Reziller...
Sevgili okurlarım, bir hafta Karadeniz’deydim.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Artvin-Ordu arasında gittiğim her köyde, mezra ve yayladaki her ev şanlı bayrağımızla donatıldı.
Pazar İlçesi’nin Dağdıbi köyüne( Sulet) oradan da, değerli dostum Hikmet Hatırnaz’ın dostları için yaptığı merada küçük dağ evine konuk olduk. Ne de olsa, bu köyün eniştesiyim. Fahrettin, İsmail, Ensar, Hava ve Güven Hatırnaz’in misafirperverlikleri ve söyledikleri güzel türküler harikaydı. TRT’ de TSM Ses Sanatçısı olan sevgili eşim Meliha, Hatırnaz’ların kızıdır.
***
Doğa korunmuş, zarar verilmemiş muhteşem bir yer. Orman dahi bayraklarla donatılmış. Karadenizli, dağda bir petek koymuş, yanına Türk bayrağını asmış. Anlayacağınız Karadeniz bayraklarla donatılmış
Dinine saygılı Cumhuriyeti’ne sevdalı, benim Karadenizli böyledir. Bayrak ve Karadeniz, gelecek yazımda değineceğim.
Köylü, dedesinden, atasından kalan yayla ve meralarını korumuş Ormana sahip çıkmış, şimdi Tapu Kadastro çalışmaları adı altında köylüden alınmış, köylü kendi tapulu arazisinde işgalci konumuna düşmüş. Bu konuya da ayrı bir yazımda ele alacağım.
***
Çevremdekiler, “Tatildesin, gazete okuma, TV haberleri izleme” deseler de, bizim meslektekilerin bunu yapması gerçekten çok zor.
Olup bitenlere aklım almıyor, yazacak kelime bulamıyorum. Daha öncesinde yazdığım” Bu ülkede idam şart. ABD’ de var bizde niye yok. Getireceksin idamı; İmralı’daki terörist başının yatak ucuna asacaksın, tek bir asker şehit edildiğinde, idamı gerçekleştireceksin” şeklindeki yazımı eleştirenler, lütfen bu yazımı da okusunlar.
Ne utanmaz insanlar bunlar? Hala konuşuyorlar, toplumun karşısına çıkıyorlar. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne meydan okuyorlar, talimatlar yağdırıyorlar.
“Asker silahı bıraksın, Eller tetikten çekilmeli, Devlet operasyonları durdursun, Barış için masaya oturmak, müzakere etmek gerek, Şartlarımız yerine getirilsin’
***
Yani katiller sürüsü, bunların Meclis’teki uzantıları, kanlı eylemlerini tüm vahşeti ile sürdürecek, askerlere mayınlı tuzaklar kuracak, karakollarımıza saldırı yapacak, yolu kesip asker- sivilleri kaçıracak, maç yapan polislerimizi şehit edecek, günahsız askerlerimizi şehit edecek, ama devlet onlara bir şey yapmayacak.
“Aman teröristlerim, etmeyin eylemeyin, gelin oturun masaya, pardon Meclis’e istediğinizi verelim,” diyecek öyle mi?
Onlar dağa adam kaçıracak, masum insanları katledecek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tanımayacak, tanımadıkları devletin her türlü imkânlarından istifade edecek, devlet onlara bir şey yapmayacak.
Savaşı başlatan onlar, saldıran onlar, öldüren onlar, ama bir takım ahlaksızlar, vatan hainleri, BDP’li bir takım Meclis’teki uzantıları “Asker silahı bıraksın, kan dökülmesin” istiyor.
Terör çetesine ve destekçilerine “silahı bırak, yıllardan beri birlikte yaşadığın masum insanların kanını akıtma, terörle bir yere varamasın, devleti dize getiremesin” diyen yok.
“Devlet gereğini yapacak. Karadan ve havadan operasyon yapacak. Terörü destekleyen sözde dostlarımıza gerekli cevabi verecek.
“Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan” Başka söze gerek yok.
Kim ne derse desin.
Güneydoğu’da terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti Devletine kafa tutuyor, hakli sindiriyor, örgüt yol kesip asker, kaymakam ve polisi kaçırıyor.
***
Yaşadığımız coğrafyada tüm kesimlerin teröre karşı birlikte hareket etmeli. Bu işin öncülüğünü tüm siyasi partiler, sivil Toplum kuruluşları yapmalı.
Ne yazık kİ toplumsal tepki yok Türkiye’de
Terörün sağcısı, solcusu, dinsizi, imansızı olmaz.
Elbette KANDİL Dağı’nın bombalamasıyla bu sorunun birden çözüleceğini beklemek kadar saf değil bu toplum. ABD’nin koruması altındaki, iki paralık aşiret reisi Barzani’ye haddini bildirmeli, karadan harekât yapılıp, teröre destek veren kaynaklar kurutulmalı.
YAZIYA YORUM KAT