KAFAMA TAKILANLAR
Değerli dostlar ; sosyal medya paylaşımlarında hayırcıların gerekçelerine baktığımızda, rejim değişiyor, Cumhuriyet elden gidiyor teraneleri ön planda.
Oysa, halk oylamasına sunulacak yasa tekliflerini incelediğinizde, bunun böyle olmadığını göreceksiniz. Zira, rejimle alakalı ve üniter yapıyla ilgili anayasamızın ilk dört maddesi olduğu gibi duruyor, dokunulmuyor.
Gelelim cumhuriyet elden gidiyor teranelerine.
Cumhuriyet neydi, halkın kendi kendini idare etmesi, egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olması, halkın iradesini esas alan bir yönetim biçimi. Şimdi bu tarife itiraz var mı, yok. Çünkü bu tanım anayasal tanım.
Yine bu hayırcı cephe, reisicumhur için diktatör yakıştırması yaparak, bu tarz politikalarıyla halkı etkilemeye çalışıyor.
O halde şöyle geçmişe bir dizi yolculuk yapalım. Yukarıdaki tarife ak parti hükümetleri mi uymuş, diğerleri mi siz karar verin.
Ak Parti kurulduğu günden itibaren, halkın iradesiyle seçimle iş başına gelmiş,her seferinde halkının teveccününü kazanmış, yine her seferinde oylarını artırarak iktidar olmuştur.
Girmiş olduğu bütün seçimleri referandumları halkın oylarıyla kazanmış bir lidere diktatör yakıştırması neyle, hangi demokratik anlayışla izah edilebilir.
Ak Parti hükümetlerinden önceki hükümetler, cumhur başkanlarını meclis seçerken, yasanın yürürlükte olmasına rağmen Ak parti hükümetlerine 367 dayatmasını hangi demokratik anlayışıyla izah edebiliriz. Referandum; sistemin tıkanması halinde devreye sokulan demokratik bir yapıdır. Yani hakem olan milletin onayına gitmektir. Sayın Cumhurbaşkanımız da o dönemde seni Cumhurbaşkanı yapmayacağız diyen dönemin hayırcı zihniyetine rağmen, referandum yoluyla halka giderek, Cumhuriyet tarihinde bir ilki gerçekleştirmiş, halkın oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmuştur.
Şimdi bütün bunlardan sonra diktatör sayın Cumhurbaşkanı mı, yoksa önüne her türlü antidemokratik üsüllerle takoz olan diğerleri mi.?
1946 Seçimlerine kadar tek parti yönetimiyle ülkeyi idare edenler, halkın önüne sandık koyarak açık oy gizli tasnif uygulamalarını yapanlar ne zamandan beri cumhuriyetçi oldular. 1946 dan sonra çok partili sisteme geçildiğinde, bu zihniyetin esaretinden kurtulan halk, Menderes'i iktidara taşıyarak rahat bir nefes aldı. Lakin sözde demokrasi havarileri ve cumhuriyetçiler halkın oyuyla seçilemeyeceklerini anlayınca antidemokratik üsüllerle, darbe çığırtkanlıklarıyla mevcut iktidarı düşürerek, dönemin başbakanı Adnan Menderes'in idamına sebep oldular.
Ak Parti iktidarlarına kadar, sürekli darbelere maruz bırakılan ülkemiz, Cumhuriyet 'le yöneltilmiş oluyor, lakin Cumhuriyet 'in ve demokrasimizin bütün kurallarını bihakkın kullanan ak parti hükümetine ve onun Cumhurbaşkanına diktatör diyeceksiniz..Hadi ordan....
Demokrasilerde milletin iradesi esastır. Milletten niye korkuyorsunuz. Sonuçta sandık milletin önüne gelecek. Söz de, karar da milletindir. Hmm anladım, millet 'le alay ederseniz, millet için koyun yakıştırması yaparsanız, makarnacı, kömürcü, bidon kafalı derseniz, tabiki korkarsınız, lakin korkunun ecele faydası yoktur.
Bu milletin inancıyla, yaşam kültürüyle barışık olacaksınız. Alay etmeyeceksiniz. Bu millet kendinden olanı sever.
Şimdi, yeniden tam bağımsız büyük Türkiye için, sözde korktuğunuz, gerçek Cumhuriyet ve gerçek demokrasi için, 15 temmuz işgalcilerine ve ağababalarına hesap sormak için EVET, EVET EVET... Rabbim birliğimizi, dirliğimizi, bütünlüğümüzü bozmasın. Kahraman ordumuza, emniyet güçlerimize, milletimize güç kuvvet versin. Amin ecmein. Selam ve dua ile..
YAZIYA YORUM KAT