PAÇALARI SIVALI TAYYİP ERDOĞAN
Bu fotoğraf karesi, Tayyip Erdoğan’a duyulan sevgiyi ve iktidar gücünü apaçık anlatıyor.
Sıradan bir ev. Evin içinde kanepeye oturmuş ve pantolonunun paçalarını sıvamış bir adam. Daha önceden çıkarmış olduğu çoraplarını giymek üzere elinde tutuyor ve bir yandan da yanındakilerle ilgileniyor.
Ne yapıyor bu adam?
Abdest alıyor! Bu kadar önemli mi abdest almak? Hem de çok önemli.
Karşımızdaki adam bir Cumhurbaşkanı. Ülkesini alnının akıyla yöneten ve dünyaya dik duruşu hatırlatan adam. Bu adam, Derik kaymakamı M. Fatih Safitürk’ün cenaze namazı öncesinde, Safitürk’ün baba evinde abdest alıyor. Sıradan biri, senin ve benim gibi.
İşte Tayyip Erdoğan’ın gücü burada, sıradan biri oluşunda. O, halkının içinde; halkıyla beraber. Halkının inançlarını aynen paylaşan ve bütün bunları yaparken asla gösterişe düşmeden, inancını her şart altında yaşayan içimizden biri. Ateş yakar, su söndürür; bu, onların fıtri yapısında olan bir özellik. Ben Müslüman’ım diyen biri için de abdest almak, namaz kılmak bunun gibi bir şey. Yani bardağın içindeki çaya düşen taş gibi değil, şeker gibi; diş kırmıyor, çaya tat veriyor. O zaman bu çayı herkes seviyor.
Ne Cumhurbaşkanları gördü bu millet.
Pakistan Devlet Başkanı Ziya’ul Hak’ın türbesini ziyaret ederken, herkes ellerini açmış Fatiha okuyor; ama bizimkisi esas duruşta, zinhar ellerini semaya kaldırmaz, laiklik!.. Ramazan günü kürsüde su içer.
Bir başkasına, “Yahu, milletin karşısında hiç olmazsa bir Allah deyiver!” dendiğinde, “Allahaısmarladık, diyorum ya.” diyerek, derin bir dalgayı da içeren cevap veriyor.
Şehir efsanesi olarak anlatılır;
Beşinci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay (Oflu olmasının da vermiş olduğu aile terbiyesiyle) Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otururken herkesin işitebileceği kadar bir “Besmele” çekebilmiş. “Yedi sene bunun hesabını veremedim!” demiş.
İspanya krallarına dokunanlar öldürülüyormuş. Bunlardan biri, bir yangının içinde kalır; fakat saraydakiler canlarının korkusundan ona dokunamazlar ve kral ölür.
Firavunları görenler öldürülüyormuş. Firavun caddeden geçerken herkes yere yüzükoyun yatmak zorundaymış, yoksa öldürülürmüş.
Bu milletin ortak paydası İslam’dır.
Bu paydayı paylaşmayan herkesi bu millet eler, bağrına basmaz. O, çayın içine düşmüş taş gibidir, diş kırar.
Lider, durduğu zaman, o duruşta halk kendini aynada görüyormuş gibi ise o, halkının sevgilisidir.
İstanbul’u alıp Ayasofya’da Cuma namazı kıldıran Fatih Sultan Mehmet ne ise, pantolonunun paçalarını abdest almak için sıyırmış bir Tayyip Erdoğan da odur; yeri geldiğinde cemaat, yeri geldiğinde imam.
Böyle olunca millet ona sadece oy vermekle kalmıyor, evini, mahremini ve hatta gönlünü açıyor ve onu bağrına basıyor.
Bir bakıyorsunuz bir fakir evinde kuru fasulyeye kaşık çalıyor, bir bakıyorsunuz bir taziyede Kur’an okuyor. Bir cenazede tabutu omuzlamış gidiyor, bir baba gibi gözyaşı akıtıyor. Ve bütün bunların hiçbir yapmacık değil, içten.
Bir şey diyeyim mi?
Tayyip Erdoğan ölmeden hiç kimse iktidar hesabı yapmasın; çünkü onun iktidarı halkının gönlüne kök salmış.
D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci
YAZIYA YORUM KAT