1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. KUL HAKKI YİYENLERE
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

KUL HAKKI YİYENLERE

A+A-

                 Kul hakkı yemek, başkalarının haklarına musallat olmak büyük günahlardandır. Allahın merhameti sonsuzdur. Ancak; Allah kullar arası hakları yine ancak kulların affedebileceklerini buyurmaktadır. Bu buyruk çok derin anlamlarla yüklüdür. Bu demektir ki, her şeyin yaratıcısı olan Allah bile kullar arsında ki hak, hukuk terazisine müdahale etmemektedir. Onun nezdinde her kul eşit haklara sahiptir. Hiçbir kimsenin günah işlemek veya başkalarının başına musallat olma gibi bir hakkı yoktur. 

                 Yüce Allah faizi ve rüşveti haram kılmıştır. Buna rağmen kullar bu konularda kendi çıkarlarınca içtihatlar geliştirmiş ve bu iki önemli haramı ifade eden kavramların içlerini boşaltmışlardır. Siz eğer, faizin adını kar payı, rüşveti de dost ikramı olarak anlar veya yorumlarsanız, kendi adınıza kendi günahlarınızı yok saymış olursunuz. Böylesi bir durumun ucu Allah korusun şirke kadar uzanır. 

                 Bugün bu memleketin insanları, boğazlarına kadar faize veya rüşvete maalesef boğulmuş bulunuyor. Siyası rüşvet ayyuka çıkmış, her türlü kul hakkı çiğnenir olmuştur. Dün onlar yandaşlarına nimet veya makam dağıttılar, bugünde bizim hakkımızdır demek; onlar çaldıysa, bizimde çalma hakkımız vardır demeye benzer. Bundan dolayıdır ki, ben veya bizimkiler merkezli bir dünya anlayışı bütün sosyal adaletsizliklerin veya beşeri katliamların kuluçka makinesi gibidir. 

                 Kendi malından bile başkalarına verirken bunun bir ölçüsü vardır. Devletin imkanlarını dağıtıyorsan benzer konularda çok daha adil olmak zorundasın. Devletin malı herkesin ortak malıdır. Ortak olan bir malı keyfince yandaşlarına peşkeş çekemezsin. Makamları dağıtırken, işi yandaşına değil de, o işi ehline verdiğin zaman doğruyu yapmış olursun. Bizden önceki iktidarlar hep kendi kadrolarını işe yerleştirdiler, ş,imdi de sıra bizimkilerde dediğiniz zaman öncekilerden hiçbir farkınız kalmaz. 

                 Bir toplumda adalet terazisi yanlı tartmamalıdır. Adalet terazisinin taraflı tarttığı toplumlarda kul hakkı günahı zirve yapar. Dün bu memlekette bu günah çokça işlendi, bugünde benzer şekilde işlenmektedir. Yetimin hakkı yenmekte, mazlumlar zalimlerin merhametine terk edilmiş durumdadır. Güçlünün güçsüzü ezdiği, zenginin fakiri sömürdüğü, yalancıların doğruyu söyleyenleri korkutup sindirdiği toplumlarda haktan veya hakkaniyetten bahsedemezsiniz. 

                   İşi ehline vermek varken, makamları yandaşlarına peşkeş çekenler bunun hakkını nasıl vereceklerini neden hesap edemezler. Nasıl olurda doktor varken kasapların eline neşteri verirsiniz. Nasıl olurda dar gelirli insanları Bankaların soygun alanına mahkûm edersiniz. Nasıl olur da, çalışanları patronun kölesi durumuna sürüklersiniz. Nasıl olurda bir onbaşıyı bir binbaşıya komutan edersiniz. Bütün bunlar kul hakkı değil de nedir acaba? 

                   Siyası güç bende, dilediğimi canım istediğine dağıtırım demek inanan bir insanın kendisine hak olarak görebileceği bir davranış şekli değildir. Kimin malını, ne hakla kime veriyorum sorusunu her inanan insan kendisine sormak zorundadır. Kendisine bir makam teklif edilen kişi de kendi egosuna yenik düşmeden, acaba ben bu yükü kaldırabilir miyim sorusunu mutlaka kendisine sormalıdır. Nasıl ki her hangi bir insan, kendi çocuklarının hakkı olan mal varlığını toptan size devretmek istediğinde o ikramı kabul edemezseniz, birçoklarının hakkı olan ve sırasını bekleyen yetişmiş insanların sırasının önüne geçmek isteği de bir nevi kul hakkıdır. Bana bugün, gel seni falan Hastaneye cerrah olarak atayalım deseler,  emin olun ki ürperirim. Benim ürpermem bir yana, şifa bekleyen hastalara da yazık etmiş olurlar. 

                Bizler kul hakkı derken, birilerinin cebinde ki üç kuruşunu cebellezi etmek şeklinde anlarsak veya bunu maddi değerlerle sınırlarsak çok ciddi bir kavram ve anlam kargaşasına yem oluruz. Böylesi bir değerlendirme sonunda büyük günahlara düşeriz. Haksız yere insanlara iftira atıyorsan, haksız yere insanların huzuruyla oynuyorsan, haksız yere insanların özellerini deşifre edip siyası çıkar malzemesine dönüştürüyorsan vallahı da billahi da yatacağın yer yoktur. Allah cümlemize kul hakkından uzak kalma şuuru nasıp eder inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
12 Yorum
  • Seyfullah FIRAT / 17 Şubat 2013 Pazar 19:30

    Maalesef. Herkes anlamak istediği gibi anlamaya devam ediyor. Biz yıllardan beri bu hastalığı işaret edip duruyoruz. Bu Hastalık tedavisi zor bir illet. Bu hastalığın adı zihinsel olarak kuşatılmış olmaktır. Bir de işin içerisine ilimli İslam karışınca iş içinden daha da çıkılmaz hallere geliyor. Her zorluğu aşan bu milletin evlatları bu zorlukları da aşar bir gün. Bu memlekette bölücü ihanet odaklarını Kürt milliyetçiliği diye ambalajlayıp Türk Milliyetçiliğine kıyaslayan ve sonrada ikisini de ayakları altında alanlar oldukça fazla söze gerek kalmadı sanırım. Ben Türküm ve Türk Milliyetçisiyim. Bana hakaret edecek kişi nemrutta olsa korkmam, babamda olsa saygı duymam. vesselam. Herkesin edebini koruması lazım. Herkesten büyük Allah var.

    Yanıtla (0) (0)
  • Güldüm / 17 Şubat 2013 Pazar 15:27

    Meramınızı Türkçe anlatamadınız mı? Sizin yazdıklarınızı Merkez Camisinin İmamı her vaazda söylüyor.
    Konunun özüne girmeye gerek yok. Sen ne yazarsan yaz herkes anlamak istediğini anlıyor Seyfullah Bey.

    Yanıtla (0) (0)
  • Münfail / 16 Şubat 2013 Cumartesi 19:31

    Dört gündür yazıya bakıyor yorumları okuyor ve ne yazayım diye düşünüyorum. Nihayet karşımda yakın tarihi çok iyi bilen bildiği için de “suçsuz yere idam edilen vatan sevdalılarını” (!) hatırlatan ve büyük din bilgini oluğuna inanan din adamları vardır kolay değil bu insanlarla tartışmak. Büyükler “bilginin yanında dilini, arifin yanında kalbini tut” demişler. Öyle şeyler yazmak gerektir ki, kişi bilmediğini kulaktan dolma şeylerle hüküm kurduğunu anlasın. Ve doğruyu bulsun. Sonuçta şair Eşref’in şu dörtlüğünü yazmak geldi içimden;
    Seni tekfir eder mutlak, desen dünya yuvarlaktır,
    Döner dünya, o dönmez, çünkü sabittir inadında.
    Sorulsa hace-i dânâ, Selanik nerdedir bilmez,
    Bilir amma ki, kaç tüy var Cibril’in kanadında.

    Yanıtla (0) (0)
  • ALİ GÜNAY / 14 Şubat 2013 Perşembe 05:50

    Nedense ulema takımı mı diyeyim, dini ibadetlerimizin uygulanmasını sağlayan ımam, vaaz ve hocaları mı bilmem hiç bu konuda bahsetmezler. İnsanları bu kadar elzem ve öneme sahip bir alanda aydınlatmazlar ya da gereği gibi yapmazlar. Burası beni düşündürüyor ve üzüyor.
    Sayın Fırat yazınızı bu açıdan önemsiyor, hisse almak isteyenlerin yararına olmasını dilerim. Saygılarımla

    Yanıtla (0) (0)
  • VEYSEL ATACAN / 13 Şubat 2013 Çarşamba 18:06

    İNNELLAHE YE'MURUKUM EN TUEDDUL EMANATİ İLA EHLİHA VE İZA HAKEMTUM BEYNEN NASİ EN TAHKUMU BİL ADL, İNNELLAHE NİİMMA YEİZUKUM BİH, İNNELLAHE KANE SEMİAM BASİRA.
    ALLAH, SİZE, EMANETLERİ MUTLAKA EHLİNE VERMENİZİ VE İNSANLAR ARASINDA HÜKMETTİĞİNİZ ZAMAN ADALETLE HÜKMETMENİZİ EMREDİYOR. DOĞRUSU ALLAH, BUNUNLA SİZE NE GÜZEL ÖĞÜT VERİYOR! ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH, HAKKIYLA İŞİTENDİR, HAKKIYLA GÖRENDİR.
    VALLAHU FADDALE BA'DAKUM ALA BA'DİN FİR RİZKİ FEMELLEZİNE FUDDİLU Bİ RADDİ RİZKİHİM ALA MA MELEKET EYMANUHUM FE HUM FİHİ SEVA', EFE Bİ Nİ'METİLLAHİ YECHADÛN.
    ALLAH, RIZIK KONUSUNDA KİMİNİZİ KİMİNİZDEN ÜSTÜN KILDI. ÜSTÜN KILINANLAR, RIZIKLARINI ELLERİNİN ALTINDAKİLERE VERMEZLER Kİ RIZIKTA HEP EŞİT OLSUNLAR. ŞİMDİ ALLAH’IN NİMETİNİ Mİ İNKÂR EDİYORLAR?
    MA EFAALLAHU 'ALA RASULİHİ MİN EHLİLKURA FELİLLAHİ VE LİRRASULİ VE LİZİLKURBA VELYETAMA VELMESAKÎNİ VEBNİSSEBİLİ KEY LA YEKUNE DULETEM BEYNEL'AĞNİYAİ MİNKUM, VE MA ATAKUMURRESULU FEHUZUHU VE MA NEHAKUM 'ANHU FENTEHU VETTEKULLAH, İNNALLAHE ŞEDİDUL'İKÂB.
    ALLAH’IN, (FETHEDİLEN) MEMLEKETLERİN AHALİSİNDEN SAVAŞILMAKSIZIN PEYGAMBERİNE KAZANDIRDIĞI MALLAR; ALLAH’A, PEYGAMBERE, ONUN YAKINLARINA, YETİMLERE, YOKSULLARA VE YOLDA KALMIŞLARA AİTTİR. O MALLAR, İÇİNİZDEN YALNIZ ZENGİNLER ARASINDA DOLAŞAN BİR SERVET (VE GÜÇ) HÂLİNE GELMESİN DİYE (ALLAH BÖYLE HÜKMETMİŞTİR). PEYGAMBER SİZE NE VERDİYSE ONU ALIN, NEYİ DE SİZE YASAK ETTİYSE ONDAN VAZGEÇİN. ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKININ. ŞÜPHESİZ, ALLAH’IN AZABI ÇETİNDİR.
    SEMMAUNE LİL KEZİBİ EKKALUNE LİS SUHT, FE İN CAUKE FAHKUM BEYNEHUM EV A'RİD ANHUM VE İN TU'RİD ANHUM FE LEY YEDURRUKE ŞEY'A, VE İN HAKEMTE FAHKUM BEYNEHUM BİL KİST, İNNELLAHE YUHİBBUL MUKSİTÎN.
    ONLAR, YALANI ÇOK DİNLEYEN, HARAMI ÇOK YİYENLERDİR. EĞER SANA GELİRLERSE, İSTER ARALARINDA HÜKÜM VER, İSTER ONLARDAN YÜZ ÇEVİR. ONLARDAN YÜZ ÇEVİRECEK OLURSAN, SANA ASLA HİÇBİR ZARAR VEREMEZLER. EĞER HÜKMEDECEK OLURSAN, ARALARINDA ADALETLE HÜKMET. ÇÜNKÜ ALLAH, ÂDİL DAVRANANLARI SEVER.
    YA EYYUHELLEZİNE AMENU KUNU KAVVAMİNE LİLLAHİ ŞUHEDAE BİL KİST, VE LA YECRİMENNEKUM ŞENEANU KAVMİN ALA ELLA TA'DİLU, İ'DİLU, HUVE AKRABU LİT TAKVA, VETTEKULLAH, İNNELLAHE HABİRUM Bİ MA TA'MELÛN.
    EY İMAN EDENLER! ALLAH İÇİN HAKKI TİTİZLİKLE AYAKTA TUTAN, ADALET İLE ŞAHİTLİK EDEN KİMSELER OLUN. BİR TOPLUMA OLAN KİNİNİZ, SAKIN HA SİZİ ADALETSİZLİĞE İTMESİN. ÂDİL OLUN. BU, ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINMAYA DAHA YAKINDIR. ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKININ. ŞÜPHESİZ ALLAH, YAPTIKLARINIZDAN HAKKIYLA HABERDARDIR.

    Yanıtla (0) (0)