Kınalızâde’nin Ahlâk Eğitiminden Örnekler
Günlük koşuşturmalar içinde çoğu zaman kendimizi unutur gideriz. İnsanın kendini unutmasından daha büyük bir cürüm, kayıp olabilir mi?
16. Yüzyılda yaşamış Kınalızâde Ali Efendi’nin (1510 – 1572) “Ahlâk-ı Alâî” (Yüce Ahlâk) isimli ünlü eserinden söz etmek istiyorum. Evrensel doğrularla yazılan eserler her dönem için geçerlidir.
Ahlâk Eğitimi ve Kınalızâde Ali Efendi:
Kınalızâde’ye göre insanın amacı mutluluktur. Ancak insanın mutluluğu bedenin değil, ruhun mutluluğudur. Ruhun mutluluğu kişinin Allah’a yaklaşması ile mümkündür. Ruhun ebedi mutluluğu marifet ve iman ile buna uygun bir hayatla mümkündür. Bunun için insan önce batıl inançlardan, basit ve karmaşık cehaletlerden sıyrılmalıdır. Ardından yararlı ilimleri ve doğru inançları öğrenmelidir. Ona göre doğru inanç sünnet üzere yaşamaktır.
Toplumun düzenini siyasi sistemin düzgün olmasına bağlar. Kınalızâde, devlet adamları başta olmak üzere, aile yaşamı, toplum düzeni konularında ahlâkî ilkeler çerçevesinde eğitici öğeler verir.
Çirkin davranışlı kötülerle arkadaşlık etmek ve onların boş konuşmalarının haram olduğunu ifade eder. Eserinde bilgisizlik, öfke, kendini beğenme, övünme, şaka, kibir, istihza (alay etmek), vefasızlık, haksızlık yapmak, rekabet, korku, ölüm korkusu, tembellik, haset, üzüntü, cimrilik, riya gibi daha birçok ahlâkî ve ruhsal hastalıkların sebepleri ve tedavi yolları hakkında bilgi verir.
Kınalızâde’nin üzerinde durduğu önemli konulardan birisi aile yaşamı ve çocuk eğitimi (terbiyesi) dir. Çocuk terbiyesinin doğmadan önce başladığına dair tespitleri dikkate şayandır. Neslin devamı ve çocuğun iyi bir şekilde eğitilmesini öncelikle iyi bir eğitime bağlar. Bunun da dindar, ahlâklı, asaletli ve iyi huylu kadınla evlenmekle mümkün olacağını savunur. Annesinin maddi ve manevi beslenmesinin çocuk terbiyesi üzerindeki önemini vurgular. Helâl ve sağlıklı beslenme üzerinde durur. Çocuğun terbiyesinde anne ve baba ile çevrenin etkisinin önemine özellikle vurgu yapar. Çocuğun başıboş bırakılmaması gerektiğinin üzerinde önemle durur.
Çocuk eğitim çağına geldiği zaman anne ve babası tarafından temel dini bilgilerin öğretilmesi, namazın telkin edilmesi gerektiğini ifade eder. Çocuğun yeteneği yönünden yönlendirilmesini önemle vurgular. Çocuğu yetiştiren öğretmenin iyi, dindar, akıllı, takvalı ve güzel huylu olmasını savunur.
Çocukların baba ve anneden kalacak mirasa güvenerek eğitimden, sanat öğrenmekten uzak durmaması gerektiğini ısrarla belirtir.
Kınalızâde’nin Devlet Adamlarına Öğütleri:
İktidarın ve istikrarın devamlılığı adalete bağlıdır. Ona göre devlet başkanlığı Allah’ın bir lütfu ve hediyesidir. Onun için bu bahtiyar kimsenin Allah’a şükretmesi ve adaleti icra etmek hususunda Şeriat sahibi Resulullah’a (AS) uyması gerekir. Uymazsa hem kendine hem de toplumuna zulmetmiş olur.
Kınalızâde’ye Göre Devlet Adamlarında Bulunması Gereken Yedi Özellik:
- Yüksek gayeli olmalıdır. Devletini korumalı, din ve devlet düşmanlarını ortadan kaldırmak, en önemlisi Şeriat zirvesini ve Ehl-i Sünnet kubbesini yükseltip güçlendirmek birinci görevi olmalıdır.
- İsabetli düşünceli olmalıdır. Eğer tecrübe sahibi değilse tarih kitapları okuyarak geçmişte yaşanan hatalara düşmemelidir.
- Azim ve kararlı olmalıdır: Bir işe karar verdikten sonra o işi mutlaka bitirmelidir.
- Musibetlere karşı sabır ve tahammül göstermelidir.
- Varlıklı olmalıdır. Yönettiği halkın malına, mülküne tamah etmemelidir. Devlet hazinesini zengin / dolu tutmalıdır. Müsrif ve cimri olmamalıdır.
- Uygun asker ve itaatkâr tebaa sahibi olmalıdır. Askerler, üst düzey bürokratlar devlet başkanına itaat etmezse devlet sistemi bozulur.
- Soy ve asalet sahibi olmalıdır. Asil bir soydan gelmek devlet düzeni için bir zorunluluktur.
D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci
YAZIYA YORUM KAT