POLİS KOMPLOSU İDDİASI FOS
Ergenekon hala aktif. Taraf'ın haberinin polis komplosu olduğu iddiasını görüntüler ve Öztürk'ün avukatının imzası yalanladı.
Ergenekon terör örgütü iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında geçtiğimiz hafta tutuklanan Avukat Serdar Öztürk'ün bürosundaki aramanın saniye saniye görüntülü kayıt altına alındığı ve 'bu belge sonradan büroya konularak komplo kuruldu' iddiasında bulunan avukatının da arama sırasında bizzat büroda bulunduğu ortaya çıktı. Öztürk'ün bürosunda yapılan bulunan ve Genelkurmay Harekat Daire Başkanlığı tarafından hazırlandığı iddia edilen 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı belge ile ilgili tartışma giderek büyüyor.
TUTANAKTA İMZASI BULUNUYOR
Serdar Öztürk'ün bürusunda bulunan ve kamuoyuna 'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' olarak duyurulan belgeyi inkar etme senaryosunu kayıtlara yalanladı. Öztürk'ün avukatı Hasan Gürbüz, müvekkiline ait böyle bir belge olmadığını ve komplo kurulduğunu iddia etmişti. Ancak, Öztürk'ün bürosundaki arama sırasında Öztürk'ün avukatı Demet Reçber'in de hazır bulunduğu ve büroda ele geçirilen belgelerle ilgili tutanağa polis ve savcıyla birlikte imza attığı ortaya çıktı.
ODALARA AYNI ANDA GİRDİLER
Avukatlık bürosunda yapılan arama sırasında Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin kamera kullandığı ve kameraların an be an aramaları kaydettiği ve arama yapılan her yere savcı, avukat ve polisin birlikte girdiği öğrenildi. Serdar Öztürk'ten elde edilen CD, DVD ve bilgisayar hard disklerinin imajlarının da kısa süre içinde kopyalanarak tutanak karşılığı teslim edildiği kaydedildi. Kamera uygulamasının Levent Göktaş'ın ofisinde ele geçirilen 52 no'lu DVD ile ilgili olarak ortaya atılan 'polis koydu' iddiası gibi benzer bir olayla karşılaşmamak için yapıldığı öğrenildi.
51 NOLU DVD'Yİ SAVUNMA TAKTİĞİ
Serdar Öztürk, bazı üst düzey yargı mensupları ile bürokratlara ait şantaj amaçlı namahrem görüntüler ile Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya'nın özel hayatı ve ailesiyle ilgili fişleme dosyalarının bulunduğu 51 Numaralı DVD'nin sahibi Göktaş'ın avukatı ve iş ortağıydı. Öztürk, TV'den 51 Numaralı DVD'yi büroya polisin koyduğunu iddia etmişti.
Soruşturma kimlere yapılıyor
Türkiye gündemine bomba gibi düşen ve Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekat Daire Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nce Nisan 2009'da hazınlandığı iddia edilen 'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' planıyla ilgili tartışma giderek büyüyor. Genelkurmay'ın başlattığı soruşturmanın kimlere yapıldığı merak konusu. Tuğgeneral Metin Gürak 'Konu tüm yönleriyle soruşturuluyor' derken, Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin yayın yasağı kararında 'belgenin sızdırılması ve yayınlanması hususlarında soruşturma yapıldığından' denildi.
MAHKEME KARARINDA VAR
'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' iddiaları üzerine Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, 'Konunun tüm yönleriyle incelenmesi maksadıyla, Genelkurmay Askeri Savcılığı'na derhal bir soruşturma emri verilmiştir' demiş, 'Belgenin varlığı mı soruşturulacak, yoksa nasıl sızdığı konusunu mu' sorusu üzerine de sözlerini 'tüm yönleriyle' kısmına vurgu yaparak tekrarlamıştı. Ancak daha sonra Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nin konuyla ilgili yayın yasağı getirdiği kararında '... gizli belgenin sızdırılması ve yayınlanması hususlarında soruşturma yapıldığından' denildi.
SIZDIRMA VE YAYINLAMA
Belgeyle ilgili Genelkurmay Askeri Mahkemesi yayın yasağı getirdi. Belge ile ilgili haberlerin 'milli güvenliği, kamu düzenini ve güvenliğini ilgilendirdiğini' vurgulayan Askeri Mahkeme kararında '... ayrıca Genelkurmay Harekat Başkanlığınca hazırlandığı iddia edilen gizli belgenin sızdırılması ve yayınlanması hususlarında soruşturma yapıldığından, bu konuya ilişkin haberlerin, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığını etkileme ihtimalinin bulunması' nedeniyle yayın yapma yasağı konulmasına karar verdi.
'Gereği hemen yerine getirilsin'
Ergenekon 2009'un halen aktif olduğunu gösteren belge medyada köşelere ilginç tespitlerle taşındı. İşte o yazılardan bazıları:
Hasan Cemal (Milliyet): Genelkurmay'da hazırlandığı belirtilen yeni bir 'andıç'la karşı karşıyayız. İçler acısı bir belge... (...) Şimdi sormak lazım: Bunların 'askerlik'le ilgisi ne? Bunlar suç değil mi? Genelkurmay'dan yapılan açıklamaya göre, konuyla ilgili soruşturma başlatılmış... Dileriz, bu konuya Erdoğan hükümeti de eğilir, yargı da harekete geçer, medya da gereğini yapar. Yoksa bu ülkede demokrasi de, hukukun üstünlüğü de lafta kalmaya devam eder.
CUNTA FAALİYETİ Mİ, GÖREV İFASI MI
Fehmi Koru(Yenişafak): Eldeki belge doğruysa ilk elde öğrenilmesi gereken bir tek ayrıntı var: Bu bir cunta faaliyeti midir, yoksa hiyerarşi içerisinde oluşmuş tepeden verilen emirlerle yerine getirilen bir görevin ifası mı? İki durum da kötüdür, hem de ikisi de birbirinden daha kötü... (...) Hiçbir demokratik ülkede, herhangi bir siyasi kadro, kendisine bağlı bir kurumun, iktidardaki varlığına karşı 'psikolojik savaş' yürütme hazırlığı içerisine girmesini sineye çekemez çünkü.
YA BU SORU SORULURSA
Emre Aköz (Sabah): Psikolojik harekát çalışmaları, tam da Başbuğ konuşurken sürüyordu. Şaşırdık mı? Hayır! 2004 sonbaharında, yani Hilmi Özkök döneminde, sivil toplum kuruluşlarını yönetme ve yönlendirme planı yapılmıştı. Yaşar Büyükanıt döneminde de ayrıntılı bir toplum mühendisliği planı hazırlanmıştı. Yani GK Başkanı kim olursa olsun, benzeri çalışmalar yapılıyor. Belli ki bu bir kurum kültürü olmuş.Bir sorum var: Mesela uluslararası bir konferansta, 'Kahraman ordunuz niye vergisiyle beslendiği halka karşı psikolojik operasyon yapıyor' diyenlere ne cevap vereceğiz?
HALA DERS ALMADINIZ MI?
Ertuğrul Özkök (Hürriyet): Taraf Gazetesi'nde dün yayımlanan belgeyi okuyunca, içimden gelen ilk ses şu oldu: 'Acaba Bülent Arınç haklı mıydı?' Ne demişti Bülent Arınç?'İyi ki bu komutanlarla savaşa girmemişiz.'Bu duygularımı, gazetede yayınlanan belge gerçekse kaydıyla söylüyorum.Şu ana kadar sahte olduğu konusunda bir bilgiye ulaşamadım.Genelkurmay İletişim Başkanı dün muğlak bir açıklama yaptı ve 'Konu soruşturuluyor' demekle yetindi. Bu yazıyı şu şartla yazıyorum: 'Eğer bu belge gerçekse...Yeni ve feci bir andıç olayı ile karşı karşıyayız demektir. (...) Eğer bu belge gerçekse; İnsan soruyor: 'Yani hala mı ders almadınız?
HABERE YORUM KAT