1. HABERLER

  2. YURT VE DÜNYA

  3. Kanadoğlu, Susurluk'u böyle örttü
Kanadoğlu, Susurluk'u böyle örttü

Kanadoğlu, Susurluk'u böyle örttü

Son dalgada evi aranan Sabih Kanadoğlu, Susurluk'un üstünü böyle örttü..

A+A-

Kanadoğlu, Susurluk'u örttü mü, cezalandırdı mı?
Yargıtay, Şahin'in 6 yıla mahkum edilmesiyle ilgili mahkeme kararını 'eksik soruşturma' gerekçesiyle bozmuştu. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Korkut Eken'in avukatının 'müvekkilinin kayıp silahlarla ilgili gizli oturumda açıklama yapacağına' ilişkin talebinin yerine getirilmemesini, Susurluk çetesinin eylemi olduğu iddia edilen Ömer Lütfi Topal cinayetiyle ilgili davanın sonucunun beklenmesini istemişti.

Dönemin Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bozmaya itiraz etti ve yerel mahkemenin verdiği kararın onanmasını istedi. Aslında dosya bozulsa ve gizli celse yapılsa Korkut Eken'in Susurluk'un kayıp silahlarını açıklaması, Topal cinayetinin de Susurluk'a bağlanması ihtimali vardı. Topal cinayeti Susurluk'a bağlansa sanıklar ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanacaktı. Sadece çete suçundan yargılanıp 6 yıl cezayla kurtuldular. Ayrıca, Kanadoğlu bozma kararına itiraz ettiğinde, zamanaşımı süresinin dolmasına tam 3 yıl vardı.

3 Kasım 1996'da Susurluk'taki kazayla başlayan süreç 12 Şubat 2001'de İbrahim Şahin, Korkut Eken ve Sami Hoştan'ın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı ile sonuçlandı. Dava sürerken mahkeme başkanı Sedat Karagül görevden alındı, yerine Metin Çetinbaş atandı. Yüzlerce klasörden oluşan davayı iki ayda karara bağlayan Çetinbaş, Ergenekon terör örgütü davasında yeniden kamuoyunun karşısına çıktı. Bu kez Kemal Alemdaroğlu, emekli Albay Hüseyin Vural ve Engin Aydın'ın avukatı olarak.

Susurluk davasıyla ilgili soruşturma aşamasında Ömer Lütfi Topal cinayeti gibi birçok olay davaya konulmadı. Sanıklar sadece çete suçundan yargılandı. Başsavcı Kanadoğlu, Yargıtay Ceza Kurulu'na gönderdiği dilekçede, "TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu raporu, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı teftiş kurullarının çalışmaları ne yazıktır ki, toplumun olayın çözülmesi istemlerini karşılayamamış ve sorun, devletin bütün kurumlarını yıpratacak boyuta ulaşmıştır." dedi. Gizli duruşmaya karşı çıkan Kanadoğlu, ilginç bir gerekçe ileri sürdü: "Açıklama yaptıkları bir an için kabul edilse dahi atf-ı cürüm teşkil eden bu beyanların kanıtları araştırılacak, cumhuriyet savcısının hazırlık soruşturmasının sonucu beklenecek, o mevkuf sanıklar hakkında dava açılırsa davalar birleştirilecek ve birlikte görülecektir. Bu kadar varsayımın sonucu olarak sanıkların zamanaşımı süresinin tahakkuku ile cezasız kalmaları kaçınılmaz bir biçimde ortaya çıkacaktır."

Sabih Kanadoğlu, 8. Ceza Dairesi'nin 24 Ekim 2001 günü verdiği bozma kararının kaldırılmasını ve dosyanın esastan incelenmek üzere yine aynı daireye gönderilmesini talep etti. Nitekim Kanadoğlu'nun itirazını Yargıtay Ceza Genel Kurulu kabul etti ve dosya Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne gitti. Daire de, 15 Ocak 2002'de Susurluk davasında verilen mahkumiyetleri oybirliği ile onadı. İstanbul 6. No'lu DGM, sanıklardan İbrahim Şahin ve Korkut Eken'i 6'şar yıl, Oğuz Yorulmaz, Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Abdulgani Kızılkaya, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Yaşar Öz, Ali Fevzi Bir, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı'yı da 4'er yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Susurluk süreci bu şekilde son buldu.

Haluk Kırcı'nın avukatı: Eken,açıklama yapacağını söylemişti

Haluk Kırcı'yı Susurluk davasında savunan avukat Hüseyin Ayan, Korkut Eken'in avukatının dava sürecinde gizli celse talebinde bulunduğunu doğruluyor. Eken'in yapacağı açıklamaların devletin güvenliğine ilişkin olduğunu, bu nedenle gizli duruşma talep edildiğini belirtiyor. Susurluk kararını kendisinin de temyiz ettiğini anlatan Ayan, "Eğer Yargıtay'ın bozma kararı uygulansa ve dosya tekrar mahkemeye gelse Eken açıklama yapacak mıydı, bilemeyiz. Ama bu konuda talepleri oldu." diyor.

'Şemdinli gibi olmaya mahkûm' açıklamasında bulunmuştu

Sabih Kanadoğlu, bugünlerde Susurluk davasındaki tavrıyla tartışılıyor. Yargıtay'ın 'usulden bozma' kararına itiraz etmiş ve İbrahim Şahin ve Korkut Eken'in sadece 6 yıl ceza almasını sağlamıştı. Aynı isim, Susurluk soruşturmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, davanın 'Türkiye'nin temiz toplum özleminin simgesi haline geldiğini' söylemişti. Ergenekon iddianamesinde, Susurluk'la Ergenekon arasındaki bağa işaret ediliyor: "20. yüzyılın sonlarına doğru Susurluk'ta meydana gelen bir trafik kazası ile ülkemizdeki bu kanlı örgütün kapıları kısmen de olsa aralanmıştır. Fakat örgütün o dönemdeki etkinliği ve gücü nedeniyle yeterince derinleştirilememiş, sadece buz dağının görünen yüzü aydınlatılmış ve örgüt amaçları doğrultusunda karanlık eylemlerine devam etmiştir." Ancak Kanadoğu, Ergenekon soruşturmasını sürekli küçümsüyor. Almanya'da Hessen Atatürkçü Düşünce Derneği'nin 14 Nisan 2008'de düzenlediği konferansta Ergenekon soruşturmasıyla ilgili konuşmuştu. İddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten atılmasıyla sonuçlanan Şemdinli davasını hatırlatarak, "Ergenekon soruşturması Şemdinli gibi olmaya mahkum." demişti.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
1 Yorum