insan hem şeytandır hemde melek

    Yanıtla (0) (0)