Rize bağımsız milletvekili ve eski Başbakan Mesut Yılmaz, kendisine yönelik 'Tantan Ergenekon'un peşine düştü, ancak Yılmaz engelledi' şeklindeki iddialara cevap verdi.

Yılmaz, iddiaların aksine devleti içeriden ele geçirmeye çalışan bu yapının ilk kez kendi başbakanlığı döneminde gün ışığına çıktığını iddia etti.

Yılmaz, bu tür illegal yapılanmaları ortaya çıkarmak için özel bir birim bile kurduğunu belirterek, "Ben o dönemde ancak bu kadarını yaptım. Bugün bu tür yapılanmalarla mücadele daha kolaydır." dedi.

Yılmaz, eski genel başkanlardan Nesrin Nas ile birlikte, ANAP Genel Başkanı Salih Uzun'u parti merkezinde ziyaret etti. Ziyarette gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, Türkiye'nin bugün her alanda kritik bir süreçten geçtiğini söyledi. Yılmaz, "Maalesef bu süreç hem siyaset, hem ekonomi hem dış politika hem de hukuk alanında yaşanmaktadır. Türkiye bir taraftan kabuk değiştirirken diğer yanda her alanı kapsayan bir krizi yaşamaktadır. Bunun sonunda çatlama tehlikesi de var, ama hepimizin istediği çağdaş bir hukuk devleti olma da söz konusudur." diye konuştu.


ANAP'TA GÖREV ALMAYA HAZIRIM

Yılmaz, hükümetin bağıra bağıra gelen bir ekonomiyi geç fark edip, yanlış bir teşhiste bulunduğunu iddia etti. Türkiye'nin tüm sorunlarını siyaset yolu ile aşmak zorunda olduğunu kaydeden Yılmaz, bunların aşılmasında yerel seçimlerin önemli bir fırsat olduğunu söyledi. Bunun iyi değerlendirilmesi ve Türk siyasetinin yeninden yapılanması için her türlü fedakârlığa hazır olduğunu vurgulayan Yılmaz, hiçbir kişisel hedefinin ve beklentisinin olmadığını, partide genel başkan olarak değil, tecrübe ve birikimlerini paylaşmak için olacağını ifade etti. Yılmaz, "12 sene genel başkanlık bir siyasetçi için yeterli. Ama sorumluluklarım var. Aşırı dengesiz bir siyaset ortamı görüyorum. Bunun giderilmesi için elimden gelen her türlü fedakarlığı yapmaya hazırım. Bundan sonra bize düşen görev genç ve enerjik ve donanımlı kadrolara yardımı olmaktır." şeklinde konuştu.


YASADIŞI YAPILARIN ÜZERİNE GİTTİM

Yılmaz, bir gazetecinin 'Tantan Ergenekon'un peşine düştü ancak Yılmaz engelledi' şeklindeki iddiayı hatırlatması üzerine, bunun ülkeyi karıştırmak isteyenlerin bir ürünü olarak gördüğünü söyledi. Yılmaz, söylenenlerin aksine Türkiye'de yasadışı yapılanmaların ortaya çıkması için en samimi ve en büyük mücadelenin ANAP döneminde kendi başbakanlığında verildiğini iddia etti. Bugün yargı önüne gelen konuların aslında o dönemde gün ışığına çıktığını savunan Yılmaz şöyle konuştu: "Her şey açık ve şeffaf yürütülmüştür. Öyle ki bu konuda ilk defa Başbakanlık Teftiş Kurulu aracılığıyla çok kapsamlı bir rapor hazırlattım. Bu raporu kamuoyuna da açıklamış, talep eden kurumlara da iletmiştik. Dolayısıyla on senelik bir gecikme ile yargı önüne gelen konular aslında o dönemde gün ışığına çıkmıştır."


ERGENEKON'U URA BENZETTİ

Mesut Yılmaz, Ergenekon'u devletin içindeki bir ura benzetti. Bu yapılanmayı o dönmede tespit ettiklerini, ancak dönemin şartlarında bunun tamamen ortaya çıkarmanın zor olduğunu kaydetti. Bu yapı için MİT ve emniyet görevlilerinden oluşan bir birim kurduğunu anlatan Yılmaz, "Bununla bağlantılı olan yasadışı örgütlerinin elebaşları yurtdışında yakalanıp adalete teslim edilmişlerdir. Bu çalışma o dönemde kamuoyunda rutin bir çalışma olarak algılanmıştır. Çok dikkatli e uzun süreli bir emeğin ürünüdür. Bunun için özel bir birim kurulmuştur. Çalışma mekânı ve örtülü ödenekten maddi imkân tanınmıştır. Bu özel ekibin çalışmasını bizzat kendim koordine ettim. Bugünkü sonuçlara ulaşıldı. Ama gözden kaçan bir şey var. Sanki Türkiye'de Susurluk gibi devletin içindeki bir urun tümüyle ortaya çıkarılması, devletin bundan arındırılması ve kurumların bu konuda aklanması sanki hepsi benden bekleniyor." değerlendirmesinde bulundu.


'O GÜN ANCAK BU KADAR YABİLDİM'

Yılmaz, o dönemin şartlarında karanlık ilişkileri ancak bu kadar aydınlatabildiklerini ileri sürdü. O dönemde kurumların bugünkü kadar işbirliğine açık olmadığını belirten Yılmaz şöyle konuştu: "O günkü ortamda kurumlar bu kadar işbirliğine açık değildi. Devlet için kurşun atan kurşun yiyenin bir birine karıştığı bir dönemdi. O ortamda ben bu kadarını gerçekleştirebildim. Ama niye her şeyi benim gerçekleştirmem bekleniyor? Bugün şartlar çok daha iyi durumda. Engelleyici şartlar ortadan kaldırılmıştır. Geçmişin bütün pislikleri artık daha kolay gün ışığına çıkarılabilir. Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşiyor. Türkiye bu karanlığı mutlaka aşacaktır."