Çaykur Rizespor 5 yıl aradan sonra çıktığı süper lig' de 2013-14 sezonun da dönemin teknik direktörü olan Rıza Çalımbay ile bir kadro kurdu. Bu kadro da 3 yıl Rizespor'un güç bela lig' de tuttu.

Rizespor 2013-14 sezonunu 42 puanla 13. sıra, 2014-15, 14. sıra 36 puan ve 2015-16 sezonu da 37 puanla 13 sırada tamamladı. Lig'de hem son haftalarda alınan sonuçlarla kalmayı başarı olarak aldık. Bu durum biraz da küme düşen takımların Rizespor sen dur senin yerine biz düşeriz demeleri ile oldu.

 4 yıl önce oluşturulan kadro geçen sezonun sonun da bozuldu. O takımdan Orhan, Oboabona ve Kweuke kaldı. Kadroyu çok fazla dağıtıp bozmayın dedik ama dinletemedik. Başkan Metin Kalkavan ve Hikmet Karaman el ele verip bozdular. Yeni bir yapılanma ile yeni bir takım kuracağız dediler ve kurdular. Kurulan takımın durumu ortada.

Yerli ve yabancı alınan oyuncuların kalitesi ve kapasitesi ortada. Hikmet hoca sürekli oyuncuları geliştireceklerini söylüyor. Kaliteleri vasat olan bu oyuncular ne kadar gelişir göreceğiz. Rizespor' da oyun kalitesi yok.Bu olmadığı gibi ruh kalitesi de yok.

Herkesin merak ettiği, takım öne geçtiği maçlarda bile nasıl bu skorları alır, sıkıntı nereden kaynaklanıyor, takım içinde bir problem mi var? Sorular doğal olarak bizim de zihnimizi bir hayli kurcalayınca ilk ağızdan öğrenme avantajımızı kullanıp futbolculara  "Ne olacak bu takımın hali?” dedik.

Oyuncuların adı bende saklı olmak kaydıyla içlerinde bazı konularda sıkıntı olup bunu fazla dışarı vurmak istemedikleri düşünceleri ile hem Rizespor camiasına umut olacak, hem de yeni çözüm gerektiren yanıt aldım.

Takım içinde yeniler-eskiler, yerliler yabancılar diye bir sıkıntı ve gruplaşma yok.

Başta yazdığım gibi kadroda ki oyuncuların futbol kalitesi süper lig için yeterli değil. Bunu zaten herkes görüyor. En çok dikkat çeken nokta ise işin psikolojik tarafı. Skor olarak öne geçtiği maçlarda yenilen gollerle dağılan özgüven büyük bir problem olarak görülüyor. Takım içinde sonuçlardan kaynaklı ağır bir setre ve baskı var ama düzeleceğine inançta sıfırlanmış değil. Bu baskı ve stresi kaldıracak olanda Hikmet Karaman. Hoca algı operasyonunu takım için de yapmamalı. Kaybedilen her maçtan sonra faturayı sürekli oyunculara kesmemeli. Takım içindeki toplantılarda oyuncularını hataları ve yanlışlarından dolayı ağır dille eleştirmemeli. Oyuncularını hatalarından dolayı dışarı dada eleştirmemeli.

Bu durumdan çok ciddi oranda rahatsız olan isimler var. Hatta devre arasında gitmek için yol arayanlar. 

Süper Lig’in uzak ara en kötü takımlarından biri Rizespor. Elbette benzer takımlarda var. Taraftarın öfkesi sonuç odaklı olarak kötü ve onursuz oynayıp sahadaki tavra kızıyor. Maçın 90 ve uzatma dakikalarında yapılan anlamsız oyuncu değişikliklerine kızıyor. Hocasından futbolcusuna kadar kızıyor çünkü böyle bir görüntü karşısında tahammül edemiyor.

Hikmet Karaman, 3. kez geldiği Rizespor' da üst üste üçüncü sezonunu geçiriyor. Bu sürede üst üste kazanılan 2 maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Ayrıca tam bir yıldır deplasmanda maç kazanamıyor. Bu sezon iki tane kıçı kırık maç onayıp kazandık diye konuşacaksın sonra hem suçlu hem güçlü olarak gelişip büyüyeceğiz algısı.

Tavır, tavır hep tavır. Üç kuruşluk top oynayacaksınız ama havadan konuşup ona posta buna tokat. Hadi oradan ya. Kimsiniz, çıkıp sahada taşıdığınız formanın ve aldığınız paranın hakkını verin. Mazeret ve laf üretmeyin. Çıkın sahaya başarılı olup maç kazanın ve bu takımı ligde tutun, o zaman postayı da tokadı da atın.