MİLLETİNİ SEVMEK GÜNAH DEĞİLDİR!
Her milletin kendisine has bir kültürü, kendi dinamiklerinden beslenen bir yaşam biçimi vardır.
Her varlığın yaratıcısı olan yüce kudret elbette her yarattığı varlığa bir diğerinden farklı biçim vermiş ve farklı misyonlarla yüklemiştir.
Dünya merhaleler dengesindeki şaşmaz kurallardan bir tanesi de canlıların kendi başlarında bir denge unsuru olmalarıdır. Az olan çok olan karşısında, siyah beyazla mukayese edildiğinde, iyiyle kötü karşılaştırıldığında mükemmelin farkı ortaya çıkar.
Bir yerde az olan, başka bir yerde kendisinden eksik olanın yanında fazla, bir yerde iyi olan diğer bir yerde daha iyinin yanında daha az iyi görüntüsünde ortaya çıkar.
İnsanlık tarihine göz attığımız zaman, bazı kavimlerin Allaha yakın olduğunu, bazı kavimlerin de haktan uzak durduğunu tespit ediyoruz. Söz konusu yakın veya uzak duruş görüntüleri genele şamildir. Söz konusu toplumlar içinde müstesnalar olsa da bu durumlar genele şamil kılınmaz ve yorumlanamaz.
Türk milletinin geçmişine baktığımız zaman, şükürler olsun ki, bu millete mensup olan herkesin yüzünü ağartacak kadar fazlalıklara ve güzelliklere sahip olduğumuzu görürüz. Bu toplumun inanmış bireyleri olarak bizler bu artılarımızı belki onur ve şükür meselesi kabul edebiliriz ama asla gurur ve kibir malzemesi etmeyiz ve edemeyiz.
Yüce dinimiz kibirlenmeyi, böbürlenmeyi, olduğunuzdan farklı görünmeyi mubah olarak telakki etmez. Ancak yüce dinimiz mütevazilik adına silikleşmeyi, örnek taraflarımızı görmeden gelmeyi, moral ve motivasyon kaynaklarımızı inkar etmeyi telkin etmez.
Nasıl ki fazla böbürlenmek hoş değilse, çok fazla silikleşmekte hoş değildir. İfrata ve tefrite düşmeden kibir yerine vakarı, böbürlenme yerine değerimizi bilmeyi bilmemiz gerekmektedir.
Nasıl ki kendisine öz güven duygusunu kaybedenler uzun soluklu koşulara çıkamazlarsa, kendi güzelliklerini unutanlar da yorulmadan ve ter atmadan yorgun düşerler. İnsanları başarılı veya başarısız, iyi veya kötü yapan gönül dilleridir. Gönül dili, gönüllerimizin zenginliği ve cesaretimiz nispetinde ortaya çıkar.
Gönülleri eskimiş veya yorgun düşmüş, motivasyon kaynakları unutturulmuş toplumların kaybettikleri güzelliklerini yeniden kazanmaları, kirlenen gönüllerini yeniden nurla yıkamaları hiç de kolay olmaz.
Biz inandığımız hayat felsefemiz gereği olarak, bahse konu ettiğimiz söz konusu hususlardan dolayı geçmişimize sahip çıkmayı, geçmişin üzerine geleceği inşa etmeyi on plana alırız. Bunun sosyolojik anlamda bu günkü adı milliyetçiliktir. Bu anlayışımızı ırkçılıkla itham etmeye kalkanların biraz daha insaflı olmalarını istemek ve dilemek hakkımızdır diye düşünüyorum.
Tarih bazı milletleri zalimlikleriyle, bazı milletleri de merhametli yanlarıyla kayda geçmiştir. Tarihin yaptığı bu ayrımı dillendirmek hiçbir zaman ırkçılık olamaz. Dinimizin Irkçılık tanımı yaparken;, yakınının, akrabanın küfrüne veya haksızlığına ortak olursan veya destek çıkarsan ırkçı olursun diyor.
Türk milleti, hayat serüveni; haksızlıklara karşı çıkmakla, zalimlere başkaldırmakla geçmiş ender milletlerdendir.
Bu güzel yanlarımızla onur duymak, bu günkü hoş olmayan halimizden yakınmak günah değil bizzat sevaptır. Ancak bir takım nesebi kırık, zihni bulanık, rotası şaşmış insanlar her ne kadar milli ve dini kavram varsa, yine bu kavramların gölgesinde söz konusu temel orijinlerimize savaş açabilmektedirler. Bugün bu ülkede ulusalcılık adına millet düşmanlığı, din adına da dinin içini boşaltma gayretleri vardır.
İdeolojik bütünleşmeye, beşeri ilişkilerde adaletli paylaşmaya ve kaynaşmaya, dini hayatta Kuran ahlakıyla yaşamaya ihtiyacımız vardır. Bu milleti sevmek, bu milleti bu millet yapan değerlere sahip çıkıp yaşatmak her Müslüman Türkün asıl görevidir.
Biz bu bilinçle ve bu şuurla rotamızı çizdik ve yolumuza bu rota üzerinde devam ederiz. Gerisi bize hikâye gelir ve hiç de ilgi duymayız. Çünkü geçmişte muhteşemdik ve gelecekte de muhteşem olmak arzu ve son dileğimizdir. Bu dileğimizi günah olarak değerlendirenler ya cahil ya da art niyetli çevrelerdir.
YAZIYA YORUM KAT
Sevgil dar lokk. Benim felsefemde kötü insan yok, kötü sebepler vardır. Sizin yorumlarınız inanın beni mutlu etmiştir. Bende bir insanım, alaylı yorum yazan arkadaşlarıma elbette inciniyorum. Sizi seviyorum, Allhta sevsin sizi. Hakkım helal olsun, lütfen sizde hakkınızı helal edin. Sevgi ve dualarımı sunuyorum.
Yanıtla (0) (0)seyfullah hocam pazarlı tanıdıklarıma sizi sordum, yazı ve yorumlarınız her ne kadar agresif olsa da aslında temiz bir yüreğe sahip olduğunuzu ve çok çileler çektiğinizi öğrendim, biz okuyucular sadece yorum yaparız, yazılarınızı destekler ya da eleştiririz, konu sadece bundan ibaret, sizin yazılarınıza sadece bir sefer olumlu eleştiride bulundum, diğerleri böyle değil, yorumlarımla sizleri çok sıkıntıya sokmuş ve üzmüş olabilirim ama dediğim gibi bir art niyet yok, sadece fikir ayrılığı, sizler her türlü eleştiriye açık olmalısınız... siz de beni tanısaydınız inanın bu kadar agresif yorumlar yazmazdınız.. herneyse siz hakkınızı helal eder ya da öbür tarafa bırakabilirsiniz ancak ben size helal ediyorum ve inşallah sizi eleştiren yorumlarıma da devam edeceğimi belirtmek istiyorum... selamlar...
Yanıtla (0) (0)SAYIN DARK-LOOK, İŞTE SİZİN SAHİP OLDUĞUNUZ GERÇEK SEVİYENİZ BU. ALINTI YAPTIĞINIZ KAYNAKLARDAN YÜZÜNÜZE ÖRTTÜĞÜNÜZ PERDENİZ KALKINCA GERÇEK ÇEHRENİZ SON İKİ YORUMUNUZLA ÇOK NET OLARAK SIRITIYOR. YAZIYI BEĞENMEMİŞ OLABİLİRSİNİZ. TÜRKLÜKTEN VE MİLLETİ SEVMEKTEN BAHSETMİŞ OLMAMIZ SİZİ İNCİTMİŞ OLABİLİR. BÜTÜN BUNLARA RAĞMEN MDENİ, UYGAR VE İNANAN BİR İNSAN BIRAKIN YAZARA MUHABBETİ, OKUYUCULARA SAYGI DUYAR. NE YAZİK Kİ SİZLER BU ERDEMLERDENDE FUKARA KALMIŞSINIZ.
Yanıtla (0) (0)Pİ SAYISIYLA ÖLÇMENİZ GEREKEN YERE SİZİ GÖNDERİYORUM. HADI MARŞ MARŞ. SİZE ANCAK BU ŞEKİLDE HİTAP EDİLEBİLİR. ÇÜNKÜ HERKESE HAKETTİĞİ VERİLİRSE ADALET YERİNİ BULUR. SİZ MUHATAP ALMAYA BİLE DEĞMEYECEK KADAR ŞARTLANMIŞ, TÜRK DENİLİNCE YERİNDEN PİNOPN TOPU GİBİ HOPLAYAN BİR ZAVALLISINIZ. SİZİ BİR DAHA HOPLATMAK İSTİYORUM. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE. M. KEMAL ATATÜRK. MİLYONLARCA DEFA TÜRK VE ATATÜRK. HADI HOPLAMAYA DEVAM ET.
;-)) 3,14
Yanıtla (0) (0);-)999
Yanıtla (0) (0)