Lise öğrencisi, vampir kelebeklere savaş açtı!
Karadeniz'i istila eden vampir kelebekle mücadelede akademisyenler çözüm bulamadı lise öğrencisi biyolojik çalışma başlattı!
Rize'de ve Doğu Karadeniz'de son 10 yıldır yaz aylarında etkili olan ve yörede 'Vampir Kelebek' olarak adlandırılan Ricania Simulans'ın evlerinde bıraktığı kiri temizlemekten bıkan 9. sınıf öğrencisi Büşra Aşar, bir arkadaşı ve öğretmeni ile birlikte 'Vampir Kelebeğe' biyolojik savaş açtı.
Doğu Karadeniz’in kanayan yarası haline gelen Ricania Simulans havaların ısınmaya başlaması ile bölgede yeniden gündeme gelmeye başladı. Söz konusu zararlılar yeşil bitkilere konarak özünü emiyor. Geceleri ise evlerde yanan ışığı gören bu zararlılar evleri istila ediyor. Geçmiş dönemlerde sürekli gündeme gelen ev istilalarından bunalan lise öğrencisi 16 yaşındaki Büşra Aşar da bu zararlı ile mücadele için bir çalışma başlattı.
Hasan Kemal Yardımcı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören 9. sınıf öğrencisi Büşra Aşar, Proje Öğretmeni ve aynı zamanda okulun biyoloji öğretmeni olan Meryem Makbul ve kendisi gibi 9. Sınıf öğrencisi olan arkadaşı Mehmet Ziya Türüt ile işe koyuldu ve zararlı kelebeklerle mücadele etmeye başladı. Annesi çalıştığı için ev temizliğinin kendisine kaldığını ve bu zararlılar nedeniyle evi günde 2-3 kez süpürmek, temizlemek zorunda kaldığını dile getiren Büşra Aşar, yetkilerden Doğu Karadeniz Bölgesi’nin feryadını duymalarını ve destek vermelerini istiyor.
Bir tanesi ile mücadele yerine 50 yumurta ile mücadele
Kelebeklerin ergenlerinin öldürülmesinin bir işe yaramayacağını bu nedenle yumurtalara müdahale edilmesi gerektiğini düştüklerini dile getiren Büşra Aşar, 1 ergenin ortalama 50 sağlıklı yumurta bıraktığını tespit ettiklerini belirterek “Önce incire 4 farklı çözücü uyguladık. Bu 4 farklı çözücü 24 ve 48 saatlik periyotlarla yumurtaya uyguladık. Yumurtaya uygulamamızın sebebi Doğu Karadeniz’de tek bir tane ergin kelebeğimiz yok. Biz bir tane ergin kelebeği yok edince diğer erginler yumurtlayacaktır ve tek seferde 50 yumurta bıraktığı için 50 tane kelebek dünyaya gelecekti. Biz de bu yüzden mücadelemizi yumurtalarından başladık” ifadelerini kullandı.
Yumurtaların rengi ve şekli bozuluyor
Kelebeklerin yumurtaları dalın üzerine bırakmadığını, dalın iç kısmına yerleştirdiğini ifade eden Aşar "Distürü dediğimiz araç ile dalın iç kesiminden bir kesit aldık. Bu bulduğumuz çözücüleri de dalın iç kısımlarına uyguladık. Tekrardan bir 24 saat ve 48 saatlik bir periyot bekledik. Bunun sonunda yumurtaları gözlem altına aldık. Tüm çözücülerimiz tabi ki olumlu sonuç vermedi. Aralarından 1 tanesi hariç. Yumurtanın dala giriş yerlerinde şekil ve renk bozukluğu yumurtalarda da yine şekil ve renk bozukluğu meydana geldi" diye konuştu.
Kelebek çayların dalında yanmasına sebep oluyor
Vampir kelebeklerin çay sezonu başlamadan yeşeren çay bitkisine de konarak bitkinin özünü emdiğini kaydeden Aşar "Bu durumun çayın dalında yanmasına sebep olduğunu ve çaydan bu nedenle verim alınamadığını yaptıkları araştırmalar sonunca ortaya çıkardıklarını dile getiren Aşar “Ben anne tarafından Pazarköylüyüm. Biz yazın çaylarımızı toplayamadan bu kelebekler çaylarımızın öz suyunu emiyor ve çaylarımız dalında yanmaya başlıyor” şeklinde konuştu.
"Günde 2-3 kere evi temizlemekten sıkıldım"
Annesi çalıştığı için temizlik işinin kendisine kaldığını ve vampir kelebekler yüzünden evi birden fazla temizlemek zorunda kaldığını dile getiren Aşar “Evde de çok oluyor. Benim annem çalışan bir bayan ve ev temizliği toplama işleri bana kalıyor. Kelebekler yüzünden günde en az 2-3 kere evi temizlemek zorunda kalıyorum. Artık sıkılmış durumdayım çünkü benim derslerim de var. Benim günüm çok yoğun geçiyor zaten. Bu proje hocamızın aklına gelmişti, biz de araştırmaya başladık. Projemizde olumlu sonucu da aldık” dedi.
"Daha önceki çalışmaların yetersiz olduğunu gördük"
Okulun biyoloji öğretmeni olan Meryem Makbul ise “Çalışmamızla yörede vampir kelebek olarak bilinen Ricania Sumlans için biyolojik mücadeleyi hedefledik. Çalışmamızda literatür taraması yaptık. Taramamızda incir bitkisinin hiç kullanılmadığını gördük. Acaba dedik neden olmasın? Çalışmamıza incir bitkisi ile devam ettik. İncir bitkisinden ekstratlar aldık ve kelebeğe uyguladık. Bizim Doğu Karadeniz bölgemiz için çok büyük bir problem haline gelmiş, verimi düşüren, tarımsal üretimi negatif yönde etkileyen bir zararlı için daha önceden yapılan çalışmaların da yetersiz olduğunu gördük ve biz burada bir çalışma geliştirelim diye düşündük” ifadelerini kullandı.
"İncir geçmişte böcek ve haşerelere mücadelede kullanılırdı biz de o yöntemi denedik"
Geçmişte incir fidanının böcek ve zararlı haşere ile mücadele için tarlaların yanında ekildiğini, hatta incir yapraklarının ise hasat gerçekleştirildikten sonra ürünlerin yanına, içine koyulduğunu öğrendiklerini dile getiren, proje ortaklarından Mehmet Ziya Türüt ise bu yöntemi Ricania Simulans’ın üzerinde denediklerini ve başarılı olduklarını dile getirdi. Tütüt “2016 yılında Türkiye’ye Gürcistan’ın üzerinden turunçgiller ve kivi fidanlarıyla Sarp Sınır Kapısı’ndan girip Marmara Bölgesi’ne kadar yayıldı. Bu süreçte bu aralardaki bölgelerde tarımsal faaliyetlerin düştüğünü herkes görüyor. Ricania Simulans ile biyolojik bir çalışma başlatmamızın sebebi, çay arazilerimizde, fındık arazilerimizde ve kivi fidanlarımızda verimin düştüğünü fark ettik. Verimin düşmesi üzerine bir araştırma başlattık. Araştırmalarımızın sonunda ise incirin kullanılmadığını fark ettik. Eskiden büyüklerimizin, dedelerimizin incir ağaçlarını tarlalarının yanına ektiğini ve incir yaprağını hasatların yanına koyduğunu fark ettik ve biz de inciri denedik” şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT