MİLLİ EĞİTİM- ADANA’DA ÇAY YETİŞTİRMEK!
Bugün köşeme, Üstad Necip Fazıl’ın, 4 Ekim 1967 tarihli Büyük Doğu Dergisi’nde “Milli Eğitim Adlı Facia” başlığı altında yazdığı yazıdan bazı bölümleri ve Osman Ergin’i, yazmış olduğu beş ciltlik “Türk Maarif Tarihi” adlı eseriyle misafir edeceğim.
Üstad Necip Fazıl şöyle diyor:
“Milli Eğitim Bakanlığı, 1948’e kadar tam çeyrek asır müddetle, dağıttığı bilgi yemeklerini susuz ve ekmeksiz veren bir lokantadır. Su ve ekmeği, din ve ahlâkın yerine koyacak olursak, bunlar olmaksızın ruhları beslemeye kalkan müessesenin halini takdir etmek kolay olur.”
Milli Eğitim çocuklarımıza “Su ve ekmek- din ve ahlâk” vermemiş midir?
“Ruhları beslemekle vazifeli bir devlet müessesesi (Maarif), ruhun tek ihtiyacı olan “inanma” ve “inanmama” davasında bir sistem sahibi olmaya mecburdur. Bu mecburiyetin de lokanta misaline göre, suyu ve ekmeği, kendisine göre her neyse, din ve ahlâktır… Bu ölçüye göre komünizma bile uzak değil; inandığı şey, sonsuz sıfatiyle yanlış, fakat sistemi eksiksiz olarak doğru.”
Demek ki, her sistem, eğer bir sistem ise, kendine göre bir inanış, bir inanç kabul etmeli ve onu, okullarında okuyan çocuklara vermelidir. Bunu yaparsa, yanlış da olsa, kendi içinde tutarlı olduğundan belli bir zaman yaşayabilir. Bunu başaramazsa, o millet kargaşayı yaşamaktan kurtulamaz.
Cumhuriyet ideolojisi bunu yapabilmiş midir?
“Bakanlık (Milli Eğitim) derslerde ve okul hayatının her cephesinde Cumhuriyet Halk Partisi programının Ulusal Eğitim kısmında tespit edilen gaye ve esasları tahakkuk (gerçekleştirmek) ettirmeyi iş edindi. Okulların umumi (genel) hayatı talebenin şahsi inkişafını (gelişimini) ve sosyal ve ulusal terbiyesini temin edecek bir şekle konuldu. Talebenin Cumhuriyetçi, Ulusçu, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimci olarak yetişecek surette bir terbiye ve karakter almasına önem verildi.” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, Cilt 5, S 1788)
Cumhuriyet ideolojisi bunu yapmak için çok çaba harcadı; fakat başarılı olabilmiş midir? Bugün eğitimde geldiğimiz yerden memnun isek, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkelerinin başarılı olduğuna hükmedebiliriz. Topu taca atmaya gerek yok, bir sistem oluşturdunuz, bunu korumak ve yaşatmak da sizin gayretiniz ve korumanız altına olmalı değil midir? Fıtrata uymayan bir eğitim sistemi başarılı sonuç verebilir mi?
Yine Osman Ergin’e müracaat edelim. ( Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi’ni çok derinden incelemiş ve beş büyük ciltle bunu göstermiştir.)
“Hemen söylemek mecburiyetindeyim ki; Atatürk birçok büyük inkılâpları başardığı halde Din İnkılâbını yapamamış, yapmak istediklerini de tamamlayamamıştır.” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, Cilt 5, S. 1908)
“Kesin olarak bilesiniz ki, bu kitabı (Kur’an) kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.” (Hicr, 9. Ayet)
Tekrar Necip Fazıl’a dönelim:
“ Cumhuriyet tarihimiz boyunca, Milli Eğitim zaviyesinden (açısından), kâinat ve ahlâk telakkisi olmayan, bizden başka bir âlem gösterilemez bu dünyada. CHP devrinde doğrudan doğruya ruh kıtaline memur bulunan, DP çığrında bazı küçük ıslahlara rağmen bünyesinde menfi zarı delemeyen, AP merhalesinde ise topyekün sola kredi açan ve iman itibarını zedeleyen Maarif binasını temelindeki son taşa kadar kökünden kazıyıp, ruhçu, şahsiyetçi, hakikatçi ve yepyeni bir inşa ile değiştirmedikçe bu vatanda hiçbir eser verildiği ve hiçbir plan takip edildiği iddia edilemez.” (a.g.d)
Milli Eğitim düzelecek mi?
Hâlâ Adana’da çay yetiştirilmeye çalışılıyor!
D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci
YAZIYA YORUM KAT