Karadeniz bölgesinde faaliyet gösteren başta Tek Gıda İş olmak üzere birçok sendika bulunmaktadır.
Çaykur bünyesinde yıllarca sendikacılık yapan Tek Gıda İş, her ne olduysa bu günlerde yeni bürolar oluşturma çabası içerisine girdi.
Bunlardan ismini öne çıkartan Öz Gıda İş Sendikası ise Çaykur işçilerini kendi bünyesine katmak için günlerdir telkinlerde bulunmaktadır.
Her gün basında yer alan haberlere göre gidenler geri dönenler ve çok hoş olmayan bir mücadele göze çarpıyor.
İşçinin karşısına çıkan sendikacılar, yıllardır hatırlanmayan işçileri sanki hacdan gelmiş gibi elini öpmeye varacak derecede ilgilenmelerle dikkat çekiyorlar.
Görülüyor ki Tek Gıda İş’in bir boşluğu var ki bunu doldurmak amacıyla yeni bir sendikal faaliyete ihtiyaç duyuldu.
Eğer bu boşluk doldurulursa işçiler yeni oluşan sendikal faaliyetleri dışlayarak devre dışı bırakacaktır.
Ülke genelinde olduğu gibi; bütün odalar, meslek kuruluşları, sendikalar dernekler, hepsi bir şekilde siyasetin içine çekilerek hareket etmektedir. Bakıyorsunuz ki tabipler odasında seçim var, falan aday falan partinin adamı diye yüklenmeler.
Çiftçi örgütlerinin seçimlerinde yine aynı şey.
Bütün sivil toplum örgütleri olarak aklımıza gelen tüm mesleki kuruluşlarda aynı hareket devam etmektedir.
Mesleki toplum örgütlerinde mesleki ağırlık öne çıkması gerekirken maalesef siyasi düşünceler tavan yapıyor.
Bu bir hastalıktır. İnsanımızın beynine geçmişte yerleştirilmiş ve bir türlü söküp atılamıyor.
İşte Rize’de Öz Gıda İş hareketi yine böyle bir oluşumun neticesinde ortaya çıkmıştır.
Bölgedeki işçiler birbirine düşürülmekte ve siyasi mülahazalarla sağa sola çekilmektedir.
Türkiye’de sendika ağaları işçi haklarını savunma yerine işçilerin sırtından elde edilen paralarla lüks arabalar ve köşk gibi mekanlarda siyasi iradeye güç gösterisi yapmaktadırlar.
Sendikadaki anlayış ne kurumu ne de işçiyi korumaya yöneliktir.
İşçi hakları savunucuları kurumları yıpratmak pahasına her türlü çıkarcılığı kahramanlık sayarak yola devam etmektedirler.
Sanki her sendika iktidar veya muhalefet partisinin sözcüleri gibi bir zihniyet içerisinde çalışmaktadırlar.
Türkiye’de gerçek sendikacılık yerleşmedikçe, Çaykur’da yapılan sendikal hareketlilik birilerinin rahatlarının bozulmasına, diğerlerinin keyiflerinin artmasına neden olacaktır.
İşçilerin akıllarını başına alıp kurumlarını korumak için ellerinden geleni yapmaları gerekmektedir.
Rize’de ve bölgede yapılan bu sendika yarışı tamamen iktidar-muhalefet mücadelesine dönüşmüştür.
Siz siz olun sendika ve mesleki kuruluşları siyasetin çirkin pençesinden kurtarın veya tamamen serbest bırakın. Veya bu kuruluşların siyaset yapmasına müsaade eden yasal düzenleme getirin.
Fiili olarak bütün sendikalar siyaset gütmekte, bütün mesleki kuruluşlar bir siyasi anlayışın peşinde hareket etmektedir.
Bunu körler sağırlar bile anlayıp duymaktadır.
Bütün Çaykur ve diğer kurumlarda çalışan işçilerimizin emeklerini zayi etmeyecek bir oluşum için işçiler çalıştıkları kurumları ayakta tutacak tedbirleri almalıdır. İnanıyorum ki bölge ekonomisinin bel kemiği olan Çaykur’a göz bebeği gibi bakıp kirli ellerin o kuruma uzanmaması için işçiler ellerinden geleni yapacaktır.