Ergenekon kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Karadeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli Prof. Dr. Ercüment Ovalı ile 2 rektör, 1 dekan ve 14 doktor hakkında soruşturma başlatıldı.

Ovalı ve diğer doktorlar 30 bin TL karşılında kendi ürettikleri kanser aşısını ölmek üzere olan kanser hastalarında denemek ve 26 kişinin ölümüne yol açmakla suçlanıyorlar.

Habertürk gazetesinde Özlem Yılmaz'ın haberine göre; Trabzon’da deneysel tümör aşısı ve kök hücre tedavisini para karşılığı kanser hastaları üzerinde uyguladığı gerekçesiyle bugüne kadar hakkında onlarca dava açılan, Haziran’da izinsiz kanser aşısı uyguladığı için 1 ay meslekten men cezası alan KTÜ Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Ercüment Ovalı yeni bir soruşturma ile karşı karşıya.

30 BİN TL ALIYOR!

KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Histoloji Anabilim Dalı Üyesi, kök hücre uzmanı Doç. Dr. Yavuz Tekelioğlu, Ovalı dışında 2 rektör, 1 dekan ve 14 doktor hakkında “nitelikli dolandırıcılık, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama, kamu görevlisi olduğu halde ticaret yapma, vergi kaçırma, görevi kötüye kullanma, suç işlemek amacıyla çıkar amaçlı kurma” suçlamaları ile Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Savcılık, yasa gereği dosyayı üniversiteye gönderdi. Üniversite de olayla ilgili soruşturma başlattı.

İddiaya göre aralarında profesörlerin de bulunduğu doktorlardan İstanbul’dan P.Y. ve O.E., Trabzon’dan T.D., R.Ç, Kocaeli’nden E.K, Trabzon’dan M.E, Samsun’dan N.E, Kayseri’den A.Ü, İstanbul’dan F.B., Z.K., İzmir’den Ç.C., Trabzon’dan F.A., H.K., R.Ç., 2004-2005 yıllarında Türkiye’nin dört bir yanından ölmek üzere olan kanser hastaları Ovalı’ya yönlendirildi. Ovalı’da kendisine gönderilen hastalara 30 bin TL karşılığında deneysel tümör aşısı ve kök hücre tedavisi uygulandı.

28 HASTAYA UYGULANDI

KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Histoloji Anabilim Dalı Üyesi, kök hücre uzmanı Doç. Dr. Yavuz Tekelioğlu, “Önce hastaların parasını alıp, sonra kobay olarak kullanıyorlar. Sadece benim tespitime göre 25 kanser hastası ve 3 ALS hastasına uygulama yapıldı. Kanser hastalarının hepsi ALS hastalarının da biri öldü. Umut ticareti yapılıyor. En korkutucu da aşının kan hastalıkları uzmanı Ovalı’nın kendi uzmanlık alanı dışındaki hastalara yapılmış olması. Yüz felcine, ALS hastalarına kök hücre uygulaması, mide, böbrek, bağırsak kanseri hastalarına da aşı yapılmış. Bu işi, tek bir kişinin kamu kurumunda yapması mümkün değil. Ortada nitelikli dolandırıcılık yapan çete var. Yargı süreci devam ediyor.” diye konuştu.

DEVLET ZARARA UĞRADI

Tekelioğlu, “Aşı, hastadan alınan doku örnekleri ile laboratuar ortamında gayri resmi üretiliyor. İçerisinde ne var, hangi güvenirliğe sahip bilinmiyor, hastalar son bir umut bu aşıya başvuruyor. İşin içindeki diğer doktorlar, özellikle ölmek üzere olan hastaları gönderiyor” dedi.

Doç. Dr. Tekelioğlu iddialarını şöyle sürdürdü;

“Hastalara imzalatılan ‘onam Formu’nda KTÜ’nün adı kullanılmasına rağmen soruşturmalarda Ovalı’nın yargılanmaması için büyük çaba sarf edildi. Bu uygulamalar kamu kurumunda yapılarak devlet zarara uğratıldı, hasta istismarı üzerinden vergilendirilmemiş kazanç sağlandı.

Prof. Ovalı: Hastalardan kesinlikle para almadım!

Habertürk'e açıklama yapan Prof. Dr. Ercüment Ovalı ise, hakkında suç duyurusunda bulunan Tekelioğlu ile ilgili bir dizi iddiada bulunarak, "Hakkımızda yüzlerce suç duyurusunda bulundu. Kendisi doktor değil, biyologdur. Hasta adına sahte başvurular yapmaktan ve hastaların 'onam formları'nı çalmaktan şu an yargılanıyor. Şu an 4 tazminat, 5 ceza davam var. 20 dava soruşturma aşamasında. Bir davadan beraat ettim. Diğerlerinden de beraat edeceğim" dedi.

"18 HASTADAN İKİSİ KURTULDU"

Kanser aşısının şu an üretim izniyle satış yapmak üzere bakanlıkça ruhsatlandırılmış bir ürün olduğunu öne süren Prof. Ovalı şöyle konuştu: "2004 ve 2005'te izinler yoktu. Dünyada 300 kişide bu aşı kullanılmıştı. Aşı, hastalara çare olabilmek için üretildi. Sağlık Bakanlığı o dönem, ilaçla ilgili her işlemde benden izin alacaksınız' diyordu. Oysa dünyada bu aşı ilaç sınıfından çıkarılmıştı.

"BÖYLE MANYAKÇA BİR HATA YAPMAM"

Bakanlık, Ocak 2009'da 'Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmeliği yayınladı. Yönetmeliğin Türkiye'ye geç gelişi ve tedavinin bilinmiyor oluşunun cezasını çekiyorum. O dönem biz 18 hastaya bunu uyguladık. Uygulamayı sadece 2 hastaya yaptım ve bunlar sağlığına kavuştu, 16'sı yaşamını yitirdi. Diğer aşıları hastalar adına üretim yapıp yolladım. Bunlar standart tedavilerini bitirmiş, artık yapılacak bir şey yok denen hastalar. Ancak tek bir hastadan bile para alamadım. Böyle manyakça bir hata yapmam.”