1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. PARANTEZ İÇİNDEKİLERİ SIFIRLA ÇARPTIM: HİÇ!
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

PARANTEZ İÇİNDEKİLERİ SIFIRLA ÇARPTIM: HİÇ!

A+A-

 

            Bir kadın Hz. Ali’nin yanına gelerek ondan yardım istedi. Kadın, küçük çocuğunun dama çıktığını ve onun üstünde kaydığını söyledikten sonra, çocuğu damdan indirmek için başvurduğu çareleri de sıraladı:

                        “Çocuğuma tehlikeden kaç desem, aklı ermez ki kaçsın. El ile işaret etsem anlamaz. Ona süt vereceğimi söyledim, göğsümü işaret ettim; başını çevirdi. Allah rızası için bana yardım edin; gönül meyvemi kaybedeceğim diye kalbim titriyor!”

            Hz. Ali, kadına: “ Dama başka bir çocuk çıkar da, çocuk, kendi cinsinden bir çocuğu orada görsün. O vakit çocuğun, oluğun üstünden dam tarafına gelir; çünkü cins, daima kendi cinsine âşıktır.” diyerek kadına yol gösterdi.

            Kadın, Hz. Ali’nin dediği gibi yaptı; çocuk, kendi gibi bir çocuğu görünce, koşa koşa ona doğru geldi.

            Bu olaydan alınacak çok ders vardır:

            Her cins, kendi cinsinden olanları çeker.

            Bir insanla konuşurken veya ona bir sorumluluk yüklerken, onun cinsini, yani yeteneğini iyi tanımak lazımdır. Ata et, ite ot vermemek gerekir.

            Aynı cinsten oluşun, şaşılacak bir çekiş gücü vardır; nerede bir şey arayan, dileyen varsa, onu çeken de aynı cinsinden biridir.

            Buna çağdaş bir örnek verelim;

            Siyasi partiler vardır. Bu partilerin programları, söylemleri, liderleri vardır. Ülkenin en ücra köşesindeki bir insan, bu partilerin programlarını bilmez, söylemlerinden birkaçını duymuştur; fakat o insanın yapısı gereği bir partiye meyli vardır. Siz partinin liderinin yapısına bakmadan önce, onu destekleyen, seven bu ücra köşedeki insanın duruşuna bakınız; o neyse, lideri de odur. Cins, cinsini çeker çünkü. Atalar sözünü yabana atmamak gerekir; “Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim.”

            İnsan insanın aynasıdır; o aynaya bakınca kendini görür.

            Kendi cinsinden olana meyli vardır, onu veya onları sever de karşı cinsten olanlara ne yapar? Fıtri (yaradılış) terbiyesinden geçmemiş olan insanlar, karşı cinsten (duruştan) olanlara haset eder. Hasedi kim içinde ateş gibi barındırır? Fıtri terbiye almamış, İslam şuurundan uzak olan insanlar. Onların yüzünüze karşı gülmelerine aldanmamak gerekir, içlerinde size ve inancınıza karşı ateş kaynamaktadır. Bu ateş dünya cehennemidir ve hasetçiler, daha ölmeden dünyada bir başka cehennemi yaşamaktadır.

            Oysa insan “BEN”ini kaybedip bencillikten kurtulmadıkça terbiye olmuş olmaz. Terbiye olmamış olan insan, damda bulunan çocuğu aşağı indiremez. İç dünyamızın damlarında nice çocuklar ölüm oyunu oynarken, bizler bunun hiç farkında bile değiliz.

            Bir aynanın karşısında durup kendi “ben”imizi oluşturan bütün unsurları ayrıştıralım: Eş, akraba, sevgili, düşman, komşu; tarihi, ilmi, edebi, felsefi şahsiyetler; sevdiğiniz ve nefret ettiğimiz eşya ve şahıslar, fikirlerimizi, duygularımızı oluşturanlar.. her şeyle olan bütün ilgilerimiz koparırsak, ortada bir şey kalmadığını anlarız. O halde “ben” dediğimiz şey, diğerlerinin toplamının “HİÇ” aynasına yansıyan ışığıdır.

            “HİÇ” olduğunu bilenler, terbiye olmuş insanlardır. Bunlar ailede çocuğu fıtratına göre yetiştirirler, okulda çocuğa fıtrat yolculuğu yaptırırlar, ülkelerin başına geçtiklerinde insanları saptırmaz, onları doğru yola iletirler.

            Bu tip insanların oluşturduğu topluma da “Ümmet-i Vahide” (Bakara, 213;

 Mü’ minun, 52-61; Enbiya, 92) denir.

    D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız