Anlamsız tartışmalarla günlerimizi kaybediyoruz.
Kadınlarının yüzde yetmişinin başörtüsü kullandığı bir memlekette bunu kanun gücüyle yasaklamak ülkeye ne fayda sağlar?
Efendim biz Anadolu insanının başına taktığı örtüye saygılıyız!
O zaman sıkıntınız ne?
Türban mı?
Türbanı bu ülkenin gündemine sokanlar, başörtüsüne karşı cephe alanlar değil mi?
Kenan paşanın, örnek örtünme diye türbanı üniversitelerde model olarak önerdiğini geçen hafta İhsan Doğramacı açıkladı.

Efendim hükümet başörtüsünü kaşıyormuş...
Ülke din eksenine kayıyormuş...
Kurumlarda bir bir kadrolaşma varmış…
İnsan bazen bir yerlerde hasbelkader oturanların bu ülkeye nereden geldiğini merak ediyor.
Din bu ülkenin geleneğinde tartışılmaz bir müessesedir.
Meyhaneden çıkmış bir sarhoşa gidin din aleyhinde bir kelime söyleyin o dahi size karşı çıkar.
İnsanlar dinden uzak bir hayat sürseler bile bu ülkede dine laf söyletmezler.
Biz biliriz ki bu coğrafyada her şeye rağmen hala ayakta durabiliyorsak bunun kökeninde inanç bağımızın kuvveti vardır.
Biz buradan şu sonucu çıkarırız: Birileri kalkıp dini karşısına alamıyor, egolarını dini değerleri hafife almak suretiyle gideriyor.
Aşırı dinci kelimesini icat edenlerin, aşırı dinsiz olma ihtimallerinin mutlaka araştırılması lazım!
Efendim başörtüsüne karşı değilmişiz de türbana karşıymışız.
Dine karşı değilmişiz de 'Allah’ın selamı üzerine olsun' diyene 'Merhaba' dermişiz.
Bu ne küstahlık, bu ne tavırdır.
Milli mücadele sırasında camilerde hutbe bile okuyan Atatürk’ün ilkelerini istismar ederek inanç konusunda polemiklere girenlerin derdi nedir?

Başörtüsüne karşı çıkan Sayın Baykal, seçim otobüsünde türbanlı kadın fotoğrafından rahatsız olmaz…
Başörtülüleri yarasalara benzetecek kadar ileri gidebilen bir Mesut Yılmaz seçmene başörtüsü dağıtmaktan gocunmaz…
Ama eşi örtülü bir Başbakan mecliste başörtüsü çalışması yaparsa istismar olur! 
Tasarıyı birlikte hazırlayan parti de, seçimden önceki ikiyüzlü destekçileri tarafından şimdi Me Ha Peh Peh Peh olur!

Bırakın insanların kılık kıyafetleriyle uğraşmayı da herkes istediği gibi yaşasın. Müslümanlar kız çocuklarını okula göndermiyor diyen siz değil miydiniz?
Bir başörtüsünden dolayı bu kadar insanın okuma özgürlüğü kısıtlandı.
Demek ki sizin derdiniz başka…

Okulda bir bayan öğretmen başını örterse kıyamet kopar.
Ama okulun hademesi başörtülü olursa kimsenin sesi çıkmaz.
Akıllarınca 'Müslümanlık alt tabaka insanların dinidir' demek istiyorlar.
Yapılan hakaretlere gösterilen tahammül, bazılarına deli cesareti veriyor ve her geçen gün insanların inançlarını tartışma konusu yapıyorlar.
İslami değerleri paçavra yapıp, mübarek isimleri komedi filmlerinde alaya alarak yüceleceğini sananlar, bu ülkede dinini yaşamayı unutmuş insanları uyandırmaya aracı oldular aslında.
İstemeden de olsa bir milleti uyandırdılar…

Türkiye’nin hali devekuşlarıyla avcıların hikayesine benziyor.
Yüzlerce devekuşu, karşılarında avcıları görünce başlarını kuma sokmuşlar.
Avcılar da “Vay be… Bir anda yüzlerce deve kuşu nereye kayboldu yahu!” demişler…

Bu ülkeye Müslümanlık yeni gelmiyor.
Bu ülkede ilk defa başörtüsü takılmıyor.
Bu ülkede namaz niyaz yeni başlamadı.
Olaya karşı çıkanlar işin hangi tarafından bakıyorlar bilmiyorum ancak bu ülkede Kuran’ı Kerim dersi olan İmam Hatip lisesinde bile öğrenciler başını örtememektedir...

Başörtüsü tartışmalarının hararetlenmesi kimseye bir fayda sağlamaz.
Başörtüsü bu ülkede yakın zamana kadar problem değilken, var olan haklar sudan hikâyelerle elden alınmıştır.
Şu anda verilen mücadele alınan hakların iadesiyle, yani kısıtlanan özgürlüklerle ilgilidir.
Burada, özgürlüklere karşı çıkabilme riskini göze alanlar, siyasi geleceği adına bu duruma sebep olanlarla aynı sonu yaşamaya da hazır olmalıdırlar!